05-12-2012, 19:58
Bir çözüm önerisi…
Aslında ben bu cevabımı hep –TEPKİ BELİRTEN YAZILARA- bir tepki olarak yazmıştım.
Forumda böylesine yazılar öylesine bol ki..Ama yaşı belli bir yaşın üstünde olanlar yaşadıkları için çok iyi bilirler.Toplumumuz artık tepki -tepki vermekten bıktı.TEPKİ VERİLMESİNE-TEPKİ DUYAR HALE GELDİ.Bunu bizler için söylemiyorum.Ama hayatımızın içinde bu böyle.Ne zaman bir STÖ BASIN AÇIKLAMASI yapsa,ne zaman bir haklılık payı çok geçerli eylem olsa,karşıda daha büyük ve hazır, daha kararlı duruş sergileyen devletin yasal örgütleri çıkar karşımıza.Yine vaktiyle bu konuda kararlı duruşuyla yıllar yılı eylemler içinde yer alan ve bir şekilde maddi-manevi bedel ödeyen bir çok insan,kuruluş ve STÖ ler artık yorgun düştü ve suskunluğa sürükleniyor.Fikren güçleri devam etse de ,eylem aşamasında temelde büyük engeller aşmak zorunda kalıyorlar.İnsanlar sahip oldukları son şeylerini de kaybetme kaygısıyla ÖRGÜTLÜ TOPLUM kavramına çok uzaktan bakıyorlar.
Zaman en iyi ilaçtır.İnsan yaşayarak öğreniyor.Yaşı genç olanlar hayatları boyunca ezilen insanların kurtarıcısı olarak görüyorlar kendilerini.Genç beyinleri,gittikçe anlam kazanan kişilik gelişimleri,tanık olduğu olaylarla artan hayat deneyimleri,tertemiz,kirlenmemiş duygularıyla ürettiği düşünsel çözümleriyle dünyayı değiştirme hedeflerine yönelirler…Hep bizim de gençlik dönemlerimizde içinden geçtiğimiz zaman tüneliydi.Ama hayata atılınca bazı geçekler,başka çözümlere yöneltir insanları.Bunu ancak yaşayınca, manevi bedeller ödeyince anlıyorsunuz.Elbette pes edemezsiniz.
BAŞARI konulu ve Ermenistan örnekli bir yazıydı.Galiba sevgili Erşan GÖKERMAN yazmıştı.Ermenistan’ın olimpiyat başarısı,ait olduğu toplumda nasıl kucaklandığı çok güzel anlatılmıştı.İmrenerek takip etmiştim.İçlerinde ERMENİSTAN ‘ın da bulunduğu zamanın doğu bloku ve Sovyet eğitim rejiminin mirasi kalıntıları bugün bile toplumları heyecanlandırıp onlara örnek teşkil edebiliyor.Üstelik sadece satrançta değil.Spordan,sanata her alanda önüne geçilemezdi.Ama temelinde baskıcı ve otriter ,kararlı, nitelikli yönetim ve yöneticilik sistemi yok muydu?
Gelmek istediğim konu her ilin kendi kaynaklarını yaratabileceği çözümler üzerine.Böylece ÇEVREDEN MERKEZE tanımlamanıza uyan birçok sürpriz çözümler çıkacaktır. O zamanda yapılacak tek şey uygulanmaya başlanması olacaktır.
Evet ! İller kendi kaynaklarını yaratabilir.
Satrancı oynayan yanlızca sporculardır,amatörlerdir..Ama BİR SPORCUNUN ARKASINDA dev bir ordu durur.Ailesi,yakın çevresi,arkadaşları,kulübü,eğitim kurumları,mahallesi,esnafı vb…Bunlar ne işe mi yarar ? BİRLEŞMEYE ! Çünkü bu saydıklarım aslında hepsi gelecek için çalışırlar.Kendilerinin,ailelerinin ve çocuklarının geleceği için.Yatırımlarını da onlar için yapmazlar mı? Sadece satranç için değil,çocuklarının çok sevdiği başka sporları,etkinlikleri seçmezler mi? Birçok kulüp bunun için kurulmaz mı ? Mahallesinin,semtinin spor kulübünde oynama hayali kurmazlar mı ?Bu kulüpler yasal olarak kurulup,yine yasal olarak gelir kaynakları oluşturmazlar mı?TURNUVALAR,KERMESLER,GEZİLER,GECELER,ÇEKİLİŞLER,BAĞIŞLAR,AİDATLAR…Yeter ki kazanımları doğru noktalara yatırım yapalım.Senenin belli turnuva yada etkinlik gelirlerinin bir bölümünü TÜRKİYE SATRANÇ YARIŞMASINA KATILACAK DERECE YAPMIŞ,GELECEK VAAT EDEN SPORCULARIMIZIN ZORUNLU GİDERLERİNE AYIRALIM. O zaman göreceksiniz ki velilerimizde,belki sponsor kuruluşlar yada bağış yapacak kimseler bile ortaya hiç yoktan çıkıveriyorlar.Ben yıllardan beri özellikle doğudan getirdiğim öğrencilerimden ve onların içinde yaşadığım yakın çevrelerinden bilirim.Gerçek dayanışma, gerçek niyet arar,bulunca da önünde ne dağlar aşar.ÇÖZÜM HALKIN İÇİNDEDİR..Yıllardır buna tanıklık yaptım,doğuda öğretmenlik yıllarımda. Ama elbette en güzeli devletin buna çeki düzen vermesidir.Spor politikalarını oluşturmasıdır. Çok eskiden vardı, yetersizde olsa HARCIRAH adı altında katkı sunardı devlet.Sadece okul yarışmalarında değil,amatör sporlarda da bütçe ayırırdı.Ama şimdi yok.Sponsor olmasa etkinlikler nasıl yapılır,kaos bir konudur.Devlet elini büyük oranda çekmiştir.Futbolun bereketli maddi dönüşü satrançta yoktur.Geçerli sistem kendi kaynaklarını bulmaya yönledirip,adeta zorluyor sizi.ASIL TARTIŞILMASI GEREKEN KONU BUDUR.!
Ama toplumca zaten buraya sürükleniyorsanız yapacak çok az şeyiniz kalmış demektir.
YAZINIZDA BELİRTTİĞİNİZ MUHALEFETİN SOYUT ZEMİNDE KALMASI DEYİMİ ÇOK GERÇEKÇİDİR.
Ülkemizin siyasetinin bu gününü göstermektedir
.Soyut zeminde kalan sözel muhalefet, örgütlenerek güçlenmiş somut eylemsel iktidar…
Aslında ben bu cevabımı hep –TEPKİ BELİRTEN YAZILARA- bir tepki olarak yazmıştım.
Forumda böylesine yazılar öylesine bol ki..Ama yaşı belli bir yaşın üstünde olanlar yaşadıkları için çok iyi bilirler.Toplumumuz artık tepki -tepki vermekten bıktı.TEPKİ VERİLMESİNE-TEPKİ DUYAR HALE GELDİ.Bunu bizler için söylemiyorum.Ama hayatımızın içinde bu böyle.Ne zaman bir STÖ BASIN AÇIKLAMASI yapsa,ne zaman bir haklılık payı çok geçerli eylem olsa,karşıda daha büyük ve hazır, daha kararlı duruş sergileyen devletin yasal örgütleri çıkar karşımıza.Yine vaktiyle bu konuda kararlı duruşuyla yıllar yılı eylemler içinde yer alan ve bir şekilde maddi-manevi bedel ödeyen bir çok insan,kuruluş ve STÖ ler artık yorgun düştü ve suskunluğa sürükleniyor.Fikren güçleri devam etse de ,eylem aşamasında temelde büyük engeller aşmak zorunda kalıyorlar.İnsanlar sahip oldukları son şeylerini de kaybetme kaygısıyla ÖRGÜTLÜ TOPLUM kavramına çok uzaktan bakıyorlar.
Zaman en iyi ilaçtır.İnsan yaşayarak öğreniyor.Yaşı genç olanlar hayatları boyunca ezilen insanların kurtarıcısı olarak görüyorlar kendilerini.Genç beyinleri,gittikçe anlam kazanan kişilik gelişimleri,tanık olduğu olaylarla artan hayat deneyimleri,tertemiz,kirlenmemiş duygularıyla ürettiği düşünsel çözümleriyle dünyayı değiştirme hedeflerine yönelirler…Hep bizim de gençlik dönemlerimizde içinden geçtiğimiz zaman tüneliydi.Ama hayata atılınca bazı geçekler,başka çözümlere yöneltir insanları.Bunu ancak yaşayınca, manevi bedeller ödeyince anlıyorsunuz.Elbette pes edemezsiniz.
BAŞARI konulu ve Ermenistan örnekli bir yazıydı.Galiba sevgili Erşan GÖKERMAN yazmıştı.Ermenistan’ın olimpiyat başarısı,ait olduğu toplumda nasıl kucaklandığı çok güzel anlatılmıştı.İmrenerek takip etmiştim.İçlerinde ERMENİSTAN ‘ın da bulunduğu zamanın doğu bloku ve Sovyet eğitim rejiminin mirasi kalıntıları bugün bile toplumları heyecanlandırıp onlara örnek teşkil edebiliyor.Üstelik sadece satrançta değil.Spordan,sanata her alanda önüne geçilemezdi.Ama temelinde baskıcı ve otriter ,kararlı, nitelikli yönetim ve yöneticilik sistemi yok muydu?
Gelmek istediğim konu her ilin kendi kaynaklarını yaratabileceği çözümler üzerine.Böylece ÇEVREDEN MERKEZE tanımlamanıza uyan birçok sürpriz çözümler çıkacaktır. O zamanda yapılacak tek şey uygulanmaya başlanması olacaktır.
Evet ! İller kendi kaynaklarını yaratabilir.
Satrancı oynayan yanlızca sporculardır,amatörlerdir..Ama BİR SPORCUNUN ARKASINDA dev bir ordu durur.Ailesi,yakın çevresi,arkadaşları,kulübü,eğitim kurumları,mahallesi,esnafı vb…Bunlar ne işe mi yarar ? BİRLEŞMEYE ! Çünkü bu saydıklarım aslında hepsi gelecek için çalışırlar.Kendilerinin,ailelerinin ve çocuklarının geleceği için.Yatırımlarını da onlar için yapmazlar mı? Sadece satranç için değil,çocuklarının çok sevdiği başka sporları,etkinlikleri seçmezler mi? Birçok kulüp bunun için kurulmaz mı ? Mahallesinin,semtinin spor kulübünde oynama hayali kurmazlar mı ?Bu kulüpler yasal olarak kurulup,yine yasal olarak gelir kaynakları oluşturmazlar mı?TURNUVALAR,KERMESLER,GEZİLER,GECELER,ÇEKİLİŞLER,BAĞIŞLAR,AİDATLAR…Yeter ki kazanımları doğru noktalara yatırım yapalım.Senenin belli turnuva yada etkinlik gelirlerinin bir bölümünü TÜRKİYE SATRANÇ YARIŞMASINA KATILACAK DERECE YAPMIŞ,GELECEK VAAT EDEN SPORCULARIMIZIN ZORUNLU GİDERLERİNE AYIRALIM. O zaman göreceksiniz ki velilerimizde,belki sponsor kuruluşlar yada bağış yapacak kimseler bile ortaya hiç yoktan çıkıveriyorlar.Ben yıllardan beri özellikle doğudan getirdiğim öğrencilerimden ve onların içinde yaşadığım yakın çevrelerinden bilirim.Gerçek dayanışma, gerçek niyet arar,bulunca da önünde ne dağlar aşar.ÇÖZÜM HALKIN İÇİNDEDİR..Yıllardır buna tanıklık yaptım,doğuda öğretmenlik yıllarımda. Ama elbette en güzeli devletin buna çeki düzen vermesidir.Spor politikalarını oluşturmasıdır. Çok eskiden vardı, yetersizde olsa HARCIRAH adı altında katkı sunardı devlet.Sadece okul yarışmalarında değil,amatör sporlarda da bütçe ayırırdı.Ama şimdi yok.Sponsor olmasa etkinlikler nasıl yapılır,kaos bir konudur.Devlet elini büyük oranda çekmiştir.Futbolun bereketli maddi dönüşü satrançta yoktur.Geçerli sistem kendi kaynaklarını bulmaya yönledirip,adeta zorluyor sizi.ASIL TARTIŞILMASI GEREKEN KONU BUDUR.!
Ama toplumca zaten buraya sürükleniyorsanız yapacak çok az şeyiniz kalmış demektir.
YAZINIZDA BELİRTTİĞİNİZ MUHALEFETİN SOYUT ZEMİNDE KALMASI DEYİMİ ÇOK GERÇEKÇİDİR.
Ülkemizin siyasetinin bu gününü göstermektedir
.Soyut zeminde kalan sözel muhalefet, örgütlenerek güçlenmiş somut eylemsel iktidar…
- MATRANÇ -