06-01-2014, 07:09
Tartışmayı başından beri ilgiyle izliyorum. Hilenin satrancın geleceğine tehdit olduğuna şüphe yok ve görülüyor ki her seviyeden oyuncu hem başvurabiliyor hem de bu suçlamayla karşı karşıya kalabiliyor. Her suçlama yapılan suçlu da değildir.
Magnus Carlsen'in bile aranmayı kabul etmesinin sebebi aslında üst seviyede oyuncular arasında bu açıdan bir mutabakat olmasıdır ve bu konuyu aralarında mesele olmaktan çıkarmanın (Topalov-Kramnik maçındaki gibi) en kısa ve güvenli yoludur. Yalnız bu yüzlerce kişinin katıldığı açık turnuvalar veya amatör seviyede biraz fazla polisiyedir ve Türkiye gibi işgüzarlarla dolu bir ülkede gayet terörize edilebilir. Ayrıca uygulanması da daha zor ve daha az caziptir.
İstanbul Olimpiyatı'nda pek çok oyuncu üst arama yöntemlerinden rahatsızdı ancak özellikle FIDE Kongresi için gelen konukların da salonda telefon kullandığını orada toplam 4 gün geçirmeme rağmen gördüm. Gerçekten de mesele teknolojik veya mekansal yollarla seyircilerle oyuncuların mutlak suretle birbirinden arındırılmasıdır. Bu konuda kimseye de ayrıcalıklı muamele yapılmamalı. Tek sorun ilk 10 dakika fotoğraf makinesi dışında nitelikleri olan cihazlarla da fotoğraf çekenler (mesela tabletler). Turnuva alanının iyi tanımlanması ve ilgili uygulamalar bu açıdan önemlidir... Somutlaştırma açısından.
Türkiye'de, özellikle açık turnuvalarda bir de şike/maç satma sorunu var ki (anlaşmalı beraberlik de değil kasti olarak maç kaybetme, genellikle para ödüllerinin söz konusu olduğu son turlarda) onunla nasıl baş edileceği konusu ayrı bir başlık olmalı ama bu konuda genel bir omerta var.
Magnus Carlsen'in bile aranmayı kabul etmesinin sebebi aslında üst seviyede oyuncular arasında bu açıdan bir mutabakat olmasıdır ve bu konuyu aralarında mesele olmaktan çıkarmanın (Topalov-Kramnik maçındaki gibi) en kısa ve güvenli yoludur. Yalnız bu yüzlerce kişinin katıldığı açık turnuvalar veya amatör seviyede biraz fazla polisiyedir ve Türkiye gibi işgüzarlarla dolu bir ülkede gayet terörize edilebilir. Ayrıca uygulanması da daha zor ve daha az caziptir.
İstanbul Olimpiyatı'nda pek çok oyuncu üst arama yöntemlerinden rahatsızdı ancak özellikle FIDE Kongresi için gelen konukların da salonda telefon kullandığını orada toplam 4 gün geçirmeme rağmen gördüm. Gerçekten de mesele teknolojik veya mekansal yollarla seyircilerle oyuncuların mutlak suretle birbirinden arındırılmasıdır. Bu konuda kimseye de ayrıcalıklı muamele yapılmamalı. Tek sorun ilk 10 dakika fotoğraf makinesi dışında nitelikleri olan cihazlarla da fotoğraf çekenler (mesela tabletler). Turnuva alanının iyi tanımlanması ve ilgili uygulamalar bu açıdan önemlidir... Somutlaştırma açısından.
Türkiye'de, özellikle açık turnuvalarda bir de şike/maç satma sorunu var ki (anlaşmalı beraberlik de değil kasti olarak maç kaybetme, genellikle para ödüllerinin söz konusu olduğu son turlarda) onunla nasıl baş edileceği konusu ayrı bir başlık olmalı ama bu konuda genel bir omerta var.