18-10-2012, 10:18
Öncelikle yaptığım bir hatayı düzelteyim. Karaman Endüstri Meslek Lisesi Kulüpler Şampiyonası'nda oynadığı için delege göndermeye hak kazandı, kura sonucunda gelenlerden birisi değil. Gerçi kura sonucu gelenlerinde aşağı yukarı yarısının da Karaman'dan geldiğini ve yöresel lig müsabakalarında adı geçen kulübün gerisinde kaldıkları düşünüldüğünde durumun vehameti pek azalmıyor.
Abdülkadir beyin verdiği örneğin üzerinden gitmekte fayda var zannediyorum. Tek kademeli seçim sisteminde herkesin oyu elbette eşittir. Ancak gelin görün ki bizim uyguladığımız sistem bu değil. Satranç Federasyonu başkanını delegeliğe hak kazanmış genel kurul üyeleri seçecekler, dolayısıyla kendilerinin satrançla normalden biraz daha içli dışlı insanlar olmalarını istememiz çok garip değildir diye düşünüyorum. Örneğin kulüplerin aday gösterecekleri delegelerin 1400 üzeri UKD'ye sahip olmaları istenebilir (Tabii satranç akademisi denen garabet aracılığıyla alınmış olmayacak ). Satranç bilgisi ratingler aracılığıyla gayet ölçebildiğimiz bir şey. Bunun ölçülemeyeceği yönündeki görüşünüzü biraz açar mısınız?
Adı geçen kulübün sporcularının bu durumu bir tesadüften ziyade TSF'nin yanlış politikalarının bir sonucudur. UKD'si olmayanlara birinci ve hatta ikinci kademe antrenör belgesi verirseniz onların ''eğittiği'' sporcuların rok atamamasına da şaşırmamanız gerekir.
Abdülkadir beyin verdiği örneğin üzerinden gitmekte fayda var zannediyorum. Tek kademeli seçim sisteminde herkesin oyu elbette eşittir. Ancak gelin görün ki bizim uyguladığımız sistem bu değil. Satranç Federasyonu başkanını delegeliğe hak kazanmış genel kurul üyeleri seçecekler, dolayısıyla kendilerinin satrançla normalden biraz daha içli dışlı insanlar olmalarını istememiz çok garip değildir diye düşünüyorum. Örneğin kulüplerin aday gösterecekleri delegelerin 1400 üzeri UKD'ye sahip olmaları istenebilir (Tabii satranç akademisi denen garabet aracılığıyla alınmış olmayacak ). Satranç bilgisi ratingler aracılığıyla gayet ölçebildiğimiz bir şey. Bunun ölçülemeyeceği yönündeki görüşünüzü biraz açar mısınız?
Adı geçen kulübün sporcularının bu durumu bir tesadüften ziyade TSF'nin yanlış politikalarının bir sonucudur. UKD'si olmayanlara birinci ve hatta ikinci kademe antrenör belgesi verirseniz onların ''eğittiği'' sporcuların rok atamamasına da şaşırmamanız gerekir.