21-02-2013, 15:06
Cevabım bir yerlerde kayıtlıydı, ancak şimdi gönderebildim:
Sanırım durum tespitimi, bir değerlendirme olarak algıladınız. Aslında ben de temelde sizden farklı düşünmüyorum. Madde madde gidelim:
1) Katılıyorum, yalnız alternatif önermek gerek.
2) Kesinlikle katılıyorum. Büyük şehirler ve satrancın ilgi gördüğü yerler tercih edilebilir, Sinop değil mesela.
3) Bana sorarsanız 1990'lardaki il birinciliği-çeyrek final-yarı final-final sistemi gayet başarılıydı. Sofya Kuralı eklenerek bugün de uygulanabilir.
4) Kesinlikle. Botvinnik'ten iyi mi bileceğiz?
5) 1500 seviyesindeki oyuncunun mutluluğu değil genel satranç kamuoyunun mutluluğu daha önemli olmalı.
6) Şu an satrancın Türkiye'deki sponsorluk değeri, eğitim aracı olarak görülmesinden ileri geliyor. Öyle bir döngüye girildi ki artık satranca verilecek desteğin sadece 10-18 yaş arası kitleye yönelik yapılması gerektiği algısı oluştu. Türkiye'deki halkla ilişkiler ve reklamcılık sektörü de epey kolaycı olduğundan bunu kırmak mücadele gerektiriyor. Uğraşmak lazım. Galatasaray'ın açılma kararı verilen satranç şubesi bir dönüm noktası olabilir. Üç büyükler tamamlarsa kadroyu potansiyel sponsorların gözünü açabilir.
Wozniacki'nin böyle olacağı belliydi(nedeni tenis forumlarında konuşulmalı ) Emekli Justine Henin bile daha isabetli olurdu(o sırada değildi sanırım)
7) Türkiye'deki büyük sıkıntılardan. Şampiyonaların adı festival kendisi değil. Gerçekten festival havası nasıl oluyor gidip Mainz'e(artık yok ama) veya Wijk aan zee'ye bakmak lazım. Kesinlikle kapalı bir GM turnvasını sahneye ekleyivermek, canlı yorum yaptırmak vs. işin rengini değiştirir.
8) Mümkün.
9) Dedikleriniz internet üzerinden yapılmalı.
En çok okunan gazetenin Posta, en çok okunan köşe yazarının da Haydar Dümen olduğu bir ülkede bence internet doğru mecra. Dedikleriniz sanal ortamda yapılmalı. Türkiye'de Newsweek Türkiye gibi güzel bir iş 5 bin ortalama tirajla tutunamadı. Satranca hiç gelmedim Hayal görmenin alemi yok. Ben de kitap kokusunu seviyorum, kalem kullanmazsam bir uzvum eksikmiş gibi hissediyorum ama değişime ayak uydurmalıyız.
10)Hagi! Dün akşamki maçtan sonra bir kez daha emin oldum
Sanırım durum tespitimi, bir değerlendirme olarak algıladınız. Aslında ben de temelde sizden farklı düşünmüyorum. Madde madde gidelim:
1) Katılıyorum, yalnız alternatif önermek gerek.
2) Kesinlikle katılıyorum. Büyük şehirler ve satrancın ilgi gördüğü yerler tercih edilebilir, Sinop değil mesela.
3) Bana sorarsanız 1990'lardaki il birinciliği-çeyrek final-yarı final-final sistemi gayet başarılıydı. Sofya Kuralı eklenerek bugün de uygulanabilir.
4) Kesinlikle. Botvinnik'ten iyi mi bileceğiz?
5) 1500 seviyesindeki oyuncunun mutluluğu değil genel satranç kamuoyunun mutluluğu daha önemli olmalı.
6) Şu an satrancın Türkiye'deki sponsorluk değeri, eğitim aracı olarak görülmesinden ileri geliyor. Öyle bir döngüye girildi ki artık satranca verilecek desteğin sadece 10-18 yaş arası kitleye yönelik yapılması gerektiği algısı oluştu. Türkiye'deki halkla ilişkiler ve reklamcılık sektörü de epey kolaycı olduğundan bunu kırmak mücadele gerektiriyor. Uğraşmak lazım. Galatasaray'ın açılma kararı verilen satranç şubesi bir dönüm noktası olabilir. Üç büyükler tamamlarsa kadroyu potansiyel sponsorların gözünü açabilir.
Wozniacki'nin böyle olacağı belliydi(nedeni tenis forumlarında konuşulmalı ) Emekli Justine Henin bile daha isabetli olurdu(o sırada değildi sanırım)
7) Türkiye'deki büyük sıkıntılardan. Şampiyonaların adı festival kendisi değil. Gerçekten festival havası nasıl oluyor gidip Mainz'e(artık yok ama) veya Wijk aan zee'ye bakmak lazım. Kesinlikle kapalı bir GM turnvasını sahneye ekleyivermek, canlı yorum yaptırmak vs. işin rengini değiştirir.
8) Mümkün.
9) Dedikleriniz internet üzerinden yapılmalı.
En çok okunan gazetenin Posta, en çok okunan köşe yazarının da Haydar Dümen olduğu bir ülkede bence internet doğru mecra. Dedikleriniz sanal ortamda yapılmalı. Türkiye'de Newsweek Türkiye gibi güzel bir iş 5 bin ortalama tirajla tutunamadı. Satranca hiç gelmedim Hayal görmenin alemi yok. Ben de kitap kokusunu seviyorum, kalem kullanmazsam bir uzvum eksikmiş gibi hissediyorum ama değişime ayak uydurmalıyız.
10)Hagi! Dün akşamki maçtan sonra bir kez daha emin oldum