25-10-2013, 15:25
Bu forumda her köşeye sıkıştığında 'İsmini açıkla, karşıma çık' diyenlerden bıkkınlık geldi. İnsan sonradan utanacağı şeyler yazmaz, kendi doğrularını, yanlışlarını bilirse 1 değil 100 takma isimli kendisine saldırsa boynu aşağıya eğilmez merak etmeyin.
sssarper isimli üyeye aynen katılıyorum. Beni de ilgili kurumlara şikayet edebilirsiniz. Ne yazık ki bu ülkede neredeyse her kurumun başındaki yöneticilerde aynı hastalık var. Birincisi kesinlikle ama kesinlikle eleştirilere tahammül edememe, ikincisi de eleştirildiği zaman, konudan saparak, karşısındaki kişiyle ilgili alakalı alakasız suçlamalara başlama. Konularla ilgili yeterli bilgi ve birikime sahip olunmayınca ve insanlar bulundukları konumlara kapasite ve yetenekleri doğrultusunda seçilmedikçe bu sorun devam edecek gibi görünüyor.
Aşkın Taşan bu konunun içeriğini sürekli olarak saptırmaya çalışmış, sorulan soruya cevap vermek yerine, soran kişilere karşı saldırma yolunu seçmiştir.
Önce bir üyenin bizi hiç ilgilendirmeyen, konuyla da hiç alakası olmayan 'özel bir durumu' olduğunu ima ederek, bırakın tehditi bana göre şantaj yapmaya çalışmıştır. Aynı şekilde sssarper isimli üyeye benzer mesajlar verme çabasındadır.
Bununla da yetinmeyen Taşan, kimin neyi eleştirebileceğini de ipotek altına koymaya çalışıyor. Taşan'a göre bazı kişiler bu konuyu eleştiremez çünkü;
1) Daha önceden başka konulara duyarlılık göstermediler!
2) Anadolu'da yaşanan benzer durumlar karşısında daha önce seslerini çıkartmadılar!
3) Eleştirilen kişiler işlerini büyük bir özveriyle yapıyorlar.
4) Takma isim kullanıyorlar,
5) Özür bekleyemezler çünkü kendi kusurları da var.
Konuyla ilgili yazılmaya çalışanlar ise tam bir karmaşa. Taşan önce bu turnuvanın hesaplamalara girmesi gerektiğini söyledi. Ardından arkadaşlarının her şeyi çok doğru yapmış olduğunu, bugün ise 'geç kalınma ve art niyetsiz ihmal' olabileceğini söylüyor. Bu konuda yazanlar başından beri başka bir şey mi söyledi? Biz de biliyoruz geç kalınma ya da ihmal olabileceğini. Siz günlerdir herhangi bir geç kalınmanın olmadığını, bir ihmalin olmadığını hatta sorumlunun turnuva akışını bozan oyuncular olduğunu iddia etmiyor musunuz? Ortada bir geç kalınma ve ya ihmal varsa olay tüm açıklığıyla anlatılır, kibarca özür dilenir olur biter. O zaman bazı insanlar burada art niyet arar bazıları aramaz, bir üye sorumlu kişinin istifasını isteyebilir, bir başkası özürden tatmin olur, bir diğeri de 'aman canım ne olacak' der. Buna da siz karışmayın.
''Ama ben susmalıyım ki, telefonlarla rica minnet geç kalınmış maçlara yetişme çabaları...
Bırakın 30 dakika öncesinden maç listesi hazırlanmasını, son dakikalarda bile telefonla liste bildirimleri...''
Bunlar sayın Taşan'ın sözleri. Bu sözlerden turnuvada bazı takımların 5 dakika kala telefonla liste bildiriminde bulunduğu sonucu çıkıyor. Eğer böyle bir durum yoksa, ve Çiğdem Hanım bu bildirimleri kabul etmediyse işin doğrusunu açık olarak yazarsınız . Bu konuda görüş bildirenler zaten böyle bir uygulamanın Çiğdem Hanım tarafından yapılmayacağını düşündüklerini ifade ettiler. Ayrıca Denizli'de duymuştum ne demek? Söylentiler ve duyumlar üzerinden mi açıklama yaparak, hem İl Temsilciliğini hem de turnuvada görev alan hakem ve oyuncuları zan altında bırakıyorsunuz?
Görev denilen şeyin illa ki para ile yapılması gerekmez. Dünyada para almadan görev yapan hatta o görev için tüm yaşamını bir yana iten insanlar var. Sürekli olarak bulunduğunuz görevden para almadığınızdan, özveriyle çalıştığınızdan bahsetmenizi oldukça yakışıksız buluyor ve TSF çalışanlarına saygısızlık olarak görüyorum. Para alınmadığı zaman bir görev üstlenilirse eleştirilemez olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? İkinci işiniz olduğu için sempati mi duymamız gerekiyor? Satranç oynayabilmek için, okulunu bitirememiş, kendine düzenli bir yaşam kuramamış yüzlerce yetenekli insan heba oldu bu ülkede. Zor şartlar altında dünya çapında saygı görebilecek derecelere ulaşan arkadaşlarımızın neler çektiklerini de hepimiz biliyoruz. Bu insanlar dururken, sizlerin sürekli, 'biz özveriyle çalışıyoruz, biz para almıyoruz' diye yakınmanız ve bunu sürekli gündeme getirmeniz çok düşündürücü. Bazı görevleri hakkıyla yerine getirebilmek için, özveri, motivasyon, çalışkanlık gibi güzel özelliklerden fazlası gereklidir. İster paralı olsun ister olmasın.
Saygılarımla
sssarper isimli üyeye aynen katılıyorum. Beni de ilgili kurumlara şikayet edebilirsiniz. Ne yazık ki bu ülkede neredeyse her kurumun başındaki yöneticilerde aynı hastalık var. Birincisi kesinlikle ama kesinlikle eleştirilere tahammül edememe, ikincisi de eleştirildiği zaman, konudan saparak, karşısındaki kişiyle ilgili alakalı alakasız suçlamalara başlama. Konularla ilgili yeterli bilgi ve birikime sahip olunmayınca ve insanlar bulundukları konumlara kapasite ve yetenekleri doğrultusunda seçilmedikçe bu sorun devam edecek gibi görünüyor.
Aşkın Taşan bu konunun içeriğini sürekli olarak saptırmaya çalışmış, sorulan soruya cevap vermek yerine, soran kişilere karşı saldırma yolunu seçmiştir.
Önce bir üyenin bizi hiç ilgilendirmeyen, konuyla da hiç alakası olmayan 'özel bir durumu' olduğunu ima ederek, bırakın tehditi bana göre şantaj yapmaya çalışmıştır. Aynı şekilde sssarper isimli üyeye benzer mesajlar verme çabasındadır.
Bununla da yetinmeyen Taşan, kimin neyi eleştirebileceğini de ipotek altına koymaya çalışıyor. Taşan'a göre bazı kişiler bu konuyu eleştiremez çünkü;
1) Daha önceden başka konulara duyarlılık göstermediler!
2) Anadolu'da yaşanan benzer durumlar karşısında daha önce seslerini çıkartmadılar!
3) Eleştirilen kişiler işlerini büyük bir özveriyle yapıyorlar.
4) Takma isim kullanıyorlar,
5) Özür bekleyemezler çünkü kendi kusurları da var.
Konuyla ilgili yazılmaya çalışanlar ise tam bir karmaşa. Taşan önce bu turnuvanın hesaplamalara girmesi gerektiğini söyledi. Ardından arkadaşlarının her şeyi çok doğru yapmış olduğunu, bugün ise 'geç kalınma ve art niyetsiz ihmal' olabileceğini söylüyor. Bu konuda yazanlar başından beri başka bir şey mi söyledi? Biz de biliyoruz geç kalınma ya da ihmal olabileceğini. Siz günlerdir herhangi bir geç kalınmanın olmadığını, bir ihmalin olmadığını hatta sorumlunun turnuva akışını bozan oyuncular olduğunu iddia etmiyor musunuz? Ortada bir geç kalınma ve ya ihmal varsa olay tüm açıklığıyla anlatılır, kibarca özür dilenir olur biter. O zaman bazı insanlar burada art niyet arar bazıları aramaz, bir üye sorumlu kişinin istifasını isteyebilir, bir başkası özürden tatmin olur, bir diğeri de 'aman canım ne olacak' der. Buna da siz karışmayın.
''Ama ben susmalıyım ki, telefonlarla rica minnet geç kalınmış maçlara yetişme çabaları...
Bırakın 30 dakika öncesinden maç listesi hazırlanmasını, son dakikalarda bile telefonla liste bildirimleri...''
Bunlar sayın Taşan'ın sözleri. Bu sözlerden turnuvada bazı takımların 5 dakika kala telefonla liste bildiriminde bulunduğu sonucu çıkıyor. Eğer böyle bir durum yoksa, ve Çiğdem Hanım bu bildirimleri kabul etmediyse işin doğrusunu açık olarak yazarsınız . Bu konuda görüş bildirenler zaten böyle bir uygulamanın Çiğdem Hanım tarafından yapılmayacağını düşündüklerini ifade ettiler. Ayrıca Denizli'de duymuştum ne demek? Söylentiler ve duyumlar üzerinden mi açıklama yaparak, hem İl Temsilciliğini hem de turnuvada görev alan hakem ve oyuncuları zan altında bırakıyorsunuz?
Görev denilen şeyin illa ki para ile yapılması gerekmez. Dünyada para almadan görev yapan hatta o görev için tüm yaşamını bir yana iten insanlar var. Sürekli olarak bulunduğunuz görevden para almadığınızdan, özveriyle çalıştığınızdan bahsetmenizi oldukça yakışıksız buluyor ve TSF çalışanlarına saygısızlık olarak görüyorum. Para alınmadığı zaman bir görev üstlenilirse eleştirilemez olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? İkinci işiniz olduğu için sempati mi duymamız gerekiyor? Satranç oynayabilmek için, okulunu bitirememiş, kendine düzenli bir yaşam kuramamış yüzlerce yetenekli insan heba oldu bu ülkede. Zor şartlar altında dünya çapında saygı görebilecek derecelere ulaşan arkadaşlarımızın neler çektiklerini de hepimiz biliyoruz. Bu insanlar dururken, sizlerin sürekli, 'biz özveriyle çalışıyoruz, biz para almıyoruz' diye yakınmanız ve bunu sürekli gündeme getirmeniz çok düşündürücü. Bazı görevleri hakkıyla yerine getirebilmek için, özveri, motivasyon, çalışkanlık gibi güzel özelliklerden fazlası gereklidir. İster paralı olsun ister olmasın.
Saygılarımla