30-12-2013, 13:23
Sevgili Arkadaşlar
Yine hararetli bir tartışma oldu ama tartışma uzadıkça dallandı ve ilgili ilgisiz konular da araya girdi. Ben derim ki, konuları ayırarak tartışalım. Bu nedenle adı anılan vakalara hiç değinmeden yazmaya çalışacağım.
DOPİNG
Satranç branşında Türkiye'de doping testi için ilk idrar örneği verenlerden birisiyim. O zaman garipsedim, hala da garipsiyorum. Bu testin satranca giriş sebebi, Kirsan'ın satrancı olimpik spor yapma rüyasından kaynaklanmıştır. Adamlar Karate'yi kabul etmiyorlar, Güreş ve Halter gibi beylik sporları çıkartmaya kalkıyorlar. Satrancı mı kabul edecekler?
Eski tartışmalarda bir soru sordum, cevabını hala almış değilim. Adam tur sabahı kendinde değil, üşütmüş veya akşamdan kalma veya aşırı yorgun, isteksiz. Canlandırıcı etkisi olan bir iğne vuruyorsunuz, üç beş kahve, bir bardak pekmez, 100 g çikolata, vs. Dirilip kendine geliyor, ilaç, kahve, çikolata derken doping testinden geçemeyecek duruma gelir. Peki bu adam eskisinden veya bildiğimiz kendisinden daha mı iyi oynar? Bu maddelerle kasları daha fazla oksijen kullanabilir, kolları, bacakları bir süre için daha kuvvetli hale gelebilir. Peki açılış bilgisi artar mı, daha mı iyi strateji kurar, tuzakları erken mi fark eder, yan varyantları daha mı iyi analiz eder, kale finallerinde avantaj mı sağlar?
Satranç ve dopingi ne yönden ele alabiliriz? Çok temel bir konu bu. Benim şimdilik tam bir kanaatim oluşmadı.
CEP TELEFONU
Bu mesele on yılı geçti. 2000 FIDE Genel Kurulunda bir komisyon toplantısında bir saat kadar tartışıldı. Orada da bir soru sordum cevaplayamadılar ama şimdi teknoloji gelişti, sorum da değerini kaybetti. Yeni sorular sormak lazım. Sorum şuydu: biz cep telefonuna niye karşıyız? Ses çıkarıp turnuva ortamını mı bozuyor, iletişim ihtimali mi var? Yoksa spor ortamında iletişim aracının ne işi mi var diyoruz (spora saygı)?
Şimdi gelişen telefonlara karşı daha iyi tedbirler almak lazım. Eski tedbirler yetersiz kalabilir. O tartışmada avukat, doktor gibi mesleklerden örnekler verilmişti. Acil ulaşılması gereken kişilerden bahsedildi. Ben de onları birazcık destekledim ama ondan bir kaç ay sonra sadece tıp doktorlarından oluşan bir gruba hastanede mesleki bir seminer verdim. İki gün boyunca yaklaşık 20 doktordan neredeyse hiçbirinin seminer sırasında telefonu çalmadı.
Bence turnuva alanına telefon girmemeli, emanet alınması için bir yol bulalım veya başka tedbirler alınsın. Ama hiç kimse kendinden akıllı telefonu ile turnuva ortamında buluşmasın. Turnuva alanı tanımlansın diye bir talep gelmiş. Oyuncuların kullanmasına izin verilen tüm yerler turnuva alanına dahildir. Dışına zaten çıkamaz, içinde de hakem kontrolu olur.
HİLE
Atletizm, Halter gibi sporlarda doping neyse bizde de yazılım desteği odur bence. Aynı veya benzer ciddiyette ele alınması gerekir.
Oyuncuların birbirlerine kritik anlarda tek kelimelik uyarılarda bulunması, kaş göz oynatması, hamle söylemesi satranç turnuva tarihi kadar eskidir. Bu zamana kadar ne yapıyorsak, buna devam edeceğiz.
Ama iletişim araçları kullanmak ve bunun arkasında canlı veya elektronik bir usta bulunması çok adice, satranca, spora saygısızca bir hiledir. Satranca, yarışmaya dinamit koymaktır. Bunun çok ağırca cezalandırılması gerekir. Hele de organize yapılıyorsa buna 5 yıl da az gelir. İkinci yakalamada ömür boyu men olması lazım. Oyuncu kendi başına WC içinde telefonla analiz ediyor, vs durumları sağlam bir şekilde engellenmeli ki bunları tartışmayalım. Kişisel seviyedeki hileler engellenebilir ama organize olanlar için sert cezalar lazım derim.
Unutmayalım! Akıllı telefonlardan sonra akıllı saatler geldi ve gelişecek. Akıllı gözlükler yolda, sonra akıllı lensler gelir herhalde. Ben samimi olarak akıllı küpeleri veya kulak çiplerini bekliyorum. Bugün düşündüğümüz tedbirler yarın yine yetersiz kalabilir.
Selam ve saygılarımla
Cengiz Keleş
Yine hararetli bir tartışma oldu ama tartışma uzadıkça dallandı ve ilgili ilgisiz konular da araya girdi. Ben derim ki, konuları ayırarak tartışalım. Bu nedenle adı anılan vakalara hiç değinmeden yazmaya çalışacağım.
DOPİNG
Satranç branşında Türkiye'de doping testi için ilk idrar örneği verenlerden birisiyim. O zaman garipsedim, hala da garipsiyorum. Bu testin satranca giriş sebebi, Kirsan'ın satrancı olimpik spor yapma rüyasından kaynaklanmıştır. Adamlar Karate'yi kabul etmiyorlar, Güreş ve Halter gibi beylik sporları çıkartmaya kalkıyorlar. Satrancı mı kabul edecekler?
Eski tartışmalarda bir soru sordum, cevabını hala almış değilim. Adam tur sabahı kendinde değil, üşütmüş veya akşamdan kalma veya aşırı yorgun, isteksiz. Canlandırıcı etkisi olan bir iğne vuruyorsunuz, üç beş kahve, bir bardak pekmez, 100 g çikolata, vs. Dirilip kendine geliyor, ilaç, kahve, çikolata derken doping testinden geçemeyecek duruma gelir. Peki bu adam eskisinden veya bildiğimiz kendisinden daha mı iyi oynar? Bu maddelerle kasları daha fazla oksijen kullanabilir, kolları, bacakları bir süre için daha kuvvetli hale gelebilir. Peki açılış bilgisi artar mı, daha mı iyi strateji kurar, tuzakları erken mi fark eder, yan varyantları daha mı iyi analiz eder, kale finallerinde avantaj mı sağlar?
Satranç ve dopingi ne yönden ele alabiliriz? Çok temel bir konu bu. Benim şimdilik tam bir kanaatim oluşmadı.
CEP TELEFONU
Bu mesele on yılı geçti. 2000 FIDE Genel Kurulunda bir komisyon toplantısında bir saat kadar tartışıldı. Orada da bir soru sordum cevaplayamadılar ama şimdi teknoloji gelişti, sorum da değerini kaybetti. Yeni sorular sormak lazım. Sorum şuydu: biz cep telefonuna niye karşıyız? Ses çıkarıp turnuva ortamını mı bozuyor, iletişim ihtimali mi var? Yoksa spor ortamında iletişim aracının ne işi mi var diyoruz (spora saygı)?
Şimdi gelişen telefonlara karşı daha iyi tedbirler almak lazım. Eski tedbirler yetersiz kalabilir. O tartışmada avukat, doktor gibi mesleklerden örnekler verilmişti. Acil ulaşılması gereken kişilerden bahsedildi. Ben de onları birazcık destekledim ama ondan bir kaç ay sonra sadece tıp doktorlarından oluşan bir gruba hastanede mesleki bir seminer verdim. İki gün boyunca yaklaşık 20 doktordan neredeyse hiçbirinin seminer sırasında telefonu çalmadı.
Bence turnuva alanına telefon girmemeli, emanet alınması için bir yol bulalım veya başka tedbirler alınsın. Ama hiç kimse kendinden akıllı telefonu ile turnuva ortamında buluşmasın. Turnuva alanı tanımlansın diye bir talep gelmiş. Oyuncuların kullanmasına izin verilen tüm yerler turnuva alanına dahildir. Dışına zaten çıkamaz, içinde de hakem kontrolu olur.
HİLE
Atletizm, Halter gibi sporlarda doping neyse bizde de yazılım desteği odur bence. Aynı veya benzer ciddiyette ele alınması gerekir.
Oyuncuların birbirlerine kritik anlarda tek kelimelik uyarılarda bulunması, kaş göz oynatması, hamle söylemesi satranç turnuva tarihi kadar eskidir. Bu zamana kadar ne yapıyorsak, buna devam edeceğiz.
Ama iletişim araçları kullanmak ve bunun arkasında canlı veya elektronik bir usta bulunması çok adice, satranca, spora saygısızca bir hiledir. Satranca, yarışmaya dinamit koymaktır. Bunun çok ağırca cezalandırılması gerekir. Hele de organize yapılıyorsa buna 5 yıl da az gelir. İkinci yakalamada ömür boyu men olması lazım. Oyuncu kendi başına WC içinde telefonla analiz ediyor, vs durumları sağlam bir şekilde engellenmeli ki bunları tartışmayalım. Kişisel seviyedeki hileler engellenebilir ama organize olanlar için sert cezalar lazım derim.
Unutmayalım! Akıllı telefonlardan sonra akıllı saatler geldi ve gelişecek. Akıllı gözlükler yolda, sonra akıllı lensler gelir herhalde. Ben samimi olarak akıllı küpeleri veya kulak çiplerini bekliyorum. Bugün düşündüğümüz tedbirler yarın yine yetersiz kalabilir.
Selam ve saygılarımla
Cengiz Keleş