28-12-2013, 09:22
Elbette yazdıklarımı anlamaya çalışmak ya da verimli bir tartışma yapmak yerine her zaman olduğu gibi sırf suyun üzerine çıkmaya çalışınca ortaya böyle dünya harikası bir yazı çıkıyor. Aşkın Bey'e ilk yazımda da, ikinci yazımda da açıkca belirttim. Ivanov adlı Bulgar oyuncu, uzun süredir satrançta bilgisayar kullanımı konusuda kamuoyunu meşgul ediyor. Benim de kanaatim şu ana kadar ortada olan bulgulara bakınca bu oyuncunun şu ana kadar açıklanamayan bir sistemle hile yapmış olabileceğidir. Ancak sırtında da kablo veya makine ile yakalanmamıştır. Bu ikisi arasındaki fark satrancın geleceği açısından da önem taşıyor. 1970 lerde yaşamıyoruz. İnsanlar sırtlarında kayıt makinesi üstlerine bantlanmış bir şekilde muhbirlik yapmıyor. Yanlış bilgilerden doğru sonuç çıkmaz. Aşkın Bey bu tip suçlamalarda delillendirmenin nasıl olacağını sorguladığı için düzeltme ihtiyacı duydum ama zaten fazlasıyla komik.
Bu başlıktan bir kazanım ortaya koyacaksak, bu, kimin nerede nasıl hile yaptığını yalan yanlış bilgilerle magazinel bir biçimde ortaya savurmakla değil, suçsuz insanların iftiralarla karşı karşıya kalmaması için, bu konuda doğru adımların ne olduğunun belirlenmesiyle olabilir.
Bir satranç sitesinin, Ivanov hakkındaki şüpheleri ortaya koyması, yazarın kişisel kanaatini dile getirmesiyle, 'Ivanov'un sırtından kablo çıktı' gibi bir cümle yazmak arasında dağlar kadar fark vardır. Üstelik tekrar ediyorum dünyanın tamamında Ivanov hakkında son derece büyük şüpheler olmasına rağmen doğru bilgiler verilmesi konusunda dikkatli olunmalıdır.
Ivanov FIDE tarafından ayakkabısını çıkartmadığı gibi bir nedenle ceza almamıştır. FIDE kurallarında ayakkabı araması diye bir madde yok ama Atletizm yarışmalarında doping kontrollerinin nasıl olacağı ayrıntılarıyla hükme bağlı. Zaten satrancın da ihtiyacı olan, iki tık fazla alınacak diye, olayların 'süslenmesi' değil, bu konuda sistemli hareket etmenin bir yolunun bulunması. Her oyuncunun, turun ortasında ben rakibimden şüpheleniyorum diye ayağa fırlayıp, ayakkabısına, çorabına kadar arama talep etmesine fırsat verilmemesi.
Hitit olayı konusunda, yazdıklarınızın arkasında durma cesaretini bile gösteremeden hedef gösteriyorsunuz. Ben satranç dünyasının bu konudaki iki yüzlülüğünden bıktım. Üstelik bunu yaparken geçmiş hatalarınızdan ders almamanız, hakkında, herkese bilgisayar demeyi alışkanlık haline getirmiş birinin iftirası dışında ek bir şikayet, kanıt olmayan bir satranççıyı, aynı şekilde nasıl bilgisayar kullanmakla suçlayıp komik duruma düştüğünüzü unutarak, en azından belli bir çevreye karşı bir mesaj vermeye çalışımanız da çok acı.
'Zekilik' yapmaya çalışanlar dışında tartışmaya katılacaklar için yazıyorum. Bundan sonrasını Selim Bey okumasa da olur magazinel,süslü bir şey yok;
Uzun zamandır hile ile mücadele satranç gündemini meşgul ediyor. Bunun için kurulan komitenin bir takım çalışmaları oldu ve Ivanov konusunda da görüşlerini paylaştılar. Aynı Türkiye'de olduğu gibi dünyada da hile yaparken yakalanan veye suçunu itiraf eden satranççılar oldu. Ancak ortada nasıl yapıldığını bilmediğimiz örnekler de var. Bu konuda çalışmaların devam etmesi gerekiyor. Özellikle FIDE'nin şüpheli durumlarda üst aranması gibi uygulamaların nasıl yapılıp yapılmayacağını belirlemesi, turnuva organizasyon şartlarına standart getirilmesi, en azından belli bir seviyenin üstünde dedektörle arama yapılmasının zorunlu hale getirilmesi gibi önlemlerin alınması gerekiyor.
Benim endişem standartların getirilmemesi durumunda, özellikle ülkemizde bu konuda ne yapacağını bilmeyen hakem ve organizatörlerin oyunları durdurup, çorabımızı iç çamaşırımızı çıkartmamızı istemeleridir. Üstelik dedektörle yapılmayan bu tip üst aramaları insan haklarına da aykırı olabilir ve bir çok durumda ciddi şüpheler yoksa adli makamlarca bile yapılması sakıncalıdır. düzenek iç çamaşırımızda olabilir diye, bir turnuvada hakemlerin iç çamaşırımızın altına bakma yetkisi mi olacaktır? Buna birçok nedenle izin vermeyecek kişiler peşinen suçlu mu ilan edilecektir?
Bir noktada doğrunun peşinden koşarken başka bir noktada insan hakları ve onurunu çiğneyecek uygulamalardan kaçınılması şart. Bir oyunu oynarken rakibin sık tuvelete gitmesi, sürekli masadan kalkması, üzerinde kalın montlarla oynaması hep aklımızın bir köşesinde olacak bizi tedirgin edecekse tüm bunlara bir standart getirilmelidir ama bir yandan da oyuncuların direkt olarak suçlu ilan edilip, itibarlarına zarar verilmesiyle ilgili de aynı şekilde önlemler alınmalıdır. Bu iki konunu birlikte ele alınması satrancın saygınlığını koruyabilmesi için en azından benim açımdan önemli...
Bu başlıktan bir kazanım ortaya koyacaksak, bu, kimin nerede nasıl hile yaptığını yalan yanlış bilgilerle magazinel bir biçimde ortaya savurmakla değil, suçsuz insanların iftiralarla karşı karşıya kalmaması için, bu konuda doğru adımların ne olduğunun belirlenmesiyle olabilir.
Bir satranç sitesinin, Ivanov hakkındaki şüpheleri ortaya koyması, yazarın kişisel kanaatini dile getirmesiyle, 'Ivanov'un sırtından kablo çıktı' gibi bir cümle yazmak arasında dağlar kadar fark vardır. Üstelik tekrar ediyorum dünyanın tamamında Ivanov hakkında son derece büyük şüpheler olmasına rağmen doğru bilgiler verilmesi konusunda dikkatli olunmalıdır.
Ivanov FIDE tarafından ayakkabısını çıkartmadığı gibi bir nedenle ceza almamıştır. FIDE kurallarında ayakkabı araması diye bir madde yok ama Atletizm yarışmalarında doping kontrollerinin nasıl olacağı ayrıntılarıyla hükme bağlı. Zaten satrancın da ihtiyacı olan, iki tık fazla alınacak diye, olayların 'süslenmesi' değil, bu konuda sistemli hareket etmenin bir yolunun bulunması. Her oyuncunun, turun ortasında ben rakibimden şüpheleniyorum diye ayağa fırlayıp, ayakkabısına, çorabına kadar arama talep etmesine fırsat verilmemesi.
Hitit olayı konusunda, yazdıklarınızın arkasında durma cesaretini bile gösteremeden hedef gösteriyorsunuz. Ben satranç dünyasının bu konudaki iki yüzlülüğünden bıktım. Üstelik bunu yaparken geçmiş hatalarınızdan ders almamanız, hakkında, herkese bilgisayar demeyi alışkanlık haline getirmiş birinin iftirası dışında ek bir şikayet, kanıt olmayan bir satranççıyı, aynı şekilde nasıl bilgisayar kullanmakla suçlayıp komik duruma düştüğünüzü unutarak, en azından belli bir çevreye karşı bir mesaj vermeye çalışımanız da çok acı.
'Zekilik' yapmaya çalışanlar dışında tartışmaya katılacaklar için yazıyorum. Bundan sonrasını Selim Bey okumasa da olur magazinel,süslü bir şey yok;
Uzun zamandır hile ile mücadele satranç gündemini meşgul ediyor. Bunun için kurulan komitenin bir takım çalışmaları oldu ve Ivanov konusunda da görüşlerini paylaştılar. Aynı Türkiye'de olduğu gibi dünyada da hile yaparken yakalanan veye suçunu itiraf eden satranççılar oldu. Ancak ortada nasıl yapıldığını bilmediğimiz örnekler de var. Bu konuda çalışmaların devam etmesi gerekiyor. Özellikle FIDE'nin şüpheli durumlarda üst aranması gibi uygulamaların nasıl yapılıp yapılmayacağını belirlemesi, turnuva organizasyon şartlarına standart getirilmesi, en azından belli bir seviyenin üstünde dedektörle arama yapılmasının zorunlu hale getirilmesi gibi önlemlerin alınması gerekiyor.
Benim endişem standartların getirilmemesi durumunda, özellikle ülkemizde bu konuda ne yapacağını bilmeyen hakem ve organizatörlerin oyunları durdurup, çorabımızı iç çamaşırımızı çıkartmamızı istemeleridir. Üstelik dedektörle yapılmayan bu tip üst aramaları insan haklarına da aykırı olabilir ve bir çok durumda ciddi şüpheler yoksa adli makamlarca bile yapılması sakıncalıdır. düzenek iç çamaşırımızda olabilir diye, bir turnuvada hakemlerin iç çamaşırımızın altına bakma yetkisi mi olacaktır? Buna birçok nedenle izin vermeyecek kişiler peşinen suçlu mu ilan edilecektir?
Bir noktada doğrunun peşinden koşarken başka bir noktada insan hakları ve onurunu çiğneyecek uygulamalardan kaçınılması şart. Bir oyunu oynarken rakibin sık tuvelete gitmesi, sürekli masadan kalkması, üzerinde kalın montlarla oynaması hep aklımızın bir köşesinde olacak bizi tedirgin edecekse tüm bunlara bir standart getirilmelidir ama bir yandan da oyuncuların direkt olarak suçlu ilan edilip, itibarlarına zarar verilmesiyle ilgili de aynı şekilde önlemler alınmalıdır. Bu iki konunu birlikte ele alınması satrancın saygınlığını koruyabilmesi için en azından benim açımdan önemli...