23-12-2012, 11:34
Vücudum hareketsiz ancak düşünceler beynimin kıvrımlarında nice kilometreler katediyor. Ellerim, kollarım, ayaklarım sabitleşmiş fakat beynimde fırtınalar kopuyor.
İçimden bir ses kalk diyor, kalk yerinden. Uyuşuk uyuşuk ne durursun. Vücudunu hareketlendir, benim emrime ver. Yürü şöyle bir, sokakları arşınla.
Yan sokakta bir inşaat var, bitmek üzere. Binanın altını genişçe bırakmışlar, kiralık tabelası asmışlar, büyük bir markete kiralamak üzere. Ancak uzun süredir kiralanamamış. Diğer sokakta yine benzer bir apartman inşaatı ve aynı şekilde boş alt kat.
Komşu sokakta zemin katta düğün salonu var. Bu mevsim çokca zamandır boş. Sessizlik hakim içerde.
İleriki sokakta büyük bir lokanta var. İçerde fazla müşterisi yok. Güzel de bir bahçesi var genişçe, üstü ve etrafı brandayla örtülmüş.
Öte yanımda belediyenin konferans ve gösteri salonu var, ne zamandan beri bir gösteri yapılmadı hatırlayamadığım. Yüzlerce plastik sandalyeler kenarda bekliyorlar, üst üste yığılmış.
Göl kenarında, yine kocaman bir salon, kapandı kapanacak, mevsimden dolayı müşterisizlikten. Dışarıda yağmur yağıyor fakat içerisi sımsıcak, göze hitap eden yerleşim düzeniyle.
Desem ki diyorum, mahallemdeki bu yerlerin sahiplerine ; kabul edersen burayı hareketlendirelim. Kocaman bir tabela asalım. Flamalarla süsleyelim. Senin adını ve şanını da bu tabelaya ve flamalara yazalım. Senin reklamını yapalım. Buraya çoluk çocuk yüzlerce kişiyi davet edelim 2, 3 günlüğüne. Eğer kabul etmezsen komşu mahallede, ilçede başka yerlere gideceğim.
Ne dersin, ha, ne dersin ? Sen hiçbir şeye karışıp yorulmayacaksın. Kenarda oturup bizi seyredeceksin. İstersen de gelenlere birkaç söz söyleyebilirsin ve büfeni açık tutabilirsin, memnuniyetle. Ne dersin, ha, ne dersin ?
İçimden bir ses kalk diyor, kalk yerinden. Uyuşuk uyuşuk ne durursun. Vücudunu hareketlendir, benim emrime ver. Yürü şöyle bir, sokakları arşınla.
Yan sokakta bir inşaat var, bitmek üzere. Binanın altını genişçe bırakmışlar, kiralık tabelası asmışlar, büyük bir markete kiralamak üzere. Ancak uzun süredir kiralanamamış. Diğer sokakta yine benzer bir apartman inşaatı ve aynı şekilde boş alt kat.
Komşu sokakta zemin katta düğün salonu var. Bu mevsim çokca zamandır boş. Sessizlik hakim içerde.
İleriki sokakta büyük bir lokanta var. İçerde fazla müşterisi yok. Güzel de bir bahçesi var genişçe, üstü ve etrafı brandayla örtülmüş.
Öte yanımda belediyenin konferans ve gösteri salonu var, ne zamandan beri bir gösteri yapılmadı hatırlayamadığım. Yüzlerce plastik sandalyeler kenarda bekliyorlar, üst üste yığılmış.
Göl kenarında, yine kocaman bir salon, kapandı kapanacak, mevsimden dolayı müşterisizlikten. Dışarıda yağmur yağıyor fakat içerisi sımsıcak, göze hitap eden yerleşim düzeniyle.
Desem ki diyorum, mahallemdeki bu yerlerin sahiplerine ; kabul edersen burayı hareketlendirelim. Kocaman bir tabela asalım. Flamalarla süsleyelim. Senin adını ve şanını da bu tabelaya ve flamalara yazalım. Senin reklamını yapalım. Buraya çoluk çocuk yüzlerce kişiyi davet edelim 2, 3 günlüğüne. Eğer kabul etmezsen komşu mahallede, ilçede başka yerlere gideceğim.
Ne dersin, ha, ne dersin ? Sen hiçbir şeye karışıp yorulmayacaksın. Kenarda oturup bizi seyredeceksin. İstersen de gelenlere birkaç söz söyleyebilirsin ve büfeni açık tutabilirsin, memnuniyetle. Ne dersin, ha, ne dersin ?