14-05-2013, 09:37
Demek okudunuz!
Önce bir kahve molası…
Ben sadece il temsilcisi arkadaşlarımız okur diye düşünürken, merak edip büyük bir sabır ve ilgiyle okumanız beni inanın çok umutlandırdı. Demek ki siz de okuduğunuza göre ilgiyle takip ediliyor. Bunun için ayrıca teşekkür ederim, 15-20 seneye kalmaz fikirleriniz değişecek gibi geliyor bana…
*** *** ***
Fakat;
Baştan aşağı hatalı saptamalarız, ayakları yere değmeyen ve ısrarla aynı konuları ilgisiz başlıklara taşıma saplantınız başınıza her yazınızda iş açıyor.
ÇÜNKÜ BU BAŞLIKTAKİ YAZIMIN HER SATIRI GERÇEK HAYATTAN BİR ALINTIDIR.
Komisyonların gönüllülük esasına dayalı çalışmalarının ürünleri önceki yazılardadır.
Tabi zamanla da büyüyüp gelişecek de…
Siirt’ e bakın. Elazığ’a. Fotoğraflarda insanlar var. Umarım kalıcı olurlar.
Bakın,
1- Satranç sizin için bir spor değil!
Ama Azerbaycan’ da, Hindistan’ lı Oyuncular Birliği ve İran’ lı sporcular için satranç milli bir spor. Rusya’ da ki spor akademilerinde satranç eğitimi almış Azeri dostlarımın yaşantısından tanığımdır.
Sizi duymasınlar yoksa kendi geçmişlerini sorgulayacaklardır!
Yıllarca spor zannettikleri yanlış alanlarda yarışmışlar, olimpiyatlarda kazandıkları madalyaları ve FİDE tarafından verilen unvanlarını geri alalım isterseniz!
__________________
2- Kurulla komisyon arası farkı karıştırmayın!
Her ikisinde de insan emeği ve gayreti vardır.
Yönerge de komisyonlar adıyla geçen oluşumlar İl Satranç Düzenleme Kurulu tarafından kurulabilir. Amacı da görev paylaşımıdır. İçinde satrancın o ilde işlerliliğine yön verecek ve katkı sunacak, doğru adreslere, kişilere ulaşımı sağlayacak her meslekten insan yer alabilir. Özellikle sponsorluk alanında.
Tabi sizin için böyle bir görev paylaşımına gerek yok!
Çünkü satranç sizin için “ satranç nev-i şahsına münhasır bir branştır”
Aslında öyle, ama…
Sadece spor değil!
Mücadele, sistem, puan, otorite, antrenman, anatomik ve psikolojik hazırlık, rekabet, yarışma, centilmenlik, kazanma ve kaybetme olgunluğu,ulusal ve uluslar arası olma, olimpiyatlaşma özelliklerinin yanında size göre spor değil?!
Paylaşımı kaldırmaz, her şey kendiliğinden oluşur.
Sponsor aranmaz kendi gelir!
Tesislere satranç merkezlerine, derneklere, kulüplere de gerek yok! Kırsal alanda doğada kendiliğinden yetişirler.
Sporculara, lisanslarına, yarışma talimatlarına, hakemlere de hiç gerek yoktur, satranç bir yarışma ya da spor değil ki!
Tüm bunların içinde insan ve insanlar birlikteliğine hiç gerek yok, satranççılar kafidir.
Öyle mi?
SADECE SON BİRKAÇ GÜNLÜK KESİTTEN ÖRNEKLER İÇİN, MALATYA, KAHRAMANMARAŞ, SİİRT’ TEKİ GELİŞMELERİ TAKİP EDİN!
_________________________________
3- TSF sistem içinde kendi yön tayinini çok yerinde yapıyor.
Bu anlamda danışmanlara da ihtiyacı yok! Bir başka satranççı arkadaşımızda bu görevde olsaydı aynı şekilde. Bu bir ekip buluşması çalışmasıdır.
Yani sizin tamamen karşı olduğunuz bir anlayıştır.
___________________________________
4- “Kahve Satranççısı”… Bu deyime çok takıldınız.
Kahve içen satranççı anlamında mı, kahvehanede satranç oynayan anlamında mı soruyorsunuz? Öyle ya ne de olsa bilimsel tarifi yapılacak bu deyimin!
İsterseniz kafeterya satranççısı, lokal satranççısı, kütüphane satranççısı, bahçe satranççısı, park satranççısı, okul satranççısı, kulüp satranççısı, köy satranççısı tanımlarını da yapalım.
Çok küçümsüyorsunuz onları.
Birçoğu sizin 1800 çıtanızdan çok yüksekteler. Satranca kahvehane ortamında tutulmuş birçok insan vardır. Birçok 1800 üstüne de ders vermiş olabilir.
______________________________
5- Federasyonumuzda sizin söyleminizle kahve satranççısı yok benim bildiğim kadarıyla.
Ama olmasını da arzu ederdim açıkçası. O insanlar gerçek satranç tutkunlarıdır. Ben onlardan da öğreneceğimiz çok şey olduğuna inanıyorum.
Aslında kahvehane ortamında başlayıp zamanla gerçek satranç ortamlarıyla tanışıp yeteneklerini geliştirme fırsatı yakalayan insanlar için kahvehaneler bir ilk basamak olmuştur. Sizin gibi “satranççıların” taktir etmesi gereken bir durumdur. Herkes okulundan, merkezinden ya da derneğinden öğrenecek diye bir kural yok.
_______________________________
6- Komisyonların maksadına gelince. Paylaşım sayesinde birçok insan görev alanlarının içinde olacak ve yapılanlara daha yakından tanık olacak. Bunda korkulacak, çekinilecek bir durum mu görüyorsunuz?
Yapılan ya da yapılamayanlara tanık olanlar günü gelince elbette bir karar verirler. Siz telaşlanmayın! Biz attığımız adımların önünde, yanında ve arkasındayız.
Gereksiz bir telaş içindesiniz.
ÖSF Türkiye Satranç Federasyonu için zaten satranç içi tartışmalarıyla doğal bir kaynaktır.
Sağ olun sayenizde yapılması ve yapılmaması gerekenler konusunda yeterince aydınlanıyorum. Değerli önerileri hep not almışımdır.
Demokratik Genel Kurul için hiçbir öneriniz de yok. Bu konudaki görüşlerinizi bilmiyoruz.
Tabi varsa…
Adana ve Osmaniye’ deki satrançla ilgili gelişmeleri, katkı koyanları sizden dinlemek isterim bu sütunlarda.
Adana’dan en çok yazan kişi siz olduğunuza göre gelişmelerden de haberdarsınızdır.
Aydınlatın bizi. Katkılarınızı bilelim.
_______________________________________
Önce bir kahve molası…
Ben sadece il temsilcisi arkadaşlarımız okur diye düşünürken, merak edip büyük bir sabır ve ilgiyle okumanız beni inanın çok umutlandırdı. Demek ki siz de okuduğunuza göre ilgiyle takip ediliyor. Bunun için ayrıca teşekkür ederim, 15-20 seneye kalmaz fikirleriniz değişecek gibi geliyor bana…
*** *** ***
Fakat;
Baştan aşağı hatalı saptamalarız, ayakları yere değmeyen ve ısrarla aynı konuları ilgisiz başlıklara taşıma saplantınız başınıza her yazınızda iş açıyor.
ÇÜNKÜ BU BAŞLIKTAKİ YAZIMIN HER SATIRI GERÇEK HAYATTAN BİR ALINTIDIR.
Komisyonların gönüllülük esasına dayalı çalışmalarının ürünleri önceki yazılardadır.
Tabi zamanla da büyüyüp gelişecek de…
Siirt’ e bakın. Elazığ’a. Fotoğraflarda insanlar var. Umarım kalıcı olurlar.
Bakın,
1- Satranç sizin için bir spor değil!
Ama Azerbaycan’ da, Hindistan’ lı Oyuncular Birliği ve İran’ lı sporcular için satranç milli bir spor. Rusya’ da ki spor akademilerinde satranç eğitimi almış Azeri dostlarımın yaşantısından tanığımdır.
Sizi duymasınlar yoksa kendi geçmişlerini sorgulayacaklardır!
Yıllarca spor zannettikleri yanlış alanlarda yarışmışlar, olimpiyatlarda kazandıkları madalyaları ve FİDE tarafından verilen unvanlarını geri alalım isterseniz!
__________________
2- Kurulla komisyon arası farkı karıştırmayın!
Her ikisinde de insan emeği ve gayreti vardır.
Yönerge de komisyonlar adıyla geçen oluşumlar İl Satranç Düzenleme Kurulu tarafından kurulabilir. Amacı da görev paylaşımıdır. İçinde satrancın o ilde işlerliliğine yön verecek ve katkı sunacak, doğru adreslere, kişilere ulaşımı sağlayacak her meslekten insan yer alabilir. Özellikle sponsorluk alanında.
Tabi sizin için böyle bir görev paylaşımına gerek yok!
Çünkü satranç sizin için “ satranç nev-i şahsına münhasır bir branştır”
Aslında öyle, ama…
Sadece spor değil!
Mücadele, sistem, puan, otorite, antrenman, anatomik ve psikolojik hazırlık, rekabet, yarışma, centilmenlik, kazanma ve kaybetme olgunluğu,ulusal ve uluslar arası olma, olimpiyatlaşma özelliklerinin yanında size göre spor değil?!
Paylaşımı kaldırmaz, her şey kendiliğinden oluşur.
Sponsor aranmaz kendi gelir!
Tesislere satranç merkezlerine, derneklere, kulüplere de gerek yok! Kırsal alanda doğada kendiliğinden yetişirler.
Sporculara, lisanslarına, yarışma talimatlarına, hakemlere de hiç gerek yoktur, satranç bir yarışma ya da spor değil ki!
Tüm bunların içinde insan ve insanlar birlikteliğine hiç gerek yok, satranççılar kafidir.
Öyle mi?
SADECE SON BİRKAÇ GÜNLÜK KESİTTEN ÖRNEKLER İÇİN, MALATYA, KAHRAMANMARAŞ, SİİRT’ TEKİ GELİŞMELERİ TAKİP EDİN!
_________________________________
3- TSF sistem içinde kendi yön tayinini çok yerinde yapıyor.
Bu anlamda danışmanlara da ihtiyacı yok! Bir başka satranççı arkadaşımızda bu görevde olsaydı aynı şekilde. Bu bir ekip buluşması çalışmasıdır.
Yani sizin tamamen karşı olduğunuz bir anlayıştır.
___________________________________
4- “Kahve Satranççısı”… Bu deyime çok takıldınız.
Kahve içen satranççı anlamında mı, kahvehanede satranç oynayan anlamında mı soruyorsunuz? Öyle ya ne de olsa bilimsel tarifi yapılacak bu deyimin!
İsterseniz kafeterya satranççısı, lokal satranççısı, kütüphane satranççısı, bahçe satranççısı, park satranççısı, okul satranççısı, kulüp satranççısı, köy satranççısı tanımlarını da yapalım.
Çok küçümsüyorsunuz onları.
Birçoğu sizin 1800 çıtanızdan çok yüksekteler. Satranca kahvehane ortamında tutulmuş birçok insan vardır. Birçok 1800 üstüne de ders vermiş olabilir.
______________________________
5- Federasyonumuzda sizin söyleminizle kahve satranççısı yok benim bildiğim kadarıyla.
Ama olmasını da arzu ederdim açıkçası. O insanlar gerçek satranç tutkunlarıdır. Ben onlardan da öğreneceğimiz çok şey olduğuna inanıyorum.
Aslında kahvehane ortamında başlayıp zamanla gerçek satranç ortamlarıyla tanışıp yeteneklerini geliştirme fırsatı yakalayan insanlar için kahvehaneler bir ilk basamak olmuştur. Sizin gibi “satranççıların” taktir etmesi gereken bir durumdur. Herkes okulundan, merkezinden ya da derneğinden öğrenecek diye bir kural yok.
_______________________________
6- Komisyonların maksadına gelince. Paylaşım sayesinde birçok insan görev alanlarının içinde olacak ve yapılanlara daha yakından tanık olacak. Bunda korkulacak, çekinilecek bir durum mu görüyorsunuz?
Yapılan ya da yapılamayanlara tanık olanlar günü gelince elbette bir karar verirler. Siz telaşlanmayın! Biz attığımız adımların önünde, yanında ve arkasındayız.
Gereksiz bir telaş içindesiniz.
ÖSF Türkiye Satranç Federasyonu için zaten satranç içi tartışmalarıyla doğal bir kaynaktır.
Sağ olun sayenizde yapılması ve yapılmaması gerekenler konusunda yeterince aydınlanıyorum. Değerli önerileri hep not almışımdır.
Demokratik Genel Kurul için hiçbir öneriniz de yok. Bu konudaki görüşlerinizi bilmiyoruz.
Tabi varsa…
Adana ve Osmaniye’ deki satrançla ilgili gelişmeleri, katkı koyanları sizden dinlemek isterim bu sütunlarda.
Adana’dan en çok yazan kişi siz olduğunuza göre gelişmelerden de haberdarsınızdır.
Aydınlatın bizi. Katkılarınızı bilelim.
_______________________________________
- MATRANÇ -