20-10-2012, 19:33
Değerli feti arkadaşım dediğine aynen katılıyorum. Türkiye satranç federasyonu sanki bir saltanatı devredilir gibi bir başkasına devredilmez Ali Nihat Yazıcı başkanlığı bir devir teslimi yapar gibi bunu önceden açıkladı. işte size başkanın yazı:
Türkiye'nin en büyük satranç spor kulübünün eski başkanı, oğlu ve kızı milli sporcu olan, 12 yıldır sevgili eşi Mahir bey ile birlikte yanımda omuz omuza mücadele ettiğimiz, kız kardeşim Gülkız Tulay hanımı, yönetim kurulu üyelerimizle birlikte Konya'da aday olarak ilan ettik.
Malum, bu yıl seçim yılı, Federasyonların seçimleri Londra 2012 Olimpiyatlarının bittiği 12 Ağustos tarihinde başlıyor ve 12 Kasım 2012 tarihine kadar tüm federasyonların yönetimleri yeniden seçiliyor.
Neden Bırakıyorum?
Aslında soru yanlış belki. Başkanlık koltuğundan ayrılıyorum ama, her zaman satrancın içinde olacağım. Benim 3 kızım var, birisi Eylem Ekin (1998 doğumlu), birisi Ece Ekim (2004 doğumlu), birisi de Türk Satrancı (2000 doğumlu)... Bunu, kızınızın mürivetini görmek gibi düşünebilirsiniz.
Öncelikle, insan olarak ömürümüz sınırlı, kurumlar ise ilelebet devam etmeli. Benim liderlik anlayışımda, iyi bir lider alternatiflerini oluşturmalı. Aslında, 2004 ve 2008 seçimlerinde de alternatifler üzerinde düşündük, ama ya ihanete uğradık düşündüğümüz isimlerden, ya çok kötü karakterli ve kötü ruhlu insanlardı bu isimler.
Bir yere gittiğim de yok üstelik. Yine odamda olacağım, yine Türk Satrancı için çalışacağım. Bir unvana da gerek yok üstelik. Sayın Başkan ve yeni seçilecek kıymetli yönetimimiz benden hizmet istediği sürece TSF''de, ya da yurt dışında Türk ve Dünya Satrancının hizmetinde olmaya devam edeceğim.
12 yıl bence iyi bir süre, Biz bu göreve seçildiğimizde CC, Vahap, Batuhan ve Nezihe Ezgi gibi çocuklarımız bebektiler. Geçmişi unutmamalıyız. Unutturmak isteyenlere de anımsatmalıyız.
Artık, biraz para kazanmak istiyorum. TRT'den de bu yıl emekli olacağım ve biraz ticaretle uğraşacağım. Para kazanma hırsımın ardında da yine Türk Satrancına ve kuşkusuz kızlarımın geleceğine yatırım olacak.
Gülkız Tulay Kimdir?
Gülkız hanımi benim manevi kız kardeşimdir. Aile olarak, Tulay ailesiyle tanışırız. Hanımefendi, eşi ve çocuklarıyla mutlu ve mükemmel bir ailedir. Bu mutluluğu herkese diliyorum. Gülhanım, nezaketi, aile terbiyesi, çalışkanlığı, satranç sevgisi, engin deneyimiyle, benden aldığı bayrağı çok daha yükseklere taşıyacaktır. Aslında, başkan bir kişidir, marifet liderliktedir ve ekiptedir. Biz mükemmel bir ekibiz, 2000 yılında başlayan ve aramızdaki safralardan kurtulduğumuz 2004 yılından bu yana ekibimiz büyüdü, büyüdü, büyüdü ve kocaman bir ordu gibi oldu. Bu ekipte binlerce dostumuz var bugün. Gülkız hanım, herşeyine kefil olduğum, yüzlerce kez istemeden de olsa sınanmış, ekibimizin oybirliğiyle aday seçtiği tam bir dava arkadaşıdır. Türk Satrancı artık her zaman ve her ortamda, gereksinim duyduğu lideri çıkartabilecek durumdadır.
%80'i çocuk olan sporcularımız için, bir kadının, Dünyanın en güçlü federasyonu TSF'nin başkanı olması, bir annenin TSF başkanı olması, bize yakışır.
Gülkız hanım süper başkan olacak, eminim benden daha iyi olacak.
Bırakmama ihtimalim var mı?
Aslında, Gülkız hanım başta olmak üzere, tüm ekibimiz benim devam etmem için çok ısrarcı oldular. Bu fikir yaklaşık olarak 2 yıl önce doğdu. Önce seslendirdim. Arkadaşlarımızın ısrarlarını bire bir konuşarak, o eşsiz ikna gücümle dindirdim. Gül hanım 2004 yılından beri aklımdaki isimlerden biriydi. Beni hiç mahcup etmedi güvenimle.. Yaklaşık altı ay önce ekibimizle kesin kararımızı verdik bu konuda...
Malum ligler için Konya'dayız. 81 kulübün olduğu yerde satranç politikası da olmadan olmuyor. Hem çalışıyoruz günde 18 saat süren toplantılarla, 27 Ağustos - 10 Eylül tarihlerinde, İstanbul'da düzenlenecek olan 40.Satranç Olimpiyatlarına hazırlanıyoruz, hem de arada bir kaç cümle de olsa seçimleri düşünüyoruz. Tabii bizim dışımızda, Türk Satrancının muhalefeti de burada umutsuz şekilde debeleniyorlar. Benimle ilgili 'Bakın göreceksiniz bırakmaz diyorlar', kendileriyle ilgili 'tekrar aday olacağız' diyorlar. Bayılıyorum bu adaylık işine ben. Hiç olmazsa 4 yılda bir de olsa TSF'ye adaylık parasıyla üç beş kuruş katkıları oluyor. Ne güzel keşke bu çok konuşan arkadaşların hepsi aday olsa...
Demokrasi güzel şey. Dünyanın en güzel tokatı, ahlaksızların suratına demokrasi sonucunda oylarla inen şamardır. Tabi yüzleri varsa..
Ne güzel söylemiş yüce önderimiz!
'İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır'
Ne büyük insanmış! Buyurun size Türk Satrancı hem dahili hem de harici o kadar çok bedhah var ki...
İnsan hangi ruhsuzluk halinde olur da bindiği teknenin dibine delik açmaya kalkar. Müsaade edilir mi buna? Edilmedi, edilmiyor, edilmeyecek!
'Hep bana rabbena' diyen bu safranın yaptıklarını unutur muyuz biz?
2004 yılında arkamdan entrikalar döndürüp Kapadokya'da Avrupa Yaş Grupları Şampiyonasında şantaj yapanlar, 2008 yılında sütten çıkmış ak kaşık gibi temiz namusuma dil uzatanlar, 2010 yılında Türk Satrancına siyaseti sokmaya çalışanlar, son genel kurulda 'yıkalım yakalım ne olursa olsun virane de olsa bizim olsun' diyenlere sözüm.
Tabii siz inanmıyorsunuz bırakacağıma! Yüzünüz de kayış gibi üç ay sonra göreceğim yüzünüzü, gerçi kızarsa da renk vermez ya...
Biz Büyük bir Aileyiz! İnanıyoruz! Manevi değerlerimiz, Tanrıya olan inancımız var. Dünyada hiç bir makam kalıcı değil, sonunda beyaz bir bezle toprağa gömüyorlar insanı.
Bir makam var o da kalplerimiz, kanı temiz olanların kanlarının temizlendiği o kalplerde yer almak yeter de artar bile.
Dim dik durduk, dik durmaya devam edeceğiz.
Çünkü, Biz Büyük Bir Aileyiz!
Haydi Gülkız Tulay! Haydi! Kim tutar seni...
Türkiye'nin en büyük satranç spor kulübünün eski başkanı, oğlu ve kızı milli sporcu olan, 12 yıldır sevgili eşi Mahir bey ile birlikte yanımda omuz omuza mücadele ettiğimiz, kız kardeşim Gülkız Tulay hanımı, yönetim kurulu üyelerimizle birlikte Konya'da aday olarak ilan ettik.
Malum, bu yıl seçim yılı, Federasyonların seçimleri Londra 2012 Olimpiyatlarının bittiği 12 Ağustos tarihinde başlıyor ve 12 Kasım 2012 tarihine kadar tüm federasyonların yönetimleri yeniden seçiliyor.
Neden Bırakıyorum?
Aslında soru yanlış belki. Başkanlık koltuğundan ayrılıyorum ama, her zaman satrancın içinde olacağım. Benim 3 kızım var, birisi Eylem Ekin (1998 doğumlu), birisi Ece Ekim (2004 doğumlu), birisi de Türk Satrancı (2000 doğumlu)... Bunu, kızınızın mürivetini görmek gibi düşünebilirsiniz.
Öncelikle, insan olarak ömürümüz sınırlı, kurumlar ise ilelebet devam etmeli. Benim liderlik anlayışımda, iyi bir lider alternatiflerini oluşturmalı. Aslında, 2004 ve 2008 seçimlerinde de alternatifler üzerinde düşündük, ama ya ihanete uğradık düşündüğümüz isimlerden, ya çok kötü karakterli ve kötü ruhlu insanlardı bu isimler.
Bir yere gittiğim de yok üstelik. Yine odamda olacağım, yine Türk Satrancı için çalışacağım. Bir unvana da gerek yok üstelik. Sayın Başkan ve yeni seçilecek kıymetli yönetimimiz benden hizmet istediği sürece TSF''de, ya da yurt dışında Türk ve Dünya Satrancının hizmetinde olmaya devam edeceğim.
12 yıl bence iyi bir süre, Biz bu göreve seçildiğimizde CC, Vahap, Batuhan ve Nezihe Ezgi gibi çocuklarımız bebektiler. Geçmişi unutmamalıyız. Unutturmak isteyenlere de anımsatmalıyız.
Artık, biraz para kazanmak istiyorum. TRT'den de bu yıl emekli olacağım ve biraz ticaretle uğraşacağım. Para kazanma hırsımın ardında da yine Türk Satrancına ve kuşkusuz kızlarımın geleceğine yatırım olacak.
Gülkız Tulay Kimdir?
Gülkız hanımi benim manevi kız kardeşimdir. Aile olarak, Tulay ailesiyle tanışırız. Hanımefendi, eşi ve çocuklarıyla mutlu ve mükemmel bir ailedir. Bu mutluluğu herkese diliyorum. Gülhanım, nezaketi, aile terbiyesi, çalışkanlığı, satranç sevgisi, engin deneyimiyle, benden aldığı bayrağı çok daha yükseklere taşıyacaktır. Aslında, başkan bir kişidir, marifet liderliktedir ve ekiptedir. Biz mükemmel bir ekibiz, 2000 yılında başlayan ve aramızdaki safralardan kurtulduğumuz 2004 yılından bu yana ekibimiz büyüdü, büyüdü, büyüdü ve kocaman bir ordu gibi oldu. Bu ekipte binlerce dostumuz var bugün. Gülkız hanım, herşeyine kefil olduğum, yüzlerce kez istemeden de olsa sınanmış, ekibimizin oybirliğiyle aday seçtiği tam bir dava arkadaşıdır. Türk Satrancı artık her zaman ve her ortamda, gereksinim duyduğu lideri çıkartabilecek durumdadır.
%80'i çocuk olan sporcularımız için, bir kadının, Dünyanın en güçlü federasyonu TSF'nin başkanı olması, bir annenin TSF başkanı olması, bize yakışır.
Gülkız hanım süper başkan olacak, eminim benden daha iyi olacak.
Bırakmama ihtimalim var mı?
Aslında, Gülkız hanım başta olmak üzere, tüm ekibimiz benim devam etmem için çok ısrarcı oldular. Bu fikir yaklaşık olarak 2 yıl önce doğdu. Önce seslendirdim. Arkadaşlarımızın ısrarlarını bire bir konuşarak, o eşsiz ikna gücümle dindirdim. Gül hanım 2004 yılından beri aklımdaki isimlerden biriydi. Beni hiç mahcup etmedi güvenimle.. Yaklaşık altı ay önce ekibimizle kesin kararımızı verdik bu konuda...
Malum ligler için Konya'dayız. 81 kulübün olduğu yerde satranç politikası da olmadan olmuyor. Hem çalışıyoruz günde 18 saat süren toplantılarla, 27 Ağustos - 10 Eylül tarihlerinde, İstanbul'da düzenlenecek olan 40.Satranç Olimpiyatlarına hazırlanıyoruz, hem de arada bir kaç cümle de olsa seçimleri düşünüyoruz. Tabii bizim dışımızda, Türk Satrancının muhalefeti de burada umutsuz şekilde debeleniyorlar. Benimle ilgili 'Bakın göreceksiniz bırakmaz diyorlar', kendileriyle ilgili 'tekrar aday olacağız' diyorlar. Bayılıyorum bu adaylık işine ben. Hiç olmazsa 4 yılda bir de olsa TSF'ye adaylık parasıyla üç beş kuruş katkıları oluyor. Ne güzel keşke bu çok konuşan arkadaşların hepsi aday olsa...
Demokrasi güzel şey. Dünyanın en güzel tokatı, ahlaksızların suratına demokrasi sonucunda oylarla inen şamardır. Tabi yüzleri varsa..
Ne güzel söylemiş yüce önderimiz!
'İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır'
Ne büyük insanmış! Buyurun size Türk Satrancı hem dahili hem de harici o kadar çok bedhah var ki...
İnsan hangi ruhsuzluk halinde olur da bindiği teknenin dibine delik açmaya kalkar. Müsaade edilir mi buna? Edilmedi, edilmiyor, edilmeyecek!
'Hep bana rabbena' diyen bu safranın yaptıklarını unutur muyuz biz?
2004 yılında arkamdan entrikalar döndürüp Kapadokya'da Avrupa Yaş Grupları Şampiyonasında şantaj yapanlar, 2008 yılında sütten çıkmış ak kaşık gibi temiz namusuma dil uzatanlar, 2010 yılında Türk Satrancına siyaseti sokmaya çalışanlar, son genel kurulda 'yıkalım yakalım ne olursa olsun virane de olsa bizim olsun' diyenlere sözüm.
Tabii siz inanmıyorsunuz bırakacağıma! Yüzünüz de kayış gibi üç ay sonra göreceğim yüzünüzü, gerçi kızarsa da renk vermez ya...
Biz Büyük bir Aileyiz! İnanıyoruz! Manevi değerlerimiz, Tanrıya olan inancımız var. Dünyada hiç bir makam kalıcı değil, sonunda beyaz bir bezle toprağa gömüyorlar insanı.
Bir makam var o da kalplerimiz, kanı temiz olanların kanlarının temizlendiği o kalplerde yer almak yeter de artar bile.
Dim dik durduk, dik durmaya devam edeceğiz.
Çünkü, Biz Büyük Bir Aileyiz!
Haydi Gülkız Tulay! Haydi! Kim tutar seni...