06-12-2012, 22:14
Üstelik işin 1991 yılından daha farklı bir yönü var, spor ekonomisinin boyutu patladı. 1991'de Türkiye'de tenise 15-20 aile çocuğunu gönderiyordu, şimdi sadece THY milyonlarca Euro parayı ona buna döküyor.
Satranç ekonomisi de kendi ölçeğinde patladı ve diğer sporların çok tersinden bir gelişme kat ediyor. Oyuncusundan, izleyicisinden para kazanmıyor, tıpkı MC Donalds gibi, 3-12 yaş arasından ve onun ebeveynlerinden kazanıyor (Mc Donalds % 70 çocukları hedefler, çünkü çocuk hamburger yemeye yalnız gelmez. Gelen ana baba, farkında olmadan Mc Donalds müşterisi olur. TFF aynen bu yöntemle ekonomi yarattı. Akıllıca, çünkü kitap, cd satarak gidemezdi).
Oyuncu sayısı, turnuva sayısı artan, görece olarak hızlanan ve özel dersiyle, yabancı çalıştırıcısı ile derken otel organizasyonları ile diğer sporlara göre dar ama gelecek vaat eden bir rant yapısı var satrancın.
İçinde rant olan hiçbir olguyu bürokrasi ve siyaset kaçırmaz. Adamlar tenis federasyonun başına -üstelik eski başkanı çok nitelikli ve becerikli bir kişiyken- boşuna PTT müdürü getirmediler. Başarılı olabilir orası ayrı, mesele içinde para akışı olan, cateringinden, lojistiğine bir çok alt ihale işleri olan bir organizasyonu kontrol edebilmek.
Eğer delege yapısı değişmezse, işin içinde rant girdiği ve gün geçtikçe bu büyüdüğü için siyasilerin elinden satrancı kimse alamaz.
Şimdiki başkana da bu gözle bakmak lazım. O bilebildiği yarım yamalak işleri yapacaktır, web sitesi, il temsilcisi atamak, kulüp yönetmeliği falan feşmekan. Bürokrat yani. Parasal büyüklük ve kontrol gerektiren (akçeli) işler ise siyasilerden yürüyecek.
Delege sistemi o yüzden önemli. Çadır açmaktan önce konumu doğru değerlendirmek gerekiyor. First things first. Eğer bu delege yapısı değişmezse, pozisyon kısa sürede eksi artı olacak.
Satranç ekonomisi de kendi ölçeğinde patladı ve diğer sporların çok tersinden bir gelişme kat ediyor. Oyuncusundan, izleyicisinden para kazanmıyor, tıpkı MC Donalds gibi, 3-12 yaş arasından ve onun ebeveynlerinden kazanıyor (Mc Donalds % 70 çocukları hedefler, çünkü çocuk hamburger yemeye yalnız gelmez. Gelen ana baba, farkında olmadan Mc Donalds müşterisi olur. TFF aynen bu yöntemle ekonomi yarattı. Akıllıca, çünkü kitap, cd satarak gidemezdi).
Oyuncu sayısı, turnuva sayısı artan, görece olarak hızlanan ve özel dersiyle, yabancı çalıştırıcısı ile derken otel organizasyonları ile diğer sporlara göre dar ama gelecek vaat eden bir rant yapısı var satrancın.
İçinde rant olan hiçbir olguyu bürokrasi ve siyaset kaçırmaz. Adamlar tenis federasyonun başına -üstelik eski başkanı çok nitelikli ve becerikli bir kişiyken- boşuna PTT müdürü getirmediler. Başarılı olabilir orası ayrı, mesele içinde para akışı olan, cateringinden, lojistiğine bir çok alt ihale işleri olan bir organizasyonu kontrol edebilmek.
Eğer delege yapısı değişmezse, işin içinde rant girdiği ve gün geçtikçe bu büyüdüğü için siyasilerin elinden satrancı kimse alamaz.
Şimdiki başkana da bu gözle bakmak lazım. O bilebildiği yarım yamalak işleri yapacaktır, web sitesi, il temsilcisi atamak, kulüp yönetmeliği falan feşmekan. Bürokrat yani. Parasal büyüklük ve kontrol gerektiren (akçeli) işler ise siyasilerden yürüyecek.
Delege sistemi o yüzden önemli. Çadır açmaktan önce konumu doğru değerlendirmek gerekiyor. First things first. Eğer bu delege yapısı değişmezse, pozisyon kısa sürede eksi artı olacak.