Sayın Aşkın Taşan'a Açık Mektup
#3
Sevgili Can,
ÖSF yazmaya başladığım ilk günden bu güne kadar şahsıma “birinci elden yazılan bu içten yazı için” öncelikle teşekkür ederim.
Aslında belirttiklerin sözün bittiği yerdir.
Onun için uzunca düşündüm.
Sana ö.m. ile yazacaktım. Ama sen toplum adına sordun. Aynı içtenlikle cevap vermek bir görev oldu artık.

Sevgili kardeşim, haklısın!
-Ne işim var?’ dan başlayayım.
Aslında bu soruyu sevgili eşim ilk kez ve çok önceleri de sormuştu. Aynı cevabı içtenlikle sana da vermeliyim. Gerçekten bilmiyorum!
Bu benim işim değil diye düşünmedim hiçbir zaman, bu bir kabul sebebi olabilir. Hedeflerinize ulaşmak için işin içinde olmalıdır insan. İçinde bulunduğum şartları düşünmedim . Umarım daha uygun ve istekli birilerinin yerini de işgal etmiyorumdur. Bunu hissettiğimde, anında saygıyla ve tereddütsüz devrederim zaten.

Gençlik ve öğrencilik yıllarımdan beri satrancın okullarda ders olmasını arzu ederdim. Elime ilk kez 2000 li yıllarda yine bu kurul üyeliğinde yakaladım bu şansı. Çok didinmeme rağmen istediğim modele uzak yakın bir şeyleri ancak bu günlerde, çok değerli arkadaşlarımın yoğun çalışmaları sonunda görebiliyorum. Ülkemiz şartlarında bir hedefiniz varsa buna ulaşmak teknik açıdan çok kolay. Ama bürokrasi her şeyi mahvediyor. Seçim sistemi, ülkemiz gerçeğinin küçük bir modeli. Sevgili Cengiz KELEŞ’ te gelseydi, aynı sistem içinden seçilerek gelecekti. Ama benim içime yine sinmezdi. Çünkü sistemi biliyorum. Kendisini seçtiriyor!
Onun için son 5 aydır, “YENİDEN TOPLUMSAL YAPILANMA” diyorum. Delegelerin belirli kriterlerce kendi illerinden seçildiği hakkaniyetli bir “GENEL KURUL” diyorum. Tüm federasyonlar için!
Aslında inanır mısın, kim gelirse gelsin yönetime ister tam demokrat, ister her devrin insanı, karşısında hep aynı bürokratik engeller. Ancak içine girince anlıyorsunuz nasıl bir akıntı içinde olduğunuzu. Mantıksız bulduğum bir sürü durum var elbette. Ta başından beri!
Örneğin il temsilcilikleri seçilmesi ve atanması süreci. TSF olarak sizin teklif listeniz, üst makamlarca değiştirilerek bambaşka kişilerin atamasıyla sonuçlanırsa ne yaparsınız?
Antrenörlük revizyon çalışmalarınız, turnuvalar sponsorlukları özel kuruluşların yanında devlet kaynaklı da olsun diyor ve taslak çalışmalar yapıyorsunuz.
Özel satranç merkezlerinin, derneklerin teşvik edilmesi için, öğrenim çağında başarılı sporculara devlet burs kaynakları için, Türkiye final yarışmalarına okul öğrencileri ve 18 yaş altının katılımı belirli kriterlerde düzenlenerek devlet tarafından eskiden olduğu gibi barınma ve yolluk harcırahlı olsun diyor ve öneri geliştirip sunuyorsunuz.

TSF olarak sunduğunuz makamlardan, “- Bütçede kaynağı ve karşılığı yoktur !” şeklinde cevaplar alıyorsanız ne yaparsınız?

O zaman sevgili Can Kardeşim, gerçekten de bir eş bir baba olarak sormam gerekir kendime!
“Benim ne işim var burada? ” Ailemizden çaldığımız en değerli zamanlarımızı burada neden harcarız ki.

Gelen tepkiler için sürekli savunma konumumu tespit etmişsin. Doğrudur, inkar etmiyorum!
Ama karşı duruşum, kurum içi çalışma şevkine yönelik suçlamalaradır. Orada, işte bu çalınan zamanlarda harcanan emekler var. Aynı zamanları ailelerine tercih edip çalışan insanlar var. Ben o emekler adına savunma yaparım. Bu ne yazık ki forumda benim dışımda hiç dile getirilmiyor.

Belirli bir kişiyi savunmuyorum. Ortadaki yanlışlar, haksızlıklar varsa hukukidir. Yasa ve yönetmelikler önünde muhataplarını bağlar. Kimden gelirse gelsin kişilik hakları saygı görmelidir. Forum ortamında üçüncü ve sonrası kişilerce tartışılması bence gereksizdir. Zaten ilgili kişilerce yüz yüze görüşmeler tarafımdan yapıldı. O kişilerin özelidir, paylaşamam.

Kurum ise hepimizindir paylaşmamız gerekendir.

Dört yıllık görev süresinin ilk beş ayındayız. Bazı konular için geç, bazıları için ise erken yol almaya başladık. Büyük bir çalışma şevki var kurullarda. Olumlu planlamalar da yapıyoruz. Önümüzdeki günlerde bazı yeni uygulamalar da yansıyacak!

Görevi nasıl ve hangi şartlarda kabul ettiğimi soruyorsun.
Maddi manevi hiçbir şartım yok eğer o anlamda anladıysam.

Seçim sonrasıydı ve aklımda hiç yoktu. Zaten okulum günümün 8, bazen 10 saatini alıyor. Bilirsen daha önceki bir görevimdi zaten eğitim kurulu. Ama sağlık sorunu yüzünden bırakmıştım. Zamanla toparlandığımı düşünürken gelen teklifi çok düşündüm, kıramadım. Çünkü yapılmış ve yapılması halen devam eden önemli işler vardı. Yakın çevrem karşı çıkmasına rağmen ben, “Bu benim işim değil” diyemedim. Konumum çok özel, hayatın içinde bir şeyler yapabilmek ve buna tanık olabilmek en önemli hayat bağımdır son 6 yılda. Zaman ne kadar doğru ya da yanlış karar verdiğimi gösterecektir.

Ama çok öncelikli öz görevimin, kamuoyu oluşturmak, birleştirici köprü olabilmek, toplumun beklentilerinin çözüm anlamında alt yapısını hazırlayabilmek olduğunu düşünüyorum. Eğitim Kurulu görevimden de öncelikli. Bu anlamda da gündemde kalmak istiyorum. Toplumumuzun bunu çözüm aşamasında tartışabilip yeterince içinde olmasını istiyorum. Camianın da yönetimin de bu anlamda üzerine düşen görevleri vardır. Konuyla ilgili somut ve çok açık önerilerim var. Sayfalarca duruyor burada.
Bir şeylerin tutuşmaya başladığını görünce elbette yerimi devredeceğim.

Sevgili Nilüfer ÇINAR ÇORLULU ve sevgili Sabri KOÇAK için bir şey söyleyemem. Kendi kararlarıdır, saygı duymak gerekir. Yıllardır satrancın içindeki insanların bilgi ve deneyimlerin den kim faydalanmak istemez ki. Kişi için çalışmadıklarını, ürün dosyalarından ve yıllar öncelerine dayanan arkadaşlıklarımdan biliyorum. Meslek alanlarının ve karakterlerinin doğasında “satranç ve insan” var.

Son olarak Sevgili Can Kardeşim, insan olan tarafımı sordun. Satranç ve ÖSF’ nu bir kenara çıkarırsak geriye şunlar kaldı:
Öğretmen, baba (Damla, Can), Kocaeli, Türkiye, Göz-Göz, balık, karpuz, deniz, mavi, Aşık VEYSEL, Demis ROUSSOS, LİVANELİ, kuru pilav, arkadaş, hastalık ve mücadele…
Sana olabildiğince içtenlikle yazdım, galiba bu sefer bir şeyleri savunmadım.

Sağlıcakla kal.

Sevgilerimle…
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
Sayın Aşkın Taşan'a Açık Mektup - Yazar: canince - 01-05-2013, 01:23
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Sabri Koçak - 02-05-2013, 08:44
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 02-05-2013, 09:00
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Ateş Ülker - 02-05-2013, 11:49
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: anand - 03-05-2013, 10:46
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 03-05-2013, 14:26
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 03-05-2013, 15:02
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: anand - 03-05-2013, 16:35
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 03-05-2013, 21:06
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: MuzafferŞekerli - 09-05-2013, 15:11
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: canince - 29-10-2013, 16:28
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: canince - 29-10-2013, 16:46
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 30-10-2013, 11:33
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: canince - 31-10-2013, 15:15
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Ozgur_Akman - 01-11-2013, 11:22
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 01-11-2013, 14:17
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: canince - 04-11-2013, 02:57



Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi