Magnus Carlsen - Anand
#8
Londa Adaylar Turnuvasından hemen Sonra Vladimir Kramnik ile etraflıca bir söyleşi (kaynak Chessbase)

11.4.2013 – Londra Adaylar Turnuvasından hemen sonra Rus NTV habercisi Marina Makarycheva, Vladimir Kramnik ile sıradışı ve alışılmışın dışında bir söyleşi gerçekleştirdi: Adaylar turnuvası nasıl gitti, 2013 Dünya Şampiyonasında kim daha iyi şanslara sahip ve gelecekte bekledikleri neler?

Marina Makarycheva (MM): Turnuva sona erdi. Ve etrafta ciddi bir hayal kırıklığı var, çünkü en iyi performansınızı gösterdiniz… Sonrasında da o dramatik final turu geldi. Neler oldu?

Vladimir Kramnik (VK): Elbette yorgunum ve hayal kırıklığı içindeyim. Ne var ki Carlsen ve ben turnuvayı kazanmayı hak etmiştik ve ancak bir kazanan olacaktı, bu durumda da benim için bir nebze şanssız diyebiliriz.

Son turdan bir öncesine Magnus tesadüfen maçını kazandığında (Radjabov’a karşı) ben de zor bir konumdaydım. Tie-break skorlamalarından biri benim lehime iken diğer tie-break skorlaması Magnus’un lehineydi. Aksi gibi ona yarayan tie-break skorlaması bu turnuva düzenlemesinde seçilmiş olandı ve durum tam tersine olmasına rağmen (normal şartlarda uygulanacak averaj hesaplaması Kramnik’e kazandırıyordu MJ), sonrasında böyle oldu ve o yüzden bu artık bir şanssızlık meselesi.

Basitçe yarım puan üstteydi. Her ne kadar son turda aynı puanlara sahiptiysek de o son tura fiilen yarım puan üstte girdi. Son turda ben siyahtım ve o beyazdı ve benim açımdan durum oldukça zordu.

O yüzden keskin bir biçimde kazanca oynamayı zorladım, tek şansım oydu zira. Halen de doğru yaptığımı düşünüyorum çünkü Magnus’u denge dışına çıkarabilecek, onun sinirlerini bozup kazanca oynamasını sağlayacak, tek şansım buydu. Bu onu potansiyel olarak kayba götürebilecekti ve aynen de öyle oldu.

Ne var ki ben de çok ileri gittim ve Magnus kaybeder hale geldiğinde ben de oyunu kurtaracak durumda değildim. (Son maçta) Başından sona herşeyi ortaya koydum ama bir şey elde edemedim. Bu bir standart, normal bir durum; oyun sırasında bir iki hamlede elime fırsat geçti ki bu tabloyu değiştirecekti. Belki de gerçekten şanssızdım ve yapabileceklerimin hepsi olmadı. Ancak genel olarak o ana kadar turnuvadaki bütün olanaklarımı harcamıştım zaten.

MM (sözünü keserek): Belki pozisyonu 1-2 dakika dondurabilseydiniz bir şans doğacaktı…

VK: Evet, öyle ilginç bir nokta geldi, bütün iş bir 5 dakika içinde çözülebilecekti. O noktada oyunu Ae6 ile döndürebilirdim ki bu hamleyi hesapladım; ama normal koşullarda bu hamle bana kazanma imkanı vermiyordu; kazanca oynayamayacaktım. Aksi gibi tam o noktada Magnus’un maçı da henüz başaşağı gitmiyordu, pozisyonu normaldi o yüzden ne olacaksa olsun diyerek denedim. 5 dakika sonra, her koşul altında Ae6 oynamam gerektiği belli oldu ama atık çok geçti. Dönüş yoktu. Pozisyon kötüleşti, risk aldım, herşeyi masaya sürdüm ama ne yazık ki oyunu kurtarmam dahi mümkün olmadı. Rakibim Vassily zaman sıkışmasında kusursuz oynadı hiç hata yapmadı. O anda bir zaman sıkışması hatası bekledim, ama zaman kontrollerinden sonra Magnus kaybetmişti ve benim durumum da savunulur halde değildi.

Bu normal bir sportif akıbet, çok tecrübeli bir satranç oyuncusuyum ve bu ihtimali de öngördüm. Sadece başka bir şans göremedim, bu riskleri almak zorundaydım.

MM: Bu turnuva aynı zamanda şunu da gösterdi, Magnus’un da sinirleri var. Geniş kabul gören görüşe göre Magnus’un en güçlü yanı hata yapmaması ve duygularını kontrol altında tutmasıydı. Ama burada görüldü ki her dakika sizin masanıza doğru fırlıyor ve oyununuzu kontrol ediyor, örneğin siz Gelfand’la oynarken ve tabii son turda da. Ve keza yenilmez de değil. Öyle mi?

VK: Magnus sıradışı, çok dikkate değer bir oyuncu. Bununla beraber bana göre satranç dünyasındaki hegemonyası abartılmış durumda. Bana göre ben ve Aronian onun yetenekleri ile çarpışırız. Elbette kesin niteliklere sahip: Genç yaş, fazla enerji, iyi bir sinir sistem, olağandışı motivasyon, katil içgüdüsü. Ama satrançta daha güçlü olmasını sağlayacak nedir ben göremiyorum (bana ve Levon’a kıyasla tabii).

MM: O bir “oyuncu” mu?

Not: Bu soru Sovyet satrancında pratik oyuncularla araştırmacı oyuncular arasındaki meşhur tartışmaya atıftır. Botvinnik bu konuda kesin ayırımlar çizer ve öncesinde Karpov’a saygı duyardı; kendisini ve Kasparov’u daha sonra sayardı. Söylemeye gerek yok ki araştırmacı oyuncular daha iyidir ve başarıları kalıcıdır. Bu durumda “oyuncu” lafı, bir yolunu bulup maçı kazanma yeteneği olan adamı anlatır Larsen veya Lasker gibi. Bu saf anlamda bir oyuncudan ötedir, oyun anlayışı ileride olandır.

VK: Evet, çok pratik biri, falan filan. Şüphe bırakmayacak derecede kuvvetli bir oyuncu ve üst düzey bir yetenek. Onun özelliklerinin küçümseye çalışmıyorum asla. Buna karşılık onun herketen yukarıdaki rating avantajının satranç bazlı olmadığını söylüyorum. Daha başka nitelikleri ile ilgili. Satranç hissiyatı içinde kendimden tamamen eminim ki onunla mücadele edebilirim. Zaten yaptığım da bu. Şu ana kadar da Carlsen’e karşı pozitif skor elde ettim.

Keza Adaylar Turnuvasındaki mini maçta avantajlı konumdaydım ve iki berabere kopardığı için aslında şanslı. Herkes (ben dahil) onun enerji, sinirler ve benzeri şeylerde oldukça kuvvetli olduğunu düşünüyor. Ama bu turnuvada hayatında ilk büyük sıkıntıyla karşılaştı. Bu turnuva kimse için öyle herşeyin istenildiği gibi yolunda gideceği bir iş olmayacaktı. Ki Ivanchuk’la oynadığı oyunda birşeyler ters gitti. Birdenbire herşey çok kırılgan hale geldi. Onun yaşında ben de yan masalara seğirtir göz ucuyla bakardım. Bu geç oyuncular için doğaldır. Ben de öyle davranıyordum ama yıllar geçtikçe bu çerçevede daha güçlü hale geldim. Kazanırım veya kaybederim ama son tur, sinirlerle ilgili bir şey değildi, ondan dolayı olmadı, sakin kalıp düzgün oynadım.

MM: Sonuç itibariyle herşeyi kontrol altında tutup sinirlenmediğinizi mi söylüyorsunuz?

VK: Sadece bir parça. Bu sinirli olup olmama meselesi de değil, bu sadece maçınıza konsantre olma meselesi, başka bir oyunla veya başka birşeyle ilgilenmeme mahareti. Etrafınızdaki herşeyi unutma size turnuva ve oyun hakkında ne söylerlerse söylesinler kaale almama meselesi. Sadece oyuna odaklanma ve bu da tecrübe ile geliyor.

MM: Peki Magnus’un şansı var mı veya Magnus’u geniş çapta yücelten açıdan ve farklı yönden sormak gerekirse Vishy Anand’ın unvanı koruma şansı var mı?

VK: Evet inanıyorum kesin şansları var. Bu tamamen gerçekçi, Anand’ın karşısına çıkabilecek tek problem –benim görüşüme göre- Magnus’la gözüünün korkutulmuş olmasıdır. Ona karşı güvensiz oynuyor, ondan korkuyor, bunu söyleyebilirim.

MM: Geçmişte Kasparov’dan korktuğu gibi mi?

VK: Evet. Asla Kasparov’dan daha –ciddi olarak – daha zayıf bir oyuncu değildi ama ona karşı oynayamıyordu [Kasparov vs. Anand klasik satranç: +16 -5 =31]. Eğer Vishy normal formunda olursa…

MM (sözünü keserek): Ama form tutacak nasılsa değil mi? Eskisine göre şu anda daha az oynuyor.

VK: Biliyorsunuz yaşı kemale eriyor. Şu anda da eskisine göre bir nebze daha kötü oynuyor, ama hala yeterli düzeyde. Çok ender kaybediyor ve bu tür maçlarda önemli olan bu.

MM: Ama çok da az kazanıyor.

VK: Tabii ama bir maçta çok oyun kazanmamalısınız (gülümsüyor). Bir oyun kazanmanız ve kalanını berabere bitirmeniz yeterli. Açık olan şu ki artık maçına odaklı ve sıradan turnuvalara enerji harcamıyor. Belki en üst form noktasında değildir. Benimle olan maçı sanırım kariyerindeki dönüm noktasıdır.

Bundan önce çok parlak oynuyordu. Eğer eski olağan “iyi” formuna dönerse hala Carlsen’i yenebilir, ama psikolojik sorunlarını çözmesi kaydıyla. Bu onun mecburiyeti. Rahatlamalı ve Magnus’tan korkmamalı. Magnus’la karşılaşan biri onu gerçekten yenebilir. Eğer Anand bu şekilde kendisini hazırlarsa bana göre şartlar eşittir. Aksi halde şansları düşük kalır.

Psikolojik konular Dünya Şampiyonluğu maçlarında çok önem taşır. Bu maçında muhtemelen ilk odak noktası bu olacaktır. Şunu söyleyeyim, Magnus’un baskısını ilk 6 maçta tutabilirse (3-3 gibi) Anand benim için favoridir.

MM: Magnus Carlsen yırtıcı bir açılış repertuarına sahip değil. Bu kadar alçakgönüllü bir repertuarla Anand’a karşı oynayabilecek mi?

VK: Söylemek çok zor. Açılışlarda Anand Magnus’a oranla çok ağır üstünlüğe sahip. Olağanüstü iyi ön hazırlık yapan, çok zorlu bir maç oyuncusudur Anand. Beyazken bile ona karşı birşeyler vaat eden konum yakalayamazsınız. Bizim maçımızda onu savaş kıyafetlerinden çıkarmak için ciddi riskler almıştım ve başaramadım. Diğer taraftan Magnus’un da fenomen olacak bir hafıza avantajı var.

Şu ana kadar Anand’ın ne üzerine çalışması gerektiğini söyledik, şimdi de Carlsen’e bakalım.

Burada (açılış kastediliyor MJ) açık problemleri var. Ki Adaylar Turnuvasından önce yeni koçlarla anlaşmalar imzalayıp farklı bir hazırlık yaptı ama sonuçta Adaylar Turnuvasında açılışlarda etkileyici hiçbirşey gösteremedi.

Bakın burada oynamak zordu ve hiçbirşey düzgün –yolunda- gitmedi. Anand’la oynanacak bir maçta açılışta ciddi bir baskı altındaysanız konumunuz azıcık kötü biler olsa artık oynamak çok zordur. Bunun üzerine kafa patlatmalı.

Yarım sene süre içinde bu açığı kapatamaz. Belki öncesinde daha hinlik içeren bir çalışma yapabilir, açılıştaki etkiyi azaltmak üzere bir konsept düzenleyebilir. Ama her durumda bence Anand açılışlarda avantajlı olacaktır. Sorun şu ki: Ne genişlikte?

MM: Magnus Carlsen, Garry Kasparov ile işbirliği yapmıştı, açılışlar konusunda en yukarıdaki isimle (siz de onun yüzünden açılışlara mükemmel hazırlanmıştınız), en üst fenomen sonuçta. Bildiklerini Magnus’a aktarmamış mıdır?

VK: Satranç açılışları fen gibidir. Evrilir. Kendi zaman ölçütleri içinde Garry aktif bir oyuncu iken şüphesiz açılışları olağanüstü iyiydi. Ama artık bitti, açılışları eskisi gibi iyi değil. O tarafı artık geçmişin bir parçası. Satranç hızla ilerliyor, internet ve onun araçları gibi. Artık biliyorsunuz kimse iphone’un ilk modelleri ile ilgilenmez. Her gün sürekli yapılmadıkça, açılış hazırlığı mümkün olmaz.

Bir fikir demeti bulup sonraki 10 yılda onu kazanca çevirerek yaşayamazsınız. Bu 70’lerde 80’lerde geçerliydi belki. Artık bilgisayar çağındayız ve yeni, daha fazla fikirler bulmak zorundasınız. Hep en üst noktada çalışmak zorundasınız. Eski databaselere dayanamazsınız.

Gördüğüm, Anand ve ekibi istikrarla açılışlarını ve repertuarını güncelleştirerek çalışıyor. Kozmetik değişikliklerden değil yeni yaklaşımlardan bahsediyorum. Bu ağır çalışma zaten yıllar öncesinden geliyor ve onlara zaten yeni faydalar sağlıyor. O yüzden Magnus açısından bunu yakalamak çok zor olur, şimdi 24/7 başlasa, kalan yarım senede, Anand’ın yıllardır yaptığı açılış kaslarını yine yapamaz.

O yüzden daha sinsi (sly kelimesi: burada hinlik anlamına geliyor ama sonuç alıcı / taktiksel olabilir MJ) birşeylerle gelmeli. Hatırlayın ben Kasparov’la oynarken onun benden açılışlarda daha iyi olduğunu bilerek hareket ettim dünyaya yeni bir açılış teorisi vererek bir şekilde açılışta dengeleri eşitledim.

MM: Forum katılımcıları çoğunlukla Magnus’un stilini Karpovian olarak nitelendiriyor ve Anatoly’nin gençliğine yorumluyorlar. O da çok çarpıcı açılış hazırlıkları yapmazdı veya daha açık söyleyeyim koca SSCB ona açılış hazırlamaya çalışırken o kendisi bunu yapmazdı.

VK: Evet Karpov’u fazlasıyla çağrıştırıyor. O da kesin zayıflıklara sahipti herkesin hatta büyük oyuncuların olduğu gibi. Karpovian zayıflıklar, evet. Bunlar çok gizli, oldukça az ama var olan şeyler. Stilleri çok benzer. Hatta söyleyebilirim ki Carlsen Karpov’un geliştirilmiş versiyonudur.

Birçok insandan onun stilinin çok kuru çok pozisyonel olduğunu duydum. Kısmen böyle. Ama inanıyorum ki bu ustalıkta herkes istediği stili kendisi için belirleyebilir. Bu onun karar verebileceği bir şey. Bu düzeyde bir ratingde ve bu seviyede biliyorsunuz kimse size ne yapacağınızı söylemeye cüret edemez. Elbette sıradışı bir oyuncu. Bazı haller için dediğimiz gibi: “beğenmiyorsan izleme”. İstediği tarda oynama hakkına sahip elbette.

MM: Oynadığı oyun ruhuna uygun…

VK: Evet, neyse o. Soğukkanlı, oldukça pragmatik, hatta melankolik. Onun satrancı aynı zamanda batak, sakin, boğucu bir tarzda yapılanmış. Fark etmez. Bence kişisel ustalıktır önemli olan. Seviyesi oldukça dikkate değer. Muhteşem. Bence her oyuncunun ona it oyun stili, onun için bonustur. Benim de bir sitilim var, Aronian’ın daha farklı bir stili var. Carlsen de üçüncü varyete. Bu oyun için güzel bir şey aslında. İlgi çekici.

MM: Oğlunuz henüz 2 aylık. İki yaşı ve 3. ayını dolduğunu satranç tacını geri alacaksınız ve oğlunuz “Baba bir Dünya Şampiyonu” olduğunu anlayacak değil mi?

VK: Şu an 3 aylık Kızım 4 yaşında ve halihazırda anlıyor (gülümsüyor).

MM: Çocuklar için bunu yapmanız lazım.

VK: Kendim için de. Genel konuşmak gerekirse bu turnuvada bende iyimserliğe yol açtı. Enerjim ve gücüm var. Oyunum halen kötü değil.

MM (gülümsüyor): Yaşamınızda da herşey yolunda…

VK: Evet, herşey iyi. Herşeyle alakalıyım. Bir sonraki mücadeleyi düşünüyorum. Sonrasında bir tane daha…

Sanırım satranç kuvveti olarak beni pas geçemezsiniz. Bir insan her tür turnuvayı oynayabilir ama aday maçları tam motive ve hazırlığın yapılması gereken kilometre taşlarıdır. Sizin satranç seviyeniz için ultimate testlerdir. Elbette herkes kendi yeniliklerini ve diğer kozlarını ortaya koyar. Ben ilk sırayı almak için mücadele ettim. Bazı şeyleri daha iyi yapabilmem için halen çekince koyduğum şeyler var ve geliştiriyorum. İyiyim...
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
Magnus Carlsen - Anand - Yazar: Hakan Aktaş - 10-12-2012, 19:57
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: orheen - 10-12-2012, 21:03
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: mustafaeynalli - 11-12-2012, 12:15
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mojo Jojo - 30-04-2013, 23:00
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: firatsalepci - 30-04-2013, 23:40
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Oktay ERTAN - 01-05-2013, 13:28
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Oktay ERTAN - 01-05-2013, 14:47
Londra Adaylar Turnuvasından Sonra Kramnik'le Söyleşi: - Yazar: Mojo Jojo - 04-05-2013, 15:08
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: atti - 05-05-2013, 05:33
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Erkin Karaokçu - 06-05-2013, 22:13
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Oktay ERTAN - 07-05-2013, 19:20
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Oktay ERTAN - 07-05-2013, 19:39
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hakan Aktaş - 16-06-2013, 23:12



Konuyu Okuyanlar: 3 Ziyaretçi