12-09-2013, 22:56
Bakın ülkemizde herkesin yapabileceği bir meslek haline gelen müteahhitlikle ilgili bir yazı;
MÜTEAHHİTLİK KARNESİ İÇİN İSTENİLEN BELGELER
İLK KEZ KARNE ALACAK ŞAHISLAR
1 - Bayındırlık ve İskan Bakanlığı T.A.U. Genel Müdürlüğü Müteahhitlik Hizmetleri Dairesi Başkanlığına arz dilekçesi.
2 - Nüfus cüzdanı fotokopisi (Noterden Tasdikli).
3 - Öğrenim belgesi. (1990 öncesi mezun olanlardan diploma ve noter tasdikli fotokopisi)
4 - Ticaret odası belgesi. (Kendi adına karne alacak olanlardan)
5 - Meslek odası kayıt belgesi.
6 - İmza sirküleri.
7 - İki adet vesikalık fotoğraf. (ön cepheden çekilmiş)
8 - Bitirilmiş işler varsa (C) bölümündeki maddeler
Yani bu şartlara sahipseniz ev de yapabilirsiniz, arena stadyumu da.
?
Ya da sürücü kursları ve sınavlarını düşünelim, belgeyi alanların artık ne haldeyken trafiğe çıkabildiklerini. Ancak bir yerlere vurup ya da birilerinin hayatına son verince komik cezai işlemler başlıyor.
Satranç ise biraz daha farklı, hiç olmazsa (yetersiz de olsa) 30 saatlik kurs alıyorlar. Tabi bir de başarılı olabilmek için doğru bir şekilde uygulanması gereken sınavı var.
Aslında olay sistemde kilitlenip kalıyor.
Evet, antrenörlük belgesi olmadan bu işi yapan yok mu? Elbette kayıt dışı olarak çoktur. Ama bunu belgeleyemeyiz ve neye göre de engelleme yapılacağı konusunda herhangi bir yaptırım, yasal düzenleme yok. Tıpkı eskiden yapılan ebelik gibi. Ya da çocuğa okuma yazma öğretmek, düşen çocuğa komşusunun ilk yardım yapması gibi bir şey.
Savunulamaz ama sokaklarda da öyle çok belgesiz futbol ve basketbol antrenörü var ki. Ne yapılabilir? İşin tartışılacak yönü bu dallarda gizli kalmış yeteneklerde böyle fahri antrenörlerce ortaya çıkarılıyor, ya da elinden tutuluyor, farkediliyor.
Tabi satranç çok farklı.
Ama bu arz ve talep olayında çalışma kalitesi ve başarı-sonuç ilişkisi ders verdiren aile ile ders veren kişi arasındaki bir sorun. Adeta alan razı, veren razı?
Ama elbet böyle olmamalı!
Okullarda bile birçok öğretmen, resmi yazı gönderilmesine rağmen antrenörlük vizelerini yaptırmadan yıllarca derslere girebiliyorlar. Üstelik yönetmelik ve resmi bildirimlere, tebliğlere rağmen!
Sonuçta hayatımız içinde değiştirilip, çeki düzen verilmesi gereken çok şey var. Ama ne yazık ki çoğunluk başkalarından bir şey beklemeyi tercih ediyor, içinde olmasına rağmen ?bu benim işim değil? diyebiliyor.
Benim çözümüm her zaman birleşebilmekten ve tatbik edebilmekten yanadır.
Çünkü her zaman tatbik eden ve uygulayan, karar verenden daha güçlü ve muktedirdir!
MÜTEAHHİTLİK KARNESİ İÇİN İSTENİLEN BELGELER
İLK KEZ KARNE ALACAK ŞAHISLAR
1 - Bayındırlık ve İskan Bakanlığı T.A.U. Genel Müdürlüğü Müteahhitlik Hizmetleri Dairesi Başkanlığına arz dilekçesi.
2 - Nüfus cüzdanı fotokopisi (Noterden Tasdikli).
3 - Öğrenim belgesi. (1990 öncesi mezun olanlardan diploma ve noter tasdikli fotokopisi)
4 - Ticaret odası belgesi. (Kendi adına karne alacak olanlardan)
5 - Meslek odası kayıt belgesi.
6 - İmza sirküleri.
7 - İki adet vesikalık fotoğraf. (ön cepheden çekilmiş)
8 - Bitirilmiş işler varsa (C) bölümündeki maddeler
Yani bu şartlara sahipseniz ev de yapabilirsiniz, arena stadyumu da.
?
Ya da sürücü kursları ve sınavlarını düşünelim, belgeyi alanların artık ne haldeyken trafiğe çıkabildiklerini. Ancak bir yerlere vurup ya da birilerinin hayatına son verince komik cezai işlemler başlıyor.
Satranç ise biraz daha farklı, hiç olmazsa (yetersiz de olsa) 30 saatlik kurs alıyorlar. Tabi bir de başarılı olabilmek için doğru bir şekilde uygulanması gereken sınavı var.
Aslında olay sistemde kilitlenip kalıyor.
Evet, antrenörlük belgesi olmadan bu işi yapan yok mu? Elbette kayıt dışı olarak çoktur. Ama bunu belgeleyemeyiz ve neye göre de engelleme yapılacağı konusunda herhangi bir yaptırım, yasal düzenleme yok. Tıpkı eskiden yapılan ebelik gibi. Ya da çocuğa okuma yazma öğretmek, düşen çocuğa komşusunun ilk yardım yapması gibi bir şey.
Savunulamaz ama sokaklarda da öyle çok belgesiz futbol ve basketbol antrenörü var ki. Ne yapılabilir? İşin tartışılacak yönü bu dallarda gizli kalmış yeteneklerde böyle fahri antrenörlerce ortaya çıkarılıyor, ya da elinden tutuluyor, farkediliyor.
Tabi satranç çok farklı.
Ama bu arz ve talep olayında çalışma kalitesi ve başarı-sonuç ilişkisi ders verdiren aile ile ders veren kişi arasındaki bir sorun. Adeta alan razı, veren razı?
Ama elbet böyle olmamalı!
Okullarda bile birçok öğretmen, resmi yazı gönderilmesine rağmen antrenörlük vizelerini yaptırmadan yıllarca derslere girebiliyorlar. Üstelik yönetmelik ve resmi bildirimlere, tebliğlere rağmen!
Sonuçta hayatımız içinde değiştirilip, çeki düzen verilmesi gereken çok şey var. Ama ne yazık ki çoğunluk başkalarından bir şey beklemeyi tercih ediyor, içinde olmasına rağmen ?bu benim işim değil? diyebiliyor.
Benim çözümüm her zaman birleşebilmekten ve tatbik edebilmekten yanadır.
Çünkü her zaman tatbik eden ve uygulayan, karar verenden daha güçlü ve muktedirdir!
- MATRANÇ -