09-07-2013, 20:47
İçinde maddi veya manevi bir çıkar karşılığı varılan anlaşma olan her toplumsal ve etik açıdan kabul edilemeyecek gibi görünen yüzlerce, binlerce benzer terim, olgu ve olaylar sadece sporun değil, hayatın içinde vardır.
Hayatın içinde yok mudur; rüşvet, şike, hile, inkar, kayırma, ihanet, haksızlık, iftira, yalan, samimiyetsizlik, kendi için yaşayıp ötekini görmeme?
Öyle değil mi? Sizce yaratıcısı kimdir?
Açıkçası biziz!
İnsanlar!
Yeri gelince yaparız, yeri gelince görmez, susarız!
“Bu anlamda kendimden de şüpheliyim” diyebilecek kadar samimi miyiz?
Kaptan berabere kararı verince “ben oynayacağım, ben de..” diyebilenimiz var mı acaba?
Siyasette yok mudur ki sporda olmasın?
İstesek de istemesek de, kabul edip etmesek de biat, kültürümüzün içinden çıkıverir bir yerlerden.
Ben burada ve benzer her konuda, önce bir birey, sonra da toplum olarak, “arınma” duygusunun nasıl işlediğine bakarım!
Kendine samimi olmayan her insan ister istemez bu olayların içinde olacaktır, ama fikir olarak ama eylem olarak.
Karşı duruş için onu hak etmeliyiz! Kendimizden onay almalıyız.
Şike, kendine samimi olan, kendi dostluğunu hak etmiş insanların yapabileceği bir şey değildir!
Ama farklı olarak şunu ayırabiliriz sanırım.
Bir takım maça 1puan amaçlı da çıkabilir. Bu karar onun doğal olarak hakkıdır. Çünkü bazı riskleri göze alabilecek mücadele gücü yoktur. O anlamda mücadelesini ortaya koyar. Ama bir mücadele ortaya konmadan sadece ve sadece anlaşarak göstermelik olarak maça çıkmak durumu kabul edersiniz ki bundan çok farklıdır.
Çünkü her spor dalında; ister takım ister bireysel, oyun süresi ve diğer onlarca düzenleme, sizin mücadeleniz ve izleyicilerin spor keyfi içindir!
Yoksa ortaya bundan onlarca yıl önce oynandığı iddia edilen 90 dakika boyunca tarafların birbirinin üstüne gitmediği ve orta sahada top çevirdiği Batı Almanya- Avusturya futbol komedisi çıkar!
Hayatın içinde yok mudur; rüşvet, şike, hile, inkar, kayırma, ihanet, haksızlık, iftira, yalan, samimiyetsizlik, kendi için yaşayıp ötekini görmeme?
Öyle değil mi? Sizce yaratıcısı kimdir?
Açıkçası biziz!
İnsanlar!
Yeri gelince yaparız, yeri gelince görmez, susarız!
“Bu anlamda kendimden de şüpheliyim” diyebilecek kadar samimi miyiz?
Kaptan berabere kararı verince “ben oynayacağım, ben de..” diyebilenimiz var mı acaba?
Siyasette yok mudur ki sporda olmasın?
İstesek de istemesek de, kabul edip etmesek de biat, kültürümüzün içinden çıkıverir bir yerlerden.
Ben burada ve benzer her konuda, önce bir birey, sonra da toplum olarak, “arınma” duygusunun nasıl işlediğine bakarım!
Kendine samimi olmayan her insan ister istemez bu olayların içinde olacaktır, ama fikir olarak ama eylem olarak.
Karşı duruş için onu hak etmeliyiz! Kendimizden onay almalıyız.
Şike, kendine samimi olan, kendi dostluğunu hak etmiş insanların yapabileceği bir şey değildir!
Ama farklı olarak şunu ayırabiliriz sanırım.
Bir takım maça 1puan amaçlı da çıkabilir. Bu karar onun doğal olarak hakkıdır. Çünkü bazı riskleri göze alabilecek mücadele gücü yoktur. O anlamda mücadelesini ortaya koyar. Ama bir mücadele ortaya konmadan sadece ve sadece anlaşarak göstermelik olarak maça çıkmak durumu kabul edersiniz ki bundan çok farklıdır.
Çünkü her spor dalında; ister takım ister bireysel, oyun süresi ve diğer onlarca düzenleme, sizin mücadeleniz ve izleyicilerin spor keyfi içindir!
Yoksa ortaya bundan onlarca yıl önce oynandığı iddia edilen 90 dakika boyunca tarafların birbirinin üstüne gitmediği ve orta sahada top çevirdiği Batı Almanya- Avusturya futbol komedisi çıkar!
- MATRANÇ -