SATRANÇ ÖĞRETMENLİĞİ
#6
Sn. Fatih ATAKİŞİ? nin bir sözünü düzeltmem gerekli.

Bunu yeni fark ettim. Aslında konuyla ilgili ilk yazımda değinmiştim. Ama gerçekten daha net olarak ortaya çıkması için düzeltme yapmam gerek.

Bilinmelidir diye anlatmak isterim.

Yorum ve değerlendirmeler buradan başlarsa, bir değer taşır ve doğruluk payı oluşur. Çünkü aksi durumda yanlış temele dayalı tartışmalar oluyor ki bu da zaten gereksiz tartışmalara ve düzeltmelere, zaman kaybına neden oluyor.
...
Sn. Fatih ATAKİŞİ şöyle diyor;
?Satranç öğretmenliğini bu pespaye hale kimler getirdi?
Bu kadar mı kolaydır satranç öğretmenliği yapmak?
Bunca senedir alınan yol bu mudur? Satranç okullara inmiş güya...?
?



İşte yanlış algı ve eksik temelli tartışmalar buradan başlıyor.
Satranç öğretmenliği?
Böyle bir deyim yanlış anlaşılmaların başlangıç noktasını teşkil ediyor!
Satranç öğretmenliği yok ki!
Böyle bir ders için yetiştirilmiş kimseler yok ki!
Bu anlamda devlet politikası gerçek anlamda hiçbir zaman olmadı ki. Aksini gösterebilir misiniz?

?


Bakın biraz geriye gidelim.

2005 yılında satrancın okullarda seçmeli ders olarak kabul görmesinin ardından gelişen süreçte bakan Hüseyin Çelik ?bu dersi kim verecek? diye bize sormuştu. Cevap, elbette okullarda kadrolu olan öğretmenler.
Satranç öğretmeni yetiştiren kurum yok ki!
Ancak Milli Eğitim sistemi içerisinde biz TSF olarak öğretmen yetiştirmeye memur değildik, mevzuat böyle. Bunu hizmet içi eğitim seminer ve kursları yapar.
Ne yapabilirdik?
Biz ancak hakem, antrenör yetiştirebilirdik.
İlköğretim öğretmenleri başta olmak üzere satranç dersi öğretim programını öğrencilere aktarabilecek, satranç öğretecek, satranç kültürü ve anlayışını verecek bir program benimsendi.
Çünkü yaş grubu gereği etkinlik, bu çağa hitap ediyor. Bu sınırda da kalındı.

HİÇ BİR ZAMAN ve HİÇBİR BİÇİMDE FEDERASYONUN POLİTİKALARI ARASINDA OKULDA SPORCU YETİŞTİRMEK OLMAMIŞTIR!

Okul satrancında böyle bir hedefimiz de olmadı!

Bu gün de böyle devem etmektedir. Haftada bir saat yılda 32 saatlik program ile sporcu yetiştirmek olanaklı değil zaten.

Evet, sporcu lisansları çıkarıldı. Ama bu zaten gerekli bir uygulamadır. Aksi takdirde yarışmaları düzenlemek olanaklı değil.

Satranççı dostlar bunu bilerek yorum ve öneriler yapmalıdır.

Konu üzerinde görüş belirten satranççı dostlar temelde haklıdır. Satranç kültürü ve anlayışını aktaracak öğretmenlerde yani bizim yardımcı antrenörlerde eksiklikler vardır bunu gözlemliyor ve kabul ediyoruz.

Süreç içinde de önlem alınmaya çalışılmıştır.

Değerli dostların satranç adına yararlı olacakları alan kulüpler, dernekler ve her türlü eğitim merkezleridir.

İletilerde adı geçen unvanlı, donanımlı, başarılı arkadaşların okul dersinde ne işleri olacak, orada sporcu değil satranç gönüllüsü, satrancı seven kitleler yetiştirilmeye çalışılıyor. Zaten örnek isimleri üniversite bünyelerinde öğretmen yetiştirmek için görevlendirilme aşamasında da belirtmiştim.

Bu anlamda okullarda verilen satranç eğitim programın yeterli ve doğru olduğunu ben de savunuyorum.

Ama programı veren öğretmenlerin de yenileme eğitimine gereksinimleri olduğu da ortadadır.

Bu görüşleri değerli satranç camiamızın bilgilerine saygılarımla sunarım
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
SATRANÇ ÖĞRETMENLİĞİ - Yazar: Abidin Ünal - 26-08-2013, 20:30
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Oktay ERTAN - 27-08-2013, 07:16
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Ateş Ülker - 27-08-2013, 09:41
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 27-08-2013, 17:01
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: anand - 28-08-2013, 20:16
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 28-08-2013, 20:49
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: ŞAHMAT - 30-08-2013, 20:12
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 31-08-2013, 07:59
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: ömer öztürk - 31-08-2013, 18:32



Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi