30-04-2013, 19:33
sayın mojo jojo:
bu kalabalık yazılar arasında sizinle tartışmamızın güme gittiğini sanmıyorum .takipçilerimiz bizi izliyor. gönül rahatlığı ile tartışmamıza devam ediyorumm ..
demişsiniz ki kalabalık bürokratik yapılanmalarına karşıyım. bende karşıyım ama benim buradaki derdim başka sizinki ise bu .ben üstelik danışma kurulu diye bir kurul kurulmasını, başınada satrançta atılım yapmak isteyen ülkelere danışmanlık veren yabancı birilerinin getirilmesini önermiştim .
benim derdim nedir???
türk satranççısı daha kendini tanımlayamamış . ben satranççı isem, neyim, kimim .bu bilinmiyor .
hatırlarsınız. daha önce burada satranççı kim, satrançsever kim; bunu tartışmaya açmıştım ve ilk itiraz '' faydası yok'' diyerek sizden gelmişti .
tekrar ediyorum , tartışma buradan işin başından başlamalı . ne garip değil mi , burada diğer bir konuda '' kahvelerde satranç'' konusu tartışılıyor ama kahve satranççısı ne demek . bunun bilimsel bir tanımlaması var mı ; o bilinmiyor , kimse söylemiyor .
türkiye satrançta büyük bir ülkedir . üstelik benimde gurur duyduğum kahve satranççısı diye bir deyimin sahibi bir ülkedir .
+1800 raiting türk satranççısın tanımının taban şartıdır diyorum, kimse nereden çıkarıyorsun diye sormuyor .
eğer satranççılar yönetime gelecekse önce kendini tanıması lazım .ben satranççıyım diyerek kendisi ile gururlanması lazım . kendi kendini yönetme talebinde bulunması lazım .kendisini tanımlayamamış bir camianın sağlıklı yönetim talebinin olması mümkün değildir .
türkiye de şu şartlarda 40-50 bin +1800 lük satranççı olması gerektiğini iddia ediyorum . bu rakam çok kişiye komik gelebilir. bende diyorum ki komik olan onlardır . bu rakam satranç oyunculuğu içinde, yöneticiliği içinde, antrenörlük içinde , hakemlik içinde, kurul üyeliği içinde son derece yeterli bir rakamdır .
satranca ilk başladığım yıllardan beri bir satranççının profesyonel olması, satranca verdiği emeğin karşılığını alması gerektiğini çevreme söyledim durdum . türk satranççıları şunu anladığı an ,bu şekilde bu işten ekmek kazanamayacağını gördüğü an , ancak o an bilinçlenmeye, TÜRK SATRANCINA ağırlıklarını koymaya başlayacaklardır .
muzaffer şekerli ADANA
bu kalabalık yazılar arasında sizinle tartışmamızın güme gittiğini sanmıyorum .takipçilerimiz bizi izliyor. gönül rahatlığı ile tartışmamıza devam ediyorumm ..
demişsiniz ki kalabalık bürokratik yapılanmalarına karşıyım. bende karşıyım ama benim buradaki derdim başka sizinki ise bu .ben üstelik danışma kurulu diye bir kurul kurulmasını, başınada satrançta atılım yapmak isteyen ülkelere danışmanlık veren yabancı birilerinin getirilmesini önermiştim .
benim derdim nedir???
türk satranççısı daha kendini tanımlayamamış . ben satranççı isem, neyim, kimim .bu bilinmiyor .
hatırlarsınız. daha önce burada satranççı kim, satrançsever kim; bunu tartışmaya açmıştım ve ilk itiraz '' faydası yok'' diyerek sizden gelmişti .
tekrar ediyorum , tartışma buradan işin başından başlamalı . ne garip değil mi , burada diğer bir konuda '' kahvelerde satranç'' konusu tartışılıyor ama kahve satranççısı ne demek . bunun bilimsel bir tanımlaması var mı ; o bilinmiyor , kimse söylemiyor .
türkiye satrançta büyük bir ülkedir . üstelik benimde gurur duyduğum kahve satranççısı diye bir deyimin sahibi bir ülkedir .
+1800 raiting türk satranççısın tanımının taban şartıdır diyorum, kimse nereden çıkarıyorsun diye sormuyor .
eğer satranççılar yönetime gelecekse önce kendini tanıması lazım .ben satranççıyım diyerek kendisi ile gururlanması lazım . kendi kendini yönetme talebinde bulunması lazım .kendisini tanımlayamamış bir camianın sağlıklı yönetim talebinin olması mümkün değildir .
türkiye de şu şartlarda 40-50 bin +1800 lük satranççı olması gerektiğini iddia ediyorum . bu rakam çok kişiye komik gelebilir. bende diyorum ki komik olan onlardır . bu rakam satranç oyunculuğu içinde, yöneticiliği içinde, antrenörlük içinde , hakemlik içinde, kurul üyeliği içinde son derece yeterli bir rakamdır .
satranca ilk başladığım yıllardan beri bir satranççının profesyonel olması, satranca verdiği emeğin karşılığını alması gerektiğini çevreme söyledim durdum . türk satranççıları şunu anladığı an ,bu şekilde bu işten ekmek kazanamayacağını gördüğü an , ancak o an bilinçlenmeye, TÜRK SATRANCINA ağırlıklarını koymaya başlayacaklardır .
muzaffer şekerli ADANA