31-01-2013, 14:06
SORUNLAR:
A. Milli Takımlar
A.1. A Milli takımın başarısızlığı.
40 yıl önce sadece 2 IM (Sevgili Nevzat Süer ve İlhan Onat) ve diğerleri 2200+ ELO'lu satranççılarla katıldığımız olimpiyatlarda 40 lı dereceler alırdık.
Son yıllarda bazıları devşirme olan 4-5-6 GM ile katıldığımız olkimpiyatlarda da benzeri sıralarda bitiriyoruz.
Ortada, herkesin algıladığı bir milli takım başarısızlığı var.
D. Hakemler
D.1. Bazı çok başarılı hakemlerimiz olmasına karşın, bazı turnuvalarda da çok bariz hakem hataları gözlemlenmekte.
Genellikle belli bir satranç geçmişi olan hakemlerin çoğunlukla başarılı olduğunu görüyoruz. Ya da çocuğu (veya bir yakını) satranç oynayan hakemler, sporcu psikolojisinden ve satrançtan anladıklarından başarılı oluyorlar.
Ancak satranç geçmişi olmayan ve satranç oyun seviyesi düşük olan (UKD'si olmayan) hakemlerin hem sporculara karşı olan davranışlarında, hem de satranç oyununun ruhundan anlamamalarından kaynaklanan bazı sorunlar görülüyor.
Hakemlerin daha iyi eğitilmeleri ve satranç seviyelerinin yükseltilmesi gerekiyor.
D.2. Çocuk turnuvalarındaki hakem hataları
Çocuk turnuvalarında bazı hakem hataları, çok başarılı bir gelecek bekleyen çocukların satranca küsmelerine ve satrancı bırakmalarına neden olmakta. Bunun örnekleri daha önce başka forumlarda epeyce yazıldı.
Çocuk turnuvalarında, hem çocuk psikolojisinden anlayan hem de kendi çocuğu olan kişilerin hakem olarak tayin edilmesinde yarar var.
E. Satranç Turnuvalarında Ahlak
E.1. Bazı tanınmış satranççılardan ve antrenörlerden dinlediğim bazı ahlaksızlık hikayelerinde dudağım uçukladı.
Rakibi masadan kalktığında onun bir-iki taşını tahtadan çıkaranlar mı, veya her iki tarafa da hamle yaptırıp rakibine taş kaybettirip üstelik onun notasyon kağıdına da sanki bu hamleler oynanmış gibi yazanlar mı... Liste bayağı uzun.
Maalesef bu durumlarda hakemlerin çoğunlukla haksızlığa uğrayana destek olmadıkları, neredeyse haksızlığı yapana prim verir gibi kararlar aldıkları anlatıldı.
Ben de oğlumun katıldığı bazı turnuvalarda 8 - 12 yaşında çocukların türlü kurnazlıklarla avantaj sağlama çabalarını gözlemledim. Hakemlere 1-2 tane durumu aktardığımda, pek birşey değişmedi.
Önce ahlak!!
"Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim."
Mustafa Kemal Atatürk
Çocuklar Türkiye Birinciliğinde çeşitli konularda konferanslar düzenleniyor.
Beslenme, egzersiz, vs... Ama ahlak nedense yok?!
Bence bu konuda hem sporcular, hem antrenörler, hem de anne-babaların eğitilmesi gerek.
Federasyon başkanından başlayarak, yetkililerin TSF sayfalarında ahlaka önem verdiklerine dair yazıları olmalı!
A. Milli Takımlar
A.1. A Milli takımın başarısızlığı.
40 yıl önce sadece 2 IM (Sevgili Nevzat Süer ve İlhan Onat) ve diğerleri 2200+ ELO'lu satranççılarla katıldığımız olimpiyatlarda 40 lı dereceler alırdık.
Son yıllarda bazıları devşirme olan 4-5-6 GM ile katıldığımız olkimpiyatlarda da benzeri sıralarda bitiriyoruz.
Ortada, herkesin algıladığı bir milli takım başarısızlığı var.
D. Hakemler
D.1. Bazı çok başarılı hakemlerimiz olmasına karşın, bazı turnuvalarda da çok bariz hakem hataları gözlemlenmekte.
Genellikle belli bir satranç geçmişi olan hakemlerin çoğunlukla başarılı olduğunu görüyoruz. Ya da çocuğu (veya bir yakını) satranç oynayan hakemler, sporcu psikolojisinden ve satrançtan anladıklarından başarılı oluyorlar.
Ancak satranç geçmişi olmayan ve satranç oyun seviyesi düşük olan (UKD'si olmayan) hakemlerin hem sporculara karşı olan davranışlarında, hem de satranç oyununun ruhundan anlamamalarından kaynaklanan bazı sorunlar görülüyor.
Hakemlerin daha iyi eğitilmeleri ve satranç seviyelerinin yükseltilmesi gerekiyor.
D.2. Çocuk turnuvalarındaki hakem hataları
Çocuk turnuvalarında bazı hakem hataları, çok başarılı bir gelecek bekleyen çocukların satranca küsmelerine ve satrancı bırakmalarına neden olmakta. Bunun örnekleri daha önce başka forumlarda epeyce yazıldı.
Çocuk turnuvalarında, hem çocuk psikolojisinden anlayan hem de kendi çocuğu olan kişilerin hakem olarak tayin edilmesinde yarar var.
E. Satranç Turnuvalarında Ahlak
E.1. Bazı tanınmış satranççılardan ve antrenörlerden dinlediğim bazı ahlaksızlık hikayelerinde dudağım uçukladı.
Rakibi masadan kalktığında onun bir-iki taşını tahtadan çıkaranlar mı, veya her iki tarafa da hamle yaptırıp rakibine taş kaybettirip üstelik onun notasyon kağıdına da sanki bu hamleler oynanmış gibi yazanlar mı... Liste bayağı uzun.
Maalesef bu durumlarda hakemlerin çoğunlukla haksızlığa uğrayana destek olmadıkları, neredeyse haksızlığı yapana prim verir gibi kararlar aldıkları anlatıldı.
Ben de oğlumun katıldığı bazı turnuvalarda 8 - 12 yaşında çocukların türlü kurnazlıklarla avantaj sağlama çabalarını gözlemledim. Hakemlere 1-2 tane durumu aktardığımda, pek birşey değişmedi.
Önce ahlak!!
"Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim."
Mustafa Kemal Atatürk
Çocuklar Türkiye Birinciliğinde çeşitli konularda konferanslar düzenleniyor.
Beslenme, egzersiz, vs... Ama ahlak nedense yok?!
Bence bu konuda hem sporcular, hem antrenörler, hem de anne-babaların eğitilmesi gerek.
Federasyon başkanından başlayarak, yetkililerin TSF sayfalarında ahlaka önem verdiklerine dair yazıları olmalı!