22-12-2012, 13:20
İl temsilciliklerinin imkansızlıkları…
Konu ile ilgili sorun ve önerileri okuyor ve genellikle haklı buluyorum. TSF elindeki sponsorluk imkanlarının önemli bir bölümünü satranç kulüplerine aktarmasına rağmen sporcu sayısındaki artış ve yoğun turnuva talebi bazı sıkıntıları beraberinde getirmektedir.
Benim de yakından tanık olup yaşadığım bu sıkıntıları aşmak kolay olmadı. Bazı deneyimlerimi ve önerilerimi aktarmak isterim.
Öncelikle il temsilcisi asla ve asla yapayalnız ve tek başına kalmamalı. Mutlaka çalışacak bir ekibi olmalı. Bu ekip, elbette resmen görevlendirilmiş bir ekip değildir ne yazık ki. Ülkemizin hukuksal düzenlemeleri şimdilik buna izin vermiyor. Yani bunu istenilen şekilde düzenleme şansına ve yetkisine de sahip değilsiniz. Ne TSF olarak, ne de GSGM yada Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak.
Bahsettiğim ekip , daha önceki yazılarımda belirtmiş olduğum İl temsilciliğinin fahri-gönüllü ,alt yapı niteliğinde oluşmuş alt kurullardır.Bu kurul hakem,sporcu,sporcu velisi ve gönüllü görev alan her satranç severden oluşabiliyor.O zaman ekip genişliyor,birliktelik,birlikte iş yapabilme ve yine birlikte bir yerlere ulaşabilme imkanları doğuyor.Geçmişte bunun adı satranç dernekleriydi. Hem de birkaç aktif üyeye sahip,devasa turnuvalar yapılırdı.Şimdi kulüpler oldu.Ve bu kulüpler bahsettiğim bu ekibin “yuvası” haline geldi.Çok geçmişleri hatırlayınız.İdman ocakları,idman yurtları nasıl açılmıştı.Ortada sosyal planlama yapan,kaynak aktarımında bulunan bir devlet yokken bile…Yani halkın kendi talebi ve kendi örgütlenmesiyle.
Elbette yapılması gereken devletin bu olanakları sağlamasıdır.
Bunu tartışmak çok kolaydır. Fakat bunu yasal zeminde ne kadar tartışabiliriz? Aslında bu konuda da toplumsal uyanış ve birliktelik gerekir.
Günümüzde bu modeli başarabilen, yani kendi öz örgütlenmesiyle , kendi olanaklarını bulup belli bir yol haritası çizen, doğusunda ve batısında bir çok il gördüm.Hatta o zamanlarda bile devletten satranca malzeme anlamında -0- yardım vardı.
Eskiden mekanik saatler de vardı. Halen bir yerlerde saklı duruyor olabilirler de. Okullarda, kişilerde,kurumlarda,yakın kulüplerde,temsilciliklerde vb. Bunlardan da faydalanılabilinir.Tabi eklemeli sistem sorun olacaktır.Mekanik saatleri iki aşamalı turnuvalarda önerdim.Eleme aşamasındaki çok sporculu katılımlarda 60 dakika (burada mekanik saatler de kullanılabilinir),finalde yer alan az sporcu tamamen elektronik saatlerle..
Sonuç olarak gerçekçi olmak en doğrusu.
Yakın illere birlikte olun.
Daha çok hayatın içinde olun.
Yükselen değer olan satrancı daha çok insanla paylaşın,inanın insanlar buna hazır.Sadece doğru zamanda doğru insanlarla birlikte olun.
Bir şeyler istemekten korkmayın,yola çıkın,tek başınıza olsanız bile.O yolda mutlaka birileriyle karşılaşacaksınız.İlişkiler orada başlayacaktır.aBelki en kalıcı çözümler bile.
Örgütlü olmaktan korkmayın…Kendi il örgütünüzü oluşturun.
Konu ile ilgili sorun ve önerileri okuyor ve genellikle haklı buluyorum. TSF elindeki sponsorluk imkanlarının önemli bir bölümünü satranç kulüplerine aktarmasına rağmen sporcu sayısındaki artış ve yoğun turnuva talebi bazı sıkıntıları beraberinde getirmektedir.
Benim de yakından tanık olup yaşadığım bu sıkıntıları aşmak kolay olmadı. Bazı deneyimlerimi ve önerilerimi aktarmak isterim.
Öncelikle il temsilcisi asla ve asla yapayalnız ve tek başına kalmamalı. Mutlaka çalışacak bir ekibi olmalı. Bu ekip, elbette resmen görevlendirilmiş bir ekip değildir ne yazık ki. Ülkemizin hukuksal düzenlemeleri şimdilik buna izin vermiyor. Yani bunu istenilen şekilde düzenleme şansına ve yetkisine de sahip değilsiniz. Ne TSF olarak, ne de GSGM yada Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak.
Bahsettiğim ekip , daha önceki yazılarımda belirtmiş olduğum İl temsilciliğinin fahri-gönüllü ,alt yapı niteliğinde oluşmuş alt kurullardır.Bu kurul hakem,sporcu,sporcu velisi ve gönüllü görev alan her satranç severden oluşabiliyor.O zaman ekip genişliyor,birliktelik,birlikte iş yapabilme ve yine birlikte bir yerlere ulaşabilme imkanları doğuyor.Geçmişte bunun adı satranç dernekleriydi. Hem de birkaç aktif üyeye sahip,devasa turnuvalar yapılırdı.Şimdi kulüpler oldu.Ve bu kulüpler bahsettiğim bu ekibin “yuvası” haline geldi.Çok geçmişleri hatırlayınız.İdman ocakları,idman yurtları nasıl açılmıştı.Ortada sosyal planlama yapan,kaynak aktarımında bulunan bir devlet yokken bile…Yani halkın kendi talebi ve kendi örgütlenmesiyle.
Elbette yapılması gereken devletin bu olanakları sağlamasıdır.
Bunu tartışmak çok kolaydır. Fakat bunu yasal zeminde ne kadar tartışabiliriz? Aslında bu konuda da toplumsal uyanış ve birliktelik gerekir.
Günümüzde bu modeli başarabilen, yani kendi öz örgütlenmesiyle , kendi olanaklarını bulup belli bir yol haritası çizen, doğusunda ve batısında bir çok il gördüm.Hatta o zamanlarda bile devletten satranca malzeme anlamında -0- yardım vardı.
Eskiden mekanik saatler de vardı. Halen bir yerlerde saklı duruyor olabilirler de. Okullarda, kişilerde,kurumlarda,yakın kulüplerde,temsilciliklerde vb. Bunlardan da faydalanılabilinir.Tabi eklemeli sistem sorun olacaktır.Mekanik saatleri iki aşamalı turnuvalarda önerdim.Eleme aşamasındaki çok sporculu katılımlarda 60 dakika (burada mekanik saatler de kullanılabilinir),finalde yer alan az sporcu tamamen elektronik saatlerle..
Sonuç olarak gerçekçi olmak en doğrusu.
Yakın illere birlikte olun.
Daha çok hayatın içinde olun.
Yükselen değer olan satrancı daha çok insanla paylaşın,inanın insanlar buna hazır.Sadece doğru zamanda doğru insanlarla birlikte olun.
Bir şeyler istemekten korkmayın,yola çıkın,tek başınıza olsanız bile.O yolda mutlaka birileriyle karşılaşacaksınız.İlişkiler orada başlayacaktır.aBelki en kalıcı çözümler bile.
Örgütlü olmaktan korkmayın…Kendi il örgütünüzü oluşturun.
- MATRANÇ -