28-04-2013, 21:21
Muzaffer beyciğim,
Satrançtaki yönetim yapılanmasına satranç tozu yutmuş insanların egemen olmasını ben de çok istiyorum, bunda elbette hemfikiriz.
Ama çok kademeli, aşırı kalabalık bürokratik yapılara karşyım. Tüm bireysel sporlar için bu geçerlidir. Teniste il temsilciliği var mı bilmiyorum ama Marsel İlhan'a katkısı olmadığına eminim.
Sizin kriter getirmenizi saygıyla anlıyorum ama şu zorluklar var; birincisi 1800 üstü satranç oyuncuları homojen değil. Bunların bir kısmı öğrenci, bir kısmının yaşı küçük, bir kısmı satrançtan uzaklaşmış durumda.
Şimdi benim saçma bulduğum şu aşırı katmanlı sistemde elde sadece genel müdürlük bünyesinde 132 kurul üyesi varsa, buna 80 il temsilcisi, 5-10 bölge temsilcisi, sayısını bilemediğimiz ilçe temsilcileri eklenecekse, sizin kabaca 300 civarı 1800 üzeri oyuncu bulmanız gerekecek.
Yetmedi, bu 300 kişinin öğrenci olmaması, 18 yaşın üzerinde olması, zaman ve arzularının olması, alzheimer olmaması, hanımlarından izin alması gibi sayacağımız ve sayamacağımız kriterleri geçmesi lazım.
Ayrıca 2300'lük bir oyuncu mesela, niye kendine GM olmak gibi çekici bir hedef varken Acıpayam İlçe Temsilciliği gibi birşeyin peşinde koşsun. Her bakımdan sıkıntılı bir çözüm bu.
Ben de diyorum ki bunlara ne gerek var? Hukuk kurulu nedir, disiplin ve denetim kurulu varken? Hukuken görüş isterseniz üniversiteler orada, bütçeden verirsiniz makul bir danışmanlık ücretini, 8 üyenizin 10 yıldır vermediği görüşü 1 günde verirler.
Sağlık kurulu nedir Allah aşkına? İstanbul Festivalinde geçen sene 10 yaşındaki çocuklara enerji içecekleri dağıtıyordu sponsor firma. Şu Kartal'daki çadır turnuvasında birinin kalbi sıkışsa, ambulansa değil, üç sıra ileriye mevta olmadan götüremezsiniz. Bu ülkede çok sağlıksız, sorunlu ve riskli ortamlarda turnuvalar yapılıyor. Sağlık kurulu bir günden bir güne, turnuva salon koşulları ile ilgili bir inceleme veya rapor yayınladı da biz mi görmedik?
Basın Medya İletişim Kurulu var (Özgür kusura bakmasın o da bu kurulda sanırım) işte koca olimpiyat geldi geçti, bundan önceki dönemde var mıydı bilmiyorum bu kurul, şu forumda Ertan yazmasa hangimizin olimpiyat turlarından haberi olacaktı.
Sistem bana göre, içindeki kişiler değişse de kendi işleyişi değişmeyen mekanizmadır. İl Temsilciliği olarak adlandırdığımız kavram bir sistem değil, bir yapı. Bu yapı bana göre işleyiş olarak sakat. Bir sistem değil. Kaderi, atanan kişiyle ilgili birçok kişisel faktöre bağlı. İstanbul'da 4 ay bitti turnuva yapılmıyor, (A) ilinde pamuklar toplanacağı zaman temsilci telefonları kapatacak, (C) ilindeki hastalansa başka birşey olacak.
Ama gerçek hayat böyle değil. Şu kurullarda yer alan insanlar dışında emin olun kimse kurulları da, oralarda yapılan o sonsuz toplantıları da önemsemiyor.
Sansür mesela... Son disiplin cezaları ile yaratılan sindirme... Satrançseverlerden kopmuş yönetim... Turnuvasız bir satranç ortamı...
Asıl sorunlar bunlar ve bunlar çok daha ciddi.
Satrançtaki yönetim yapılanmasına satranç tozu yutmuş insanların egemen olmasını ben de çok istiyorum, bunda elbette hemfikiriz.
Ama çok kademeli, aşırı kalabalık bürokratik yapılara karşyım. Tüm bireysel sporlar için bu geçerlidir. Teniste il temsilciliği var mı bilmiyorum ama Marsel İlhan'a katkısı olmadığına eminim.
Sizin kriter getirmenizi saygıyla anlıyorum ama şu zorluklar var; birincisi 1800 üstü satranç oyuncuları homojen değil. Bunların bir kısmı öğrenci, bir kısmının yaşı küçük, bir kısmı satrançtan uzaklaşmış durumda.
Şimdi benim saçma bulduğum şu aşırı katmanlı sistemde elde sadece genel müdürlük bünyesinde 132 kurul üyesi varsa, buna 80 il temsilcisi, 5-10 bölge temsilcisi, sayısını bilemediğimiz ilçe temsilcileri eklenecekse, sizin kabaca 300 civarı 1800 üzeri oyuncu bulmanız gerekecek.
Yetmedi, bu 300 kişinin öğrenci olmaması, 18 yaşın üzerinde olması, zaman ve arzularının olması, alzheimer olmaması, hanımlarından izin alması gibi sayacağımız ve sayamacağımız kriterleri geçmesi lazım.
Ayrıca 2300'lük bir oyuncu mesela, niye kendine GM olmak gibi çekici bir hedef varken Acıpayam İlçe Temsilciliği gibi birşeyin peşinde koşsun. Her bakımdan sıkıntılı bir çözüm bu.
Ben de diyorum ki bunlara ne gerek var? Hukuk kurulu nedir, disiplin ve denetim kurulu varken? Hukuken görüş isterseniz üniversiteler orada, bütçeden verirsiniz makul bir danışmanlık ücretini, 8 üyenizin 10 yıldır vermediği görüşü 1 günde verirler.
Sağlık kurulu nedir Allah aşkına? İstanbul Festivalinde geçen sene 10 yaşındaki çocuklara enerji içecekleri dağıtıyordu sponsor firma. Şu Kartal'daki çadır turnuvasında birinin kalbi sıkışsa, ambulansa değil, üç sıra ileriye mevta olmadan götüremezsiniz. Bu ülkede çok sağlıksız, sorunlu ve riskli ortamlarda turnuvalar yapılıyor. Sağlık kurulu bir günden bir güne, turnuva salon koşulları ile ilgili bir inceleme veya rapor yayınladı da biz mi görmedik?
Basın Medya İletişim Kurulu var (Özgür kusura bakmasın o da bu kurulda sanırım) işte koca olimpiyat geldi geçti, bundan önceki dönemde var mıydı bilmiyorum bu kurul, şu forumda Ertan yazmasa hangimizin olimpiyat turlarından haberi olacaktı.
Sistem bana göre, içindeki kişiler değişse de kendi işleyişi değişmeyen mekanizmadır. İl Temsilciliği olarak adlandırdığımız kavram bir sistem değil, bir yapı. Bu yapı bana göre işleyiş olarak sakat. Bir sistem değil. Kaderi, atanan kişiyle ilgili birçok kişisel faktöre bağlı. İstanbul'da 4 ay bitti turnuva yapılmıyor, (A) ilinde pamuklar toplanacağı zaman temsilci telefonları kapatacak, (C) ilindeki hastalansa başka birşey olacak.
Ama gerçek hayat böyle değil. Şu kurullarda yer alan insanlar dışında emin olun kimse kurulları da, oralarda yapılan o sonsuz toplantıları da önemsemiyor.
Sansür mesela... Son disiplin cezaları ile yaratılan sindirme... Satrançseverlerden kopmuş yönetim... Turnuvasız bir satranç ortamı...
Asıl sorunlar bunlar ve bunlar çok daha ciddi.