21-11-2013, 22:30
İthafınızdan dolayı teşekkür ederim Mustafa Bey, jest yaptınız. Carlsen ikinci galibiyetini aldığı anda esasında şampiyonluğunu ilan etmişti, bunu görmek zor değildi. Ancak gerek ünvana, gerekse henüz oynanmamış 6 partiye saygımdan dolayı son heceyi getirememiştim.
Yusuf Bey, size üç konuda katılmıyorum:
Birincisi, Anand'ın Af1 hamlesi bariz bir çift soruydu, net olarak kaybeden hamleydi. Mustafa Eynallı arkadaşımızın yukarıda verdiği diyagramda görüldüğü üzere Carlsen ikinci vezirini e1'e gelip beyazın Kh4 hamlesini mat isteği hamlesini kaleyi yiyerek cevaplıyor ve oyun anında bitiyor. Oysa o konumda Ff1 oynanmış olsa idi Carlsen ikinci vezirini d1'den gelmek zorunda kalacak ve beyazın sadece atına mal olacaktı. Oluşan konumda siyahlar yine üstün sayılsa da o kadar rahat bir pozisyon değil, Carlsen bu noktada beraberliğe razı olabilirdi.
İkincisi ise, her varyantın ayrı bir doğası vardır; bazılarında taşlar bir an önce geliştirilmeli, bazılarında yerinde beklemelidir. Carlsen için "tek elle yendi." gibi bir tabir kullanmışsınız, oysa öyle birşey yok. Savunmayı kurgulayabilmek için sarf ettiği enerji ve zaman ortadadır. Konum gereği siyah vezir, ya vezir kanadında, ya da şah kanadında kullanılabilmek için yerinde duruyor, ama tetikte bekliyor. Yine siyahın beyaz fili kritik f5 ve h3 karelerini kotrol ederken c8'den kıpırdamasına gerek kalmıyor. Yani olay işlevsellikte bitiyor.
Biraz uzun oldu ama size katılmadığım üçüncü nokta, Anand'ın çok kötü oynadığı yönünde. Aksine, Af1 hamlesini bir kenara koyarsak Anand, bu maçta ilk kez kazanca ulaşabilmek için rest çekmiştir. Maçın en çekişmeli ve en heyecanlı partisi kuşkusuz bu olacaktır. Anand neredeyse hedefine ulaşıyordu, bu gerçeği gözden kaçırmamakta yarar var.
Carlsen adeta "Karpovvari" bir şekilde tüm taşlarını arka sıraya dizmiş olduğu bir durumda partiyi kazandı, eşine benzerine rastlanamayacak bir kazanç türü olsa gerek: Şg8, Kf8, Ae8, Vd8, Fc8!
Anand, bu maçta ilk (ve belki de son) kez şanına yakışır bir oyun ortaya koydu. Rakibini mat edebilmek için ağır maddi hasarı göze alan şampiyon, bu partiyi kazansaydı DŞ maçlarının unutulmaz oyunlarından biri olabilirdi, ancak bu mümkün olmadı.
Partiyle direk alakalı değil, ancak Chessgames'te gördüğüm bir yorum dikkatimi çekti, sizinle paylaşmak isterim:
[size=9]"Anand has been a paper champion long enough. He was the best among equals during the post Kasparov era. Someone had to be the champ and it was Anand. But now we have a real champion again - head and shoulders above the current champ."[/size]
Çevirisi: Anand yeterli süre boyunca kağıt üzerindeki şampiyondu. Kasparov sonrası döneminin denk oyuncuları arasında en iyisiydi. Birisinin şampiyon olması gerekiyordu ve bu Anand'dı. Artık gerçek bir şampiyonumuz olacak, şu anki şampiyondan kat be kat üstün bir şampiyon."
Yusuf Bey, size üç konuda katılmıyorum:
Birincisi, Anand'ın Af1 hamlesi bariz bir çift soruydu, net olarak kaybeden hamleydi. Mustafa Eynallı arkadaşımızın yukarıda verdiği diyagramda görüldüğü üzere Carlsen ikinci vezirini e1'e gelip beyazın Kh4 hamlesini mat isteği hamlesini kaleyi yiyerek cevaplıyor ve oyun anında bitiyor. Oysa o konumda Ff1 oynanmış olsa idi Carlsen ikinci vezirini d1'den gelmek zorunda kalacak ve beyazın sadece atına mal olacaktı. Oluşan konumda siyahlar yine üstün sayılsa da o kadar rahat bir pozisyon değil, Carlsen bu noktada beraberliğe razı olabilirdi.
İkincisi ise, her varyantın ayrı bir doğası vardır; bazılarında taşlar bir an önce geliştirilmeli, bazılarında yerinde beklemelidir. Carlsen için "tek elle yendi." gibi bir tabir kullanmışsınız, oysa öyle birşey yok. Savunmayı kurgulayabilmek için sarf ettiği enerji ve zaman ortadadır. Konum gereği siyah vezir, ya vezir kanadında, ya da şah kanadında kullanılabilmek için yerinde duruyor, ama tetikte bekliyor. Yine siyahın beyaz fili kritik f5 ve h3 karelerini kotrol ederken c8'den kıpırdamasına gerek kalmıyor. Yani olay işlevsellikte bitiyor.
Biraz uzun oldu ama size katılmadığım üçüncü nokta, Anand'ın çok kötü oynadığı yönünde. Aksine, Af1 hamlesini bir kenara koyarsak Anand, bu maçta ilk kez kazanca ulaşabilmek için rest çekmiştir. Maçın en çekişmeli ve en heyecanlı partisi kuşkusuz bu olacaktır. Anand neredeyse hedefine ulaşıyordu, bu gerçeği gözden kaçırmamakta yarar var.
Carlsen adeta "Karpovvari" bir şekilde tüm taşlarını arka sıraya dizmiş olduğu bir durumda partiyi kazandı, eşine benzerine rastlanamayacak bir kazanç türü olsa gerek: Şg8, Kf8, Ae8, Vd8, Fc8!
Anand, bu maçta ilk (ve belki de son) kez şanına yakışır bir oyun ortaya koydu. Rakibini mat edebilmek için ağır maddi hasarı göze alan şampiyon, bu partiyi kazansaydı DŞ maçlarının unutulmaz oyunlarından biri olabilirdi, ancak bu mümkün olmadı.
Partiyle direk alakalı değil, ancak Chessgames'te gördüğüm bir yorum dikkatimi çekti, sizinle paylaşmak isterim:
[size=9]"Anand has been a paper champion long enough. He was the best among equals during the post Kasparov era. Someone had to be the champ and it was Anand. But now we have a real champion again - head and shoulders above the current champ."[/size]
Çevirisi: Anand yeterli süre boyunca kağıt üzerindeki şampiyondu. Kasparov sonrası döneminin denk oyuncuları arasında en iyisiydi. Birisinin şampiyon olması gerekiyordu ve bu Anand'dı. Artık gerçek bir şampiyonumuz olacak, şu anki şampiyondan kat be kat üstün bir şampiyon."