27-10-2013, 22:20
Sevgili Arkadaşlar
Sanki bu başlık forum rekoru kırdı, belki yanılıyorumdur.
Satrançta uluslararası ratingin (ELO) önemi çok büyüktür, askeriyedeki rütbe terfisi kadar önemlidir. Kim önüne set çekerse şimşekleri de çeker, dikkat etmek lazım.
1992-2002 yılları arasında bazı küçük aralar haricinde ELO ve UKD hesaplarının sorumluluğunu taşıdım. Bu nedenle söz söyleme ihtiyacı hissettim. Öncelikle şunu belirteyim ki, yüzlerce kişinin yarıştığı bir yarışmada bir sürü hükmen biten ve oynanmayan oyunlar olsa da, topu topu bir adet oyun oynanmış olsa bile, o oyun rating hesaplarına girer.
Rating hesabı hesaplayanın olduğu kadar, oyuncunun da hak sahibi olduğu bir şeydir. Önemli olan oyunun oynanmış olmasıdır, hatta turnuva iptal edilse, bir ölen olsa veya savaş çıksa da yarım kalsa bile oynanmış oyunlar turnuva o haliyle bitmiş gibi ELO için raporlanmalıdır.
Tartışmanın kendisine girersem eğer, ilk söyleyeceğim şudur: tüzükte yazmadığına göre ELO hesabı için FIDE'ye gönderilmemesi normaldir! Şikayetçiler mahkemeye gitseler kazanamazlar.
Anormal olan böyle bir turnuvanın tüzüğünde bu hususun yazılmamış olmasıdır. Nasıl olur da İl Temsilciliği bunu gözden kaçırır, nasıl olur da Başhakem dikkat etmez. Bu yarışma herhangi bir yarışma değil, TSF Lig sistemi içinde yer alan bir yarışmadır. İlgililerin ve yetkililerin bu yarışmayı ve sistem içinde yer alan diğer yarışmaları rating hesaplarına alması, eksiklik varsa gidermesi lazımdı. Resmi nitelikli yarışmaların ELO/UKD hesaplarına her zaman dahil edilmesi için çalışılmalıdır.
Ayrıca Lig içinde yer alan tüm yöre yarışmaları bir araya getirilerek, tek yarışma gibi raporlanabilir. Mevzuat buna müsaittir, İstanbul, Antalya, Nevşehir diye tek tek ön kayıt yapılması gerekmez. Bir kere Lig Yöre Yarışması diye kayıt yapar bitirirsiniz. O il girdi, bu girmedi diye garip durumlar ortaya çıkmaz.
Son sözüm Aşkın Taşan'a: Aşkın Abi, uzun boylu futbolcular bile her kafa topuna çıkmıyor. Çıksalar bile her seferinde topa vuramıyorlar. Vurduklarının hepsi de gol olmuyor. TSF yönetimi seni görevlendirmediyse her topa girme bence. Her topa girince herkes senin görevlendirildiğini düşünüyor. Görevli çalışanlar bile arada bir tatil yapıyor. Biraz ara versen, ne olur... Milletle sen kötü oluyorsun boş yere.
Saygılarımla
Cengiz Keleş
Sanki bu başlık forum rekoru kırdı, belki yanılıyorumdur.
Satrançta uluslararası ratingin (ELO) önemi çok büyüktür, askeriyedeki rütbe terfisi kadar önemlidir. Kim önüne set çekerse şimşekleri de çeker, dikkat etmek lazım.
1992-2002 yılları arasında bazı küçük aralar haricinde ELO ve UKD hesaplarının sorumluluğunu taşıdım. Bu nedenle söz söyleme ihtiyacı hissettim. Öncelikle şunu belirteyim ki, yüzlerce kişinin yarıştığı bir yarışmada bir sürü hükmen biten ve oynanmayan oyunlar olsa da, topu topu bir adet oyun oynanmış olsa bile, o oyun rating hesaplarına girer.
Rating hesabı hesaplayanın olduğu kadar, oyuncunun da hak sahibi olduğu bir şeydir. Önemli olan oyunun oynanmış olmasıdır, hatta turnuva iptal edilse, bir ölen olsa veya savaş çıksa da yarım kalsa bile oynanmış oyunlar turnuva o haliyle bitmiş gibi ELO için raporlanmalıdır.
Tartışmanın kendisine girersem eğer, ilk söyleyeceğim şudur: tüzükte yazmadığına göre ELO hesabı için FIDE'ye gönderilmemesi normaldir! Şikayetçiler mahkemeye gitseler kazanamazlar.
Anormal olan böyle bir turnuvanın tüzüğünde bu hususun yazılmamış olmasıdır. Nasıl olur da İl Temsilciliği bunu gözden kaçırır, nasıl olur da Başhakem dikkat etmez. Bu yarışma herhangi bir yarışma değil, TSF Lig sistemi içinde yer alan bir yarışmadır. İlgililerin ve yetkililerin bu yarışmayı ve sistem içinde yer alan diğer yarışmaları rating hesaplarına alması, eksiklik varsa gidermesi lazımdı. Resmi nitelikli yarışmaların ELO/UKD hesaplarına her zaman dahil edilmesi için çalışılmalıdır.
Ayrıca Lig içinde yer alan tüm yöre yarışmaları bir araya getirilerek, tek yarışma gibi raporlanabilir. Mevzuat buna müsaittir, İstanbul, Antalya, Nevşehir diye tek tek ön kayıt yapılması gerekmez. Bir kere Lig Yöre Yarışması diye kayıt yapar bitirirsiniz. O il girdi, bu girmedi diye garip durumlar ortaya çıkmaz.
Son sözüm Aşkın Taşan'a: Aşkın Abi, uzun boylu futbolcular bile her kafa topuna çıkmıyor. Çıksalar bile her seferinde topa vuramıyorlar. Vurduklarının hepsi de gol olmuyor. TSF yönetimi seni görevlendirmediyse her topa girme bence. Her topa girince herkes senin görevlendirildiğini düşünüyor. Görevli çalışanlar bile arada bir tatil yapıyor. Biraz ara versen, ne olur... Milletle sen kötü oluyorsun boş yere.
Saygılarımla
Cengiz Keleş