05-11-2013, 20:52
Sizin tercihinizle MJ,
Son yazınızı okudum. Bence foruma kayıt olduğunuzdan bu güne önemsediğim yazılarınız içinde en dikkate değer olanıdır.
Ülke ve sistem kıyaslaması yapmış ve bazı örneklendirmeler ile açıklamalarda bulunmuşsunuz. Aydınlandığım yerler oldu.
Sizin gerçekten de geçmişte bana yazdığınız gibi amaçlarınıza uygun bir yazı bence...
Ben yazınızın bazı kısımlarında yanılıyor muyum? Belli bir zemine oturtulması gereken sorular var kafamda. Gerek beni ve gerekse toplumu aydınlatma adına cevaplayacağınızı kuvvetle tahmin ediyorum.
Mojo JOJO,
Benim ya da sizin bu işleyen sistem içinde şikayet etmemizin bir anlamı yok diye düşünüyorum. En azından bu şartlar içinde...
Ne sizin makro satranç ekonomisi üzerinden uluslararası projeleriniz ne de benim o hiçbir zaman benimsemeyeceğinizi bildiğim mevcut düzene çekidüzen verme düşünce ve çabalarımın pek bir anlamı ve değeri kalmıyor.
"Mevcut yönetimin saygınlık sorunu satranç bilgisi ve çapı üzerinden çözemeyeceğine göre..."
O zaman soruyorum kendime ve size!
Şimdiki yönetim aynı sistem içinde hangi kişilerin ya da bu makam ve kurullarını hak eden insanların yerini işgal etmiş durumdadır?
Bu yönetim ve kurullar kimlere rağmen oradadırlar?
Önce bunları bir somutlaştırın. Verdiğiniz hastane örneği pek uygun düşmüyor. Orada o sistem içinde her bir çalışan ücret karşılığında çalışır. İşi hayatıdır, geleceğidir. Sadece kendisinin değil ailesinin de geleceğidir.
TSF tam anlamıyla öyle bir kurum mudur bu sistem içinde?
Buradaki çözümünüzü bir sunmalısınız öncelikle. Kadronuzu sayınız, bilelim.
Hangi satranççılar bu işin içinde olmak istemiş de ya da hangi yöneticiler ?...
Toplumun gündemine getirip de içini doldurmadan, çözümü göstermeden olmaz!
Kadroyu sayın hele bilelim. Eksiğimizi görelim.
Mesela tartışma konusudur. 2300-2400 ELO üstü biri mi başkan olmalı?
Bu başkandan beklentiniz ne olacak?
Onun altında hem satranççı hem yönetici bir kadro istiyorsunuz. Kimlerdir? Örnekleyiniz. Açıklayınız. İsim veriniz. Bir zamanlar sn. Sabri KOÇAK demiştiniz. Onca kişileri ismiyle burada yargıladınız. Eksiklerini serdiniz kendinizce. Bu seferde şu kadronuzu sayınız.
Bu kişiler hangi koşullarda ve ne karşılığı çalışacak, maaşları olacak mı?
Satrancı meslek haline getirebilecek misiniz?
Bu şartlarda ve ülkenin siyasi koşullarını değiştirmeden bunu nasıl başaracaksınız? Koşulların kendiliğinden zaman içinde değişeceğini mi bekleyeceksiniz?
Satranç oynamayı, satrançla ilgilenmeyi, turnuva oynayıp ilerlemeyi hayatının birinci hedefi haline getirerek uğruna okulunu mesleğini yuvasını kurmayı ret eden insanlarla nasıl bir düzen kuracaksınız?
Futbol, basketbol ve Formula 1 örneklerini verdiğiniz ekonomik pazarlar ile ülkemizdeki satranç şartları bir midir? Kıyaslanma aşamasında mıdır?
Muhtarın kahvesi dediniz. Bu da bir gereksinme değil midir? Ya da bir adım?
Şu ELO meselesini artık ne yazık ki halledemiyoruz. FİDE üzerinden 3 liste süreci geçen turnuvaları prensip olarak kabul etmiyor. Ya da ben öyle biliyorum. Bu konuda örneğe rastlayamadım. Belki de vardır.
Ben olayların kendi atmosferinde gelişip boy verdiğine tanıklık yaptım bu ülkede.
Siz başka şeylere de tanıklık yapmış olabilirsiniz, başka ülkelerde.
Uyumu nasıl başarmak gerekir, ya da çözümü? Benim önerilerimi belki hatırlarsınız.
Ben SİSTEM KENDİNİ SEÇTİRİYOR DİYORUM!
Sizin cevaplarınızı merak ederim.
Yol gösterici olacağını sanıyorum.
Selamlar...
Son yazınızı okudum. Bence foruma kayıt olduğunuzdan bu güne önemsediğim yazılarınız içinde en dikkate değer olanıdır.
Ülke ve sistem kıyaslaması yapmış ve bazı örneklendirmeler ile açıklamalarda bulunmuşsunuz. Aydınlandığım yerler oldu.
Sizin gerçekten de geçmişte bana yazdığınız gibi amaçlarınıza uygun bir yazı bence...
Ben yazınızın bazı kısımlarında yanılıyor muyum? Belli bir zemine oturtulması gereken sorular var kafamda. Gerek beni ve gerekse toplumu aydınlatma adına cevaplayacağınızı kuvvetle tahmin ediyorum.
Mojo JOJO,
Benim ya da sizin bu işleyen sistem içinde şikayet etmemizin bir anlamı yok diye düşünüyorum. En azından bu şartlar içinde...
Ne sizin makro satranç ekonomisi üzerinden uluslararası projeleriniz ne de benim o hiçbir zaman benimsemeyeceğinizi bildiğim mevcut düzene çekidüzen verme düşünce ve çabalarımın pek bir anlamı ve değeri kalmıyor.
"Mevcut yönetimin saygınlık sorunu satranç bilgisi ve çapı üzerinden çözemeyeceğine göre..."
O zaman soruyorum kendime ve size!
Şimdiki yönetim aynı sistem içinde hangi kişilerin ya da bu makam ve kurullarını hak eden insanların yerini işgal etmiş durumdadır?
Bu yönetim ve kurullar kimlere rağmen oradadırlar?
Önce bunları bir somutlaştırın. Verdiğiniz hastane örneği pek uygun düşmüyor. Orada o sistem içinde her bir çalışan ücret karşılığında çalışır. İşi hayatıdır, geleceğidir. Sadece kendisinin değil ailesinin de geleceğidir.
TSF tam anlamıyla öyle bir kurum mudur bu sistem içinde?
Buradaki çözümünüzü bir sunmalısınız öncelikle. Kadronuzu sayınız, bilelim.
Hangi satranççılar bu işin içinde olmak istemiş de ya da hangi yöneticiler ?...
Toplumun gündemine getirip de içini doldurmadan, çözümü göstermeden olmaz!
Kadroyu sayın hele bilelim. Eksiğimizi görelim.
Mesela tartışma konusudur. 2300-2400 ELO üstü biri mi başkan olmalı?
Bu başkandan beklentiniz ne olacak?
Onun altında hem satranççı hem yönetici bir kadro istiyorsunuz. Kimlerdir? Örnekleyiniz. Açıklayınız. İsim veriniz. Bir zamanlar sn. Sabri KOÇAK demiştiniz. Onca kişileri ismiyle burada yargıladınız. Eksiklerini serdiniz kendinizce. Bu seferde şu kadronuzu sayınız.
Bu kişiler hangi koşullarda ve ne karşılığı çalışacak, maaşları olacak mı?
Satrancı meslek haline getirebilecek misiniz?
Bu şartlarda ve ülkenin siyasi koşullarını değiştirmeden bunu nasıl başaracaksınız? Koşulların kendiliğinden zaman içinde değişeceğini mi bekleyeceksiniz?
Satranç oynamayı, satrançla ilgilenmeyi, turnuva oynayıp ilerlemeyi hayatının birinci hedefi haline getirerek uğruna okulunu mesleğini yuvasını kurmayı ret eden insanlarla nasıl bir düzen kuracaksınız?
Futbol, basketbol ve Formula 1 örneklerini verdiğiniz ekonomik pazarlar ile ülkemizdeki satranç şartları bir midir? Kıyaslanma aşamasında mıdır?
Muhtarın kahvesi dediniz. Bu da bir gereksinme değil midir? Ya da bir adım?
Şu ELO meselesini artık ne yazık ki halledemiyoruz. FİDE üzerinden 3 liste süreci geçen turnuvaları prensip olarak kabul etmiyor. Ya da ben öyle biliyorum. Bu konuda örneğe rastlayamadım. Belki de vardır.
Ben olayların kendi atmosferinde gelişip boy verdiğine tanıklık yaptım bu ülkede.
Siz başka şeylere de tanıklık yapmış olabilirsiniz, başka ülkelerde.
Uyumu nasıl başarmak gerekir, ya da çözümü? Benim önerilerimi belki hatırlarsınız.
Ben SİSTEM KENDİNİ SEÇTİRİYOR DİYORUM!
Sizin cevaplarınızı merak ederim.
Yol gösterici olacağını sanıyorum.
Selamlar...
- MATRANÇ -