09-05-2013, 15:11
(Şikayet ettiğin durumlar 1991 sonrası TSF ile ilgili yürütülen politikalarla ile ilgilidir. Bu, devlete bağlanmanın bir bedeli olmuştur. Yazılı ve sözlü olarak pek çok kez bu durumu vurgulamışımdır. Devletin patronu olduğu bir yapılanmada satranççıların satrancı yönetmesi imkanı kalmamıştır. Ben aday olsam kaç oy alacağım ya da sen veya bizden olan başka biri? Bugünkü seçim sisteminde aday yönetim kurulu ile seçime giriyor. Bu da oy alacağı yerlere üyelik verme zorunluluğunu beraberinde getiriyor. Bu yanlış sistemde ideal yönetim oluşturma şansı sıfıra yakındır.
Sorun bunları kabullenmekte ya da kabullenememekte yatıyor. Soru da tam burada başlıyor: Tam olarak dışarda mı kalalım satranç nereye evrilirse evrilsin diyelim, yoksa kimi yetkileri kabul edip kendimizden ödün vermeden elimizden geldiğince gidişe etki mi edelim? )
sayın sabri koçak yukarıdaki yakınmaları dile getirmiş .bende bu konulara öteden beri kafa yoruyorum .arı hile yapmaz , hileyi yapan insanlardır. bu deyimi sanırım herkes bilir. devlete bağlanmadan önce bunun ters dönüp bizi vuracağını en fazla dillendirenlerden biride bendim .bu gün bir şey kafama takılıp duruyor .
ülkeyi yöneten siyasi güç her konuda başarılı olmak için yönetime geliyor .herhangi bir branşta ülkenin başarısı doğrudan ilgili hükümetin başarısıdır. yani satrançta başarı aynı zamanda hükümetin,spor bakanının ve başbakanın başarısı değil midir. yani hükümet, başbakan arı değil midir. bu durumda balı yaparken hileyi yapan, onları yanıltan,hangi güçtür.
sayın sabri koçak ın yukarıdaki ifadeleri yazmasına neden olanlar kimlerdir .satranççılar nerede hata yapmıştır. nerelerde hata yapmaya devam etmektedirler. hatalarını düzeltmek için fikir birliğine varabileceklermidir . bu konunun tartışılması son derece elzemdir .
benim düşüncem satranççılar siyasetten uzak durmalıdır. siyasete gücümüz yetmez. iktidar olan her parti ve siyasi düşünceye sonsuz güven vermeliyiz. sanırım siyasetten ziyade biz hata yaptık ve yapıyoruz.
Sorun bunları kabullenmekte ya da kabullenememekte yatıyor. Soru da tam burada başlıyor: Tam olarak dışarda mı kalalım satranç nereye evrilirse evrilsin diyelim, yoksa kimi yetkileri kabul edip kendimizden ödün vermeden elimizden geldiğince gidişe etki mi edelim? )
sayın sabri koçak yukarıdaki yakınmaları dile getirmiş .bende bu konulara öteden beri kafa yoruyorum .arı hile yapmaz , hileyi yapan insanlardır. bu deyimi sanırım herkes bilir. devlete bağlanmadan önce bunun ters dönüp bizi vuracağını en fazla dillendirenlerden biride bendim .bu gün bir şey kafama takılıp duruyor .
ülkeyi yöneten siyasi güç her konuda başarılı olmak için yönetime geliyor .herhangi bir branşta ülkenin başarısı doğrudan ilgili hükümetin başarısıdır. yani satrançta başarı aynı zamanda hükümetin,spor bakanının ve başbakanın başarısı değil midir. yani hükümet, başbakan arı değil midir. bu durumda balı yaparken hileyi yapan, onları yanıltan,hangi güçtür.
sayın sabri koçak ın yukarıdaki ifadeleri yazmasına neden olanlar kimlerdir .satranççılar nerede hata yapmıştır. nerelerde hata yapmaya devam etmektedirler. hatalarını düzeltmek için fikir birliğine varabileceklermidir . bu konunun tartışılması son derece elzemdir .
benim düşüncem satranççılar siyasetten uzak durmalıdır. siyasete gücümüz yetmez. iktidar olan her parti ve siyasi düşünceye sonsuz güven vermeliyiz. sanırım siyasetten ziyade biz hata yaptık ve yapıyoruz.