14-10-2012, 21:54
Öncelikle yorum ve sorularınız için teşekkür ederim. Gambit Bey’e özellikle teşekkür edeceğim. Kendimi ifade edebilmem adına güzel sorular sormuş.
Benim İl Temsilciliğimde neler yapıp yapmadığım, anlatmaya çalıştığım durumu değiştirmez. Ama madem sormuşsunuz cevap vereyim.
3 yıl gibi bir sürede defalarca Sayın Yazıcı, Sayın Tahsin Aktar ve Murak KUL Tarafından örnek gösterilecek ve takdir edilecek kadar iş yaptım. 3 yılın sonunda boşa kürek çektiğimi anladım. Sadece federasyona para kazandıran, bedava işçilik yapan gibi biri olarak düşündüm kendimi. Daha sonraki bir buçuk yıl gibi bir sürede hiçbir faaliyette bulunmadım. Ben il temsilciliğine başladığımda satrançta faaliyet gösteren sadece GSM kulübü vardı, O da pasifti. Daha sonra üç kurulu spor kulübüne rica minnet Satranç branşı eklettirdim. Bu üç kulübün ortak tek şartı vardı benden. ‘’Bizden bir şey isteme de, ne yaparsan yap.’’ Dediler. Tamamen kendi imkanlarım ve Muş’taki yerel yetkililer olan ikili münasebetlerim sayesinde o takımları götürebildim. Tabi bunları anlatırken, Sayın Tahsin AKTAR’ın ilimize olan yardımlarını söylemeden geçmem haksızlık olur. Kendisi birçok konuda yardımcı olmuştur. Mesela, geçtiğimiz sene desem ki: bir organize yapayım da bir kulübümüzü Kulüpler Şampiyonasına götüreyim. Dört tane kulübe en az 48 oyuncu bulmam lazım. Bu 48 oyuncuya lisans ya da vize yaptırmam lazım. 48x20=960 TL ayrıca kulüplerin katılım ücreti ne kadar bilmiyorum. Bunları tamamen kendi cebimden ödemem gerekirdi. Yerel maçları geçtik, organizeyi bitirdik diyelim. Takım nasıl Konya’ya gidecek? Bir araç lazım, bir sene kendi arabamla götürmüştüm Konya’ya. Oradaki masraflar. Buradan bayan sporcu götüremem-gelmez. Mecburen transfer etmem lazım. Valilik yardım eder mi? Polis emeklisi Belediye Başkanımız beni tersler mi? Başka nerelerden dilenebilirim gibi bir sürü soru?
Ben İl Temsilciliği yaptım, 2. kademe antrenör belgem var. Hakem değilim. Hayatımda satrançtan bir kuruş para kazanmış değilim. Hep feda ettim, hep cebimden verdim. Ailemden, işimden, vaktimden feda ettim. Hal böyleyken, çuvaldızı kendime batırıyorum. Ama bizim paralarımızla, kazandırdığımız paralarla bize hava atıp bizi küçük görenlere ne batıralım?
Benim İl Temsilciliğimde neler yapıp yapmadığım, anlatmaya çalıştığım durumu değiştirmez. Ama madem sormuşsunuz cevap vereyim.
3 yıl gibi bir sürede defalarca Sayın Yazıcı, Sayın Tahsin Aktar ve Murak KUL Tarafından örnek gösterilecek ve takdir edilecek kadar iş yaptım. 3 yılın sonunda boşa kürek çektiğimi anladım. Sadece federasyona para kazandıran, bedava işçilik yapan gibi biri olarak düşündüm kendimi. Daha sonraki bir buçuk yıl gibi bir sürede hiçbir faaliyette bulunmadım. Ben il temsilciliğine başladığımda satrançta faaliyet gösteren sadece GSM kulübü vardı, O da pasifti. Daha sonra üç kurulu spor kulübüne rica minnet Satranç branşı eklettirdim. Bu üç kulübün ortak tek şartı vardı benden. ‘’Bizden bir şey isteme de, ne yaparsan yap.’’ Dediler. Tamamen kendi imkanlarım ve Muş’taki yerel yetkililer olan ikili münasebetlerim sayesinde o takımları götürebildim. Tabi bunları anlatırken, Sayın Tahsin AKTAR’ın ilimize olan yardımlarını söylemeden geçmem haksızlık olur. Kendisi birçok konuda yardımcı olmuştur. Mesela, geçtiğimiz sene desem ki: bir organize yapayım da bir kulübümüzü Kulüpler Şampiyonasına götüreyim. Dört tane kulübe en az 48 oyuncu bulmam lazım. Bu 48 oyuncuya lisans ya da vize yaptırmam lazım. 48x20=960 TL ayrıca kulüplerin katılım ücreti ne kadar bilmiyorum. Bunları tamamen kendi cebimden ödemem gerekirdi. Yerel maçları geçtik, organizeyi bitirdik diyelim. Takım nasıl Konya’ya gidecek? Bir araç lazım, bir sene kendi arabamla götürmüştüm Konya’ya. Oradaki masraflar. Buradan bayan sporcu götüremem-gelmez. Mecburen transfer etmem lazım. Valilik yardım eder mi? Polis emeklisi Belediye Başkanımız beni tersler mi? Başka nerelerden dilenebilirim gibi bir sürü soru?
Ben İl Temsilciliği yaptım, 2. kademe antrenör belgem var. Hakem değilim. Hayatımda satrançtan bir kuruş para kazanmış değilim. Hep feda ettim, hep cebimden verdim. Ailemden, işimden, vaktimden feda ettim. Hal böyleyken, çuvaldızı kendime batırıyorum. Ama bizim paralarımızla, kazandırdığımız paralarla bize hava atıp bizi küçük görenlere ne batıralım?