14-10-2012, 13:26
Ateş Ülker Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Mojo Jojo'nun "oyuncular delege olsun"düşüncesi mümkün değildir.Yıllarca tartışılmıştır.Çünkü sporcu delege olursa "spora siyaset girer"gibi bir düşünce işin içine sokulmuştur.Mutlaka kulüp temsilcileri oy kullanacak sonucuna varılmıştır.Farklı düşünmekte haklısınız!Satrancın koşulları farklıdır!İhtisas kulübü veya kurumsal nitelik kazanmış kulüp hemen hemen yoktur.(Bu kavram içine Dernekleri de dahil edemiyoruz!!)Ama elimizi kolumuzu bağlayan bir çerçeve statü vardır!Federasyonların ana statülerinin çerceve statüye aykırı olamayacağı baştan yazılmıştır.
Bu konuları uzun yıllardır tartışıyoruz.Eylül 1999 da bütün Federasyon başkanları zamanın Spor Bakanı Fikret Ünlü'ye kendi federasyonları hakkında brifing verdiler.Bu konuşmalar kitap haline getirilmiştir.O toplantıda ben Satranç Federasyonu adına Asbaşkan olarak Satrancın sorunlarını anlattım.1999 da da aynı sorunları dile getiriyorduk."Oyuncular da oy kullanmalıdır"düşüncesini aramızda ilk söyleyen muhtemelen Suat Atalık'tır.Bu düşünceyi adıgeçen konuşmada dile getirdim.Ve o toplantı arasında yanımda oturan Federasyon Başkanlarından birine sordum: Oyuncuların delege olması doğru değil midir?
Bana şu yanıtı verdi: Doğru değildir.Oyuncular delege olursa bana oy vermezler.Ben disiplinli bir başkanım.Oyuncuları erken yatırır erken kaldırırım.Onun için bana oy vermezler.
Verdiğiniz bilgiler önemli.
Oyuncular oy kullanmasın çünkü içeri siyaset girer yaklaşımı taş devri fikri. Mimarlar da oy kullanmasın, Mimarlar Odasına siyaset girer, onun yerine inşaat amele çavuşları oy versin demek gibi birşey bu.
Suat Atalık oy kullanmasın ama ev hanımlığından zaman arttırıp, torpille İl Temsilcisi yapılan Ayşegül hanım (bu yazıda adı geçen kişiler hayal ürünü olup, gerçekle ilgisi yoktur bu meyanda), evet Ayşegül hanım oy kullansın, sonra yönetime girsin, pazar akşamı çocukları banyo yaptırıp uyuttuktan sonra aklına gelirse, UKD sistemini değiştirsin, birşeylere baraj koysun, İl Temsilcisi atasın falan.
E sonra başkan adayı olduğunda da referans noktamız, 2 çocuk yetiştirdi, mükemmel eş, iyi anne, bizi harika ağırladı, kahve bol köpüklüydü...
Sadece küçük bir kusuru var satranç bilmiyor
Tartışılmaz diyorsunuz da bal gibi tartışılmış işte, niye şimdi tartışılmasın anlamadım. Siyaset girerse de girsin, siyaset koli basili mi, girmeyecek? Veya şimdi 160 delege Birleşmiş Milletler tarafından tayin edilen barış elçileri falan mı ?
Disiplinli başkan da iyiymiş, zaten bizim başkanların şu disipliner, ahlakçı, yön verici yaklaşımına hayranım. Birinin başkanlıktan anladığı Suat Atalık'a veya Barış Esen'e sütünü içirip akşam 22.00'de yatırmak, öbürünün zeki, çevik ve ahlaklı olmak üzerine yazılar yazmak falan.
Büyük Atatürk'ün şu yöneticiler hakkında söylediği bir söz yok mudur Allah aşkına, "ben yöneticinin aklı başında, düzgün, cümle kurmayı beceren, olur olmaza mektup yazmayan ve ahlaklısını severim" kabilinden.
(bu arada bu önerimde ısrarlıyım. Oyuncuların 1 oy hakkı olmalıdır. Aksi halde bu sistem dikta yönetimine gider. Bize de yakında meleklerin cinsiyetini tartışmak kalabilir).