TSF Disiplin Kurulu ve Başkan Tahsin AKTAR
#10
Bu olayda nedense üzerinde durulmadığını düşündüğüm 3-4 konu var. Biraz açmak ve bir sonuca varmak istiyorum.

1) Nedense Cemalettin Talum ve Ekaterina Atalık ile diğer kişiler hakkında verilen cezaların mesnedini sormadık?

Bu ülkede tesadüf eseri başka bir Cemalettin Talum yoksa, benim bildiğim Cemalettin bey duayen, beyefendi ve yıllarca satranca akademik ve idari seviyede katkıda bulunmuş ciddi bir satrançseverdir.

Cezasının nedeni herhalde bir toplantıya sarhoş gelip etrafı kırıp geçirmek olamaz, muhtemelen % 99,7, sayın başkanın ve çöreksever yetkililerin (burada çörek sözcüğü toplantı sırasında çayın yanında götürülen tuzlulara ithaf edilmektedir, bir yere kazık çakma anlamına gelen o ayıp kelime değildir, zinhar tövbe) hoşuna gitmeyecek sözcükler söylemesi olabilir.

Ekatarina Atalık'ın ise durumu daha değişik. Bu insan satrançtan para kazanan bir profesyonel. Ve onaylanan cezası ne olursa olsun, cezanın sokak dilindeki adı "bir insanın ekmeğiyle oynamaktır".

Dünya üzerinde disipliner cezaların en ağırı ve sonuncusu bir insanın ekmeği ile oynamaktır. Örneğin bir tıp hekimine geçici veya kalıcı süre ile tıp mesleğini icra etmeyi yasaklamanız için yüz kızartıcı bir suç işlemesi hatta bundan mahkum olması ve o mahkumiyetin kesinleşmesi gerekir.

Ekatarina Atalık'ın cezası yurtdışında bir turnuvaya katılırken belirli TSF prosedürüne uymamaksa uyarma, kınama verirsiniz ki o prosedürlerin ne derece sağlıklı olduğu dahi ayrı bir tartışma konusu.

Ben bir mimarım diyelim, uluslararası bir projeye katılmak için Mimarlar Odasından izin alıp taahhütname mi imzalıyorum? Hadi imzalamadım, mimarlık büromun 6 ay kapatılmasına mı karar veriyorlar? Hadi veriyorlar, bu kararı hayatında mimarlık yapmamış adamlar heyeti mi veriyor?

(TSF yönetimi umarız aklına gelip de bunu bir model olarak FIDE'ye önermez zira koca Karpov'un FIDE Başkanına muhalefet etmek suçundan dünya satrancından yasaklanmasına falan gider bu).

2) Diğer şaşırdığım ve anlamadığım konu, idare hukuku açısından. Şimdi, her disipliner ceza kendi rejimi içinde verilir. Yönetime saygısızlığın cezası diyelim, yönetimle ilgili süreçlerin içindeki cezalardır. Delge olamama, oy verememe, 3 toplantı üstüste katılamama gibi.

Cemil beyin cezasından gidersek, isnat edilen suçla verilen ceza aynı rejim içinde değil. Yani TSF başkanına muhalefet etmek ve çörekler konusunda görüş belirtmek (burada çörek sözcüğü toplantı sırasında çayın yanında ... Big Grin ) suçunun karşılığı eğer Cemil bey delege ise onun delege yetkilerinin kısıtlanması ile ilgili olabilir. Çünkü işlenen suçun ait olduğu rejim TSF idari yapısı içindedir. Satranç oyunculuğu içinde değil.

Cemil bey satranç oynarken kalkıp rakibinin kafasını gözünü yararsa veya maça sarhoş çıkarsa veya hakeme saldırırsa elbette ona satranç oyunu üzerinden yaptırım uygularsınız. Çünkü buradaki suçu, ilke olarak aynı rejimde (satranç oyununda) olur.

O bakımdan Cemil beyin özelinde ona verilen ceza idare hukuk açısından sakattır, bir fırıncının Fırıncılar Konfederasyonu Başkanına muhalefet etmesi nedeniyle 6 aylığına fırının kapatılması nasıl mantıksızsa, bu da öyledir.

3) Bu ceza aslında Özgür Satranç forumuna yapılmış ağır bir hakarettir.

Bu forumun kuruluş amacı insanların özgürce fikirlerini ifade etmesi ise:

a) Hukuken sakıncalı görülen yazılar buraya konmaz
b) Yazı girdikten sonra sahiplenilir.

Demiyorum ki gidip TSF önünde lastik yakın. Ama Özgür Satranç Forumunda yazılan bir yazıdan dolayı yazı sahibi 6 ay ceza alıyorsa, bu forumun bir yöneticisinin çıkıp ifade özgürlüğü açısından 2 kem küm etmeyi becermesi gerekir.

4) Satranç kamuoyu açısından da ayıplı bir durum var. Kişisel ifade özgürlüğünün sansürlendiği bir yerde hadi biz rumuzla yazanları atalım, koca camiadan sadece Oktay Ertan ile İbrahim Ethem Ay'ın mertçe çıkıp bu cezaya iki cümle yazması onlar için ne kadar düzgün bir davranışsa, koca camia için de bir o kadar utançtır.

Son olarak:

Bir satranç oyuncusuna amatör olsun profesyonel olsun, satranç oynamama cezası verilmesi 21. yüzyılda bir utançtır meğer ki o kişi yüz kızartıcı bir suç işlenmiş olsun.

İnsanların düşüncelerini baskı altına almak, onları sevdikleri hobiyi veya ekmek yedikleri işi yaptırmamakla tehdit etmek ayıptır ve hiçbir ahlaki değere sığmaz.

Size hakaret edildiğini düşünüyorsanız hukuki yollardan hakkınızı ararsınız. Ama Türk satrancının gün geçtikçe çocuk satrancına evrildiğini gören insanların susmasını bekleyemezsiniz.

Herkes çörek sevecek diye bir kural yok Big Grin
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: csbh01 - 11-04-2013, 10:53
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Oktay ERTAN - 11-04-2013, 14:17
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mojo Jojo - 11-04-2013, 14:32
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: csbh01 - 12-04-2013, 02:14
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: trueblueturk - 13-04-2013, 10:28
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: ibrahimethemAy - 13-04-2013, 15:32
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 14-04-2013, 22:52
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Oktay ERTAN - 15-04-2013, 00:07
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mojo Jojo - 20-04-2013, 15:33
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Feti - 20-04-2013, 17:42
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mojo Jojo - 20-04-2013, 19:10



Konuyu Okuyanlar: 3 Ziyaretçi