21-12-2013, 23:57
Yüksek lisans eğitimimi sürdürdüğüm sırada şunu fark ettim ki ünvan sahibi bazı akademisyenler, bazı konularda tezlerini öylesine savunma ihtiyacı duyuyorlar ki, "dışarıdan" birinin kolaylıkla fark edebileceği bazı noktaları , ipuçlarını gözden kaçırabiliyorlar. Özellikle meslektaşlar arası iddialaşmalar (ki, bilimin mantığında bu yoktur, olguyu anlayabilme çabası vardır) bu tür tekrarlara neden olabiliyor.
Mail adresini gördüm, yazsam mı, yazmasam mı diye tereddüt ettim, yazmamaya karar verdim. Neden mi? Bir insan 7 yıl sonra neredeyse aynı sözcüklerle aynı tezi ortada fol yok, yumurta yokken dile getirebiliyorsa, o konuya takılmıştır. Takık insana birşey anlatılamayacağını acı tecrübelerle biliyorum.
Tahminimce bu arkadaşın akademiden bir(kaç) meslektaşıyla iddialaşması söz konusu. Ayaküstü bir sohbette ya da bir planlama toplantısında konu gündeme gelmiş olabilir. Buram buram kokuyor, amacı birilerine laf giydirmek.
Kasparov'un, Kramnik'in ve Carlsen'in düzeyindeki satranç, spor tanımıyla birebir örtüşüyor. Ne var ki biz fanilerin oynadığı, daha çok tavlaya yakın bir oyun sanki.
Mail adresini gördüm, yazsam mı, yazmasam mı diye tereddüt ettim, yazmamaya karar verdim. Neden mi? Bir insan 7 yıl sonra neredeyse aynı sözcüklerle aynı tezi ortada fol yok, yumurta yokken dile getirebiliyorsa, o konuya takılmıştır. Takık insana birşey anlatılamayacağını acı tecrübelerle biliyorum.
Tahminimce bu arkadaşın akademiden bir(kaç) meslektaşıyla iddialaşması söz konusu. Ayaküstü bir sohbette ya da bir planlama toplantısında konu gündeme gelmiş olabilir. Buram buram kokuyor, amacı birilerine laf giydirmek.
Kasparov'un, Kramnik'in ve Carlsen'in düzeyindeki satranç, spor tanımıyla birebir örtüşüyor. Ne var ki biz fanilerin oynadığı, daha çok tavlaya yakın bir oyun sanki.