Satranç ta hiç mi şike olmaz?
#14
Ateş bey "bu konuyu konuşmayalım, faydası yok" demiş ve Türk satrancının öncelikleri açısından haklı gibiama ben biraz farklı düşünüyorum.

Satrançta şike, hile, doping -adı neyse- üzerine gidilmesi gereken ciddi sorun. Bunun çok hafife alındığı düüncesindeyim, oysa en alt düzeyden dünya şampiyonluğu tavanına kadar karşımızda. Sağlıklı çözüm de üretilmiş değil.

Ama konuya girmeden önce kavramları oturtmak lazım; burada kritik olan bana göre şike değil (aşağıda yazmaya çalışacağım). Kritik olan satranç açısından kulağa biraz tuhaf gelse de: Doping !

Kavramsal gidersek, şike, 2 tarafın üzerinde önceden anlaşma sağladığı haksız bir "sonuç yaratma" eylemi. Yani oyunculardan başka herkesin bir mücadele izlediğini sandığı bir oyunun, aslında önceden tayin edilmesi.

Zaten futbol takip edenler bilir, uluslararası jargonda şike match-fixing diye geçiyor (maç tayin etme). Bu "önceden tayin" izleyenleri kandırıyor, sponsorları kandırıyor, organize edenleri kandırıyor ve rakiplere doğrudan zarar veriyor.

Burada biraz futbol üzerinden şike ve satranç ilişkisine gidelim çünkü ince ve güzel bir nokta var.

Tuhaf bir şekilde, dünya üzerinde sadece bu iki oyunda beraberlik kavramı sözkonusu. Diğer bireysel veya ekip oyunlarının hiçbiri berabere bitmiyor. Tenis maçı, güreş müsabakası veya 400 engelli finali berabere bitemiyor. Satranç ve futbolda ise beraberlik % 33 olasılık.

Diğer bir önemli benzerlik ise her iki sporda kendi sahasında oynama avantajı üzerine kurulu bir sistem var. Veya deplasman dezavantajı. Futbolda deplasman; satrançta siyah taşlarla oynama...

O yüzden mesela Fenerbahçe M.Gladbach ile deplasmanda oynarken aslında siyah taşlarla oynayan bir satranç oyuncusu konumunda. Hani bire bir aynı değil elbette ama böyle bir dinamik var her 2 oyunda da.

Beraberlik kavramının önemi şu: Diğer yarışmacı oyunlarda oyun kazanmakla veya kaybetmekle bitiyor. Sadece kazanıyorsunuz ve kaybediyorsunuz. Ara sonuç yok.

Satranç ve futbolda beraberlik bir ara sonuç. Keza her ikisinde de turnuva mantığı olduğundan çoğu zaman bir maçın berabere bitmesi taraflar için ölümcül mesele olmuyor. Bu sebeple de beraberlik kavramının varlığı, şike için yardımcı bir faktör. Canı şike çeken rahatlıkla anlaşmalı berabere yapabilir, bu legaldir ve (match-fixing) sağlanır.

Diğer taraftan satranç, gelenekleri ile var olan bir oyun. Yazılı olmayan kuralları çok baskın. Bunun en önemlilerinden biri de anlaşmalı beraberlik kavramı. Bu sadece satranca özgü bir kurum ve kökü yüzyıllara dayanıyor.

Tuhaf bir alegori olacak ama FB - Kayseri maçının 15.dakikasında hocalar anlaşmalı beraberliğe maçı bağlayıp hakeme bildirseler ve maç 16. dakikada bitirilse, herhalde pazarı pazartesiye bağlayan saatlerde kalecisinden tercümanına onlarca adam önce savcının sonra kapalı cezaevinin yolunu tutar Big Grin

Satrançta ise, dünya şampiyonluğu maçında atıyorum Glefand-Anand'la 20 dakikada berabere yapabilir.

Anlaşmalı beraberlik geleneği yüzyıllarca önce doğmuş, dünya şampiyonlarının uygulamalarına kadar girmiş, aksine kural yok, oluşturmak bir o kadar imkansız. Tabii 30 hamleden önce berabere yapılamaz denilebilir ama bu temenni olur. 3 hamle tekrarlı pozisyon oluşturmak veya 31 hamlelik maç üretmek canı çeken için zor değil.

Satrancın kök gelenekleri ve oyunun anlaşma ile bitebilmesini sağlayan kültürü nedeniyle, bence kavramsal olarak satrançta şike olmaz.

Buna tek istisna, bilerek maç kaybetmek belki ama, satranç hamle esasına göre oynanan ve herhangi bir hamlesinde her zaman hata yapılması kabul gören bir oyun olduğundan, bunun ispatı mümkün olmaz.

Şimdi gelelim asıl soruna.

Satrançta temel sorun dopingtir.

Doping, beceri ve güç gerektiren her sporda, oyuncunun gücünü veya becerisini arttıran her türlü dış faydadır.

Doğal olarak fizike dayalı sporlarda (kısa mesafe koşu diyelim) doping, bir kimyasal veya ilaçtır. Çünkü gücün arttırılması gereken yer kastır ve bu da ilaçla sağlanır.

Veya hormon veya teniste Djokovic üzerinden tartışılan basınç odası (http://www.haberdesin.com/haber/spor/ist...icin-sirri ) veya tuhaf idman teknikleri. Bunlar doping içine giriyor.

Satranç da bir beceri, bilgi ve muhakeme oyunu olduğundan bu 3 unsuru sağlayan bir dış etmen dopingtir. Beceri yani hesaplama; bilgi yani data, muhakeme yani planlama...

E bunları birarada sağlayan maddeye günümüzde Houdini, Fritz falan diyorlar Big Grin

Kavramları tanımlarken tam doğrusunu yazamamış olabilirim çünkü bunlar diğer sporlarda çok sert akademik tartışma konuları.

Satranç yukarıda söylediğim gibi gelenekleri kuvvetli bir oyun olduğundan yeni kural oluşturmak çok zor. Kural derken oyunun kuralı değil, oyunun işleyişi ile ilgili kurallar; turnuva düzeni, oyun sonrasında oyuncu hakları, hakem oyuncu iletişimi gibi alanlar henüz çok kapalı.

Ama teknoloji gelişiyor ve doping, cheating gibi konular her geçen gün daha büyük tehditler vaat ederek geliyorlar.

Satrançta, kendi beyin fonksiyonları ile yapmakta zorlandığı hesaplamaları yani beyin faaliyetini bir dış etmenle yaptırmak doping kullanmaktır.

Dopinge çare üzerine ise yeterli çalışma yok. İlk planda çok caydırıcı cezalar kurgulanabilir. Cep telefonu ile hamle aldığı ispatlanan oyuncunun çok uzun süre turnuvalardan yasaklanması gibi.

Önleyici tedbirler netleştirilebilir. Maça giren herkesin havaalanlarındaki dedektörlü kapılardan geçip üst araması ile steril turnuva alanlarına alınması; seyirci temasının kesilmesi gibi.

Oyunu biten oyuncunun derhal turnuva salonunu terk etme mecburiyeti gibi...

Evet bunlar satranç alışkanlıklarına çok ters ve biz geleneklerimiz içinde oyunları seyreden oyuncuları gören insanlarız. Veya turnuva salonlarına girerken aranmak, potansiyel suçlu muamelesi gibi gelebilir.

Ama doping konusu önümüzdeki günlerin çok ciddi konusudur zira artık cep telefonuna bile gerek kalmadan belki kısa bir zaman sonra vücuda konulabilecek basit çipler yardımı ile hamle alınması mümkün olacak. Vay ne bileyim peruklu oyunculara dikkat edin, belki 1805'lik bir oyuncuya karşı değil, ajan Smith'e karşı oynuyorsunuz :wink:

ara not: Benim doping olarak tarif ettiği "dış etmen yardımları" literatürde cheating -hile- olarak tanımlanıyor. Yukarıda anlattığım nedenlerle bu tarife karşıyım.

Hile, kandırma olduğu için, dış etmen yardımını yani dopingi karşılamıyor.

Satranç motoru, dopingtir. Mesela Macaristan'da kimsenin bilmediği bir hafta sonu turnuvasına parayı bastırıp yerime birini sokarsam ve buradan Elo toplarsam bu cheating olur. Tabii bana göre).

Son olarak, Crisan olayında FIDE büyük hata yapıp tarihi bir fırsatı kaçırdı. O dönem şikeden çok, belli ülke federasyonlarının örgütlü suç işlediği kısmen mafyatik ve kaotik bir dönemdi.

Bir çok ülkede hayalet turnuvalar yapılarak o turnuvalarda olmayan kişilere rating ve unvan dağıtıldı. Suat Atalık bu konuda haklı olarak çok net ve çok ciddi eleştirilerde bulunmuştu.

Romanya Federasyonun adı da sadece Crisan için değil o dönem bir çok oyuncu için bu olaylara karışmıştı. Neticede olayı küllendirmek isteyen FIDE bir komite kurdu ve içine kendisinin de bu olaylarda adı sıkça geçen Azmaiparashvili ve galiba Gürcü Zurab Sturua'yı getirdi.

Bir gerçek döner turnuva düzenlenerek Crisan davet edildi ve eleman 14-15 maçta mı ne 1/2 puan aldı. Ha o yarım puan da her maçını berabere bitiren Mikhalchishin'den geldi ve bu oyuncu turnuva sonunda oyunculardan çok ağır eleştiri aldı.

Ama neticede FIDE bu oyuncunun lisansını iptal edip Romanya'yı ve adıgeçen Romen oyuncuları gözlem altına alamadı. O dönemde sadece Romanya değil, birçok Doğu Avrupa ülkesi bu olaylarda yer almıştı. Onlara da yaptırım uygulayamadı. Delegeler, oy sayıları, küçük hediye alışverişleri hep söylendi durdu, olay kapandı gitti.

Sonuç olarak, bu fakirin görüşüne göre kavramsal olarak satrançta şike olmaz. Doping olur.

Satranç motorlarının kullanımı sadece unvanlı oyuncular için değil, amatörce bu oyunu oynayan milyonlarca oyuncu için tehdittir.

Zira alt kademe turnuvalarda kontrol yoktur, hakem sayısı azdır ve hakemlerin duruma hakimiyeti fazla değildir. Üstelik teknoloji geliştikçe makineler küçülmekte, kullanımı basitleşmekte, ucuzlamaktadır.

O yüzden bu konu ister adına satranç motoru deyin, ister hile, ister doping, en gizli ve en ciddi konudur. Bunu zamana yayarak ve dikkatle tartışmak lazım.
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
Satranç ta hiç mi şike olmaz? - Yazar: harun unalan - 01-09-2012, 11:57
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: abdulkadirbener - 01-09-2012, 13:43
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: harun unalan - 01-09-2012, 14:11
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: abdulkadirbener - 01-09-2012, 15:14
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: atti - 01-09-2012, 16:34
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: abdulkadirbener - 01-09-2012, 17:22
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Oktay ERTAN - 02-09-2012, 08:44
Satrançta Şike - Yazar: Hasan Salih ACAR - 02-09-2012, 14:04
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: abdulkadirbener - 24-09-2012, 13:12
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Oktay ERTAN - 25-09-2012, 15:29
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hakan Aktaş - 26-09-2012, 10:56
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Ateş Ülker - 26-09-2012, 14:03
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mojo Jojo - 04-10-2012, 22:54
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: abdulkadirbener - 05-10-2012, 00:00
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: atti - 22-10-2012, 02:31



Konuyu Okuyanlar: 3 Ziyaretçi