06-11-2013, 07:22
Erşan Ağabey,
Cevap vermekte geç kalmışım. Alıntılayarak cevap vereyim, okunurluğu da biraz kolaylaşır. Öncelikle "satranççı" tartışmasının özünde ne kastedildiğini anlıyorum ve bu konuda aynı şekilde düşünüyorum diye özetleyebilirim aşağıdaki kısmı.
Neden bunu sorma/sorgulama ihtiyacı hissettiğime gelince. Ali Nihat Yazıcı'nın söylemi kastedilen içeriği kendi lehine olacak şekilde bozma amacı taşıyordu şüphesiz. Yalnız kendisine bu fırsatı veren Yazıcı yönetimlerinin karşısında duranların (sözüm meclisten dışarı) dikkatsizliğiydi. Benimsemiyorum ama sebeplerini anlıyorum.
Ben de satrancı filozof-krallar yönetsin veya hiç satranç oynamamış işadamları ve teknokratlar yönetsin iddiasında değilim. İyi yönetici doğru yerlere doğru insanları seçen kişidir. Satranç kültürünü bilmese bile bu konuda kendisine tavsiye verebilecek kişileri seçebilmeli. O tavsiyeleri de dinlemeli tabii.
Söz konusu hakem cevabı örneği satranç kültüründen çok daha temel bir sorunumuz olduğunu da gösteriyor. 1999'da Elo hesaplamalarını yapan kişi zamanın yönetimiyle ters düşüp o yılın elindeki turnuva sonuçlarını kasıtlı olarak teslim etmemişti. Elo ve Ukd (ve mağdur oldum) hesaplamaları da haliyle yapılamamıştı. Yıl 2013. Hükmen oyunların sayısının çokluğu Elo hesaplarına gönderilmeme kriteri. Daha farklı bir yaklaşım beklerdim.
Bir profesyonel satranççı, her insan gibi satranç hakkında ne söylese oturup dinlemeliyiz, hatta daha da dikkatli kulak vermeliyiz, herhangi bir zamanda. Bunu savunur olmamız bile bana garip geliyor.
Not: Liderlik konusuna girmeyelim ama farklı düşünüyorum Konu daha fazla dağılmasın.
Cevap vermekte geç kalmışım. Alıntılayarak cevap vereyim, okunurluğu da biraz kolaylaşır. Öncelikle "satranççı" tartışmasının özünde ne kastedildiğini anlıyorum ve bu konuda aynı şekilde düşünüyorum diye özetleyebilirim aşağıdaki kısmı.
Alıntı:Senin de bu şekilde okumana neden olan herhalde Ali Nihat Yazıcı tarafından ortaya atılan ve teknik kurumların ve elbette yönetimin tamamen satranç dışından gelen kişilerce doldurulmasına yönelik eleştirileri rayından çıkartmak için saptırılmış bir söylem. Kaç seçimdir de yönetimin karşısına aday olan kişilerin peşini bırakmıyor.
Neden bunu sorma/sorgulama ihtiyacı hissettiğime gelince. Ali Nihat Yazıcı'nın söylemi kastedilen içeriği kendi lehine olacak şekilde bozma amacı taşıyordu şüphesiz. Yalnız kendisine bu fırsatı veren Yazıcı yönetimlerinin karşısında duranların (sözüm meclisten dışarı) dikkatsizliğiydi. Benimsemiyorum ama sebeplerini anlıyorum.
Ben de satrancı filozof-krallar yönetsin veya hiç satranç oynamamış işadamları ve teknokratlar yönetsin iddiasında değilim. İyi yönetici doğru yerlere doğru insanları seçen kişidir. Satranç kültürünü bilmese bile bu konuda kendisine tavsiye verebilecek kişileri seçebilmeli. O tavsiyeleri de dinlemeli tabii.
Söz konusu hakem cevabı örneği satranç kültüründen çok daha temel bir sorunumuz olduğunu da gösteriyor. 1999'da Elo hesaplamalarını yapan kişi zamanın yönetimiyle ters düşüp o yılın elindeki turnuva sonuçlarını kasıtlı olarak teslim etmemişti. Elo ve Ukd (ve mağdur oldum) hesaplamaları da haliyle yapılamamıştı. Yıl 2013. Hükmen oyunların sayısının çokluğu Elo hesaplarına gönderilmeme kriteri. Daha farklı bir yaklaşım beklerdim.
Bir profesyonel satranççı, her insan gibi satranç hakkında ne söylese oturup dinlemeliyiz, hatta daha da dikkatli kulak vermeliyiz, herhangi bir zamanda. Bunu savunur olmamız bile bana garip geliyor.
Not: Liderlik konusuna girmeyelim ama farklı düşünüyorum Konu daha fazla dağılmasın.