16-02-2014, 21:50
Aşağıdaki yorumlarımın dayanağı, referansları 4.Gebze Uluslararası Satranç Turnuvası ve Türkiye Kupası fotoğraflarıdır. İlk paragraftaki tespitlerim yanlış ise diğer yorumlarımı dikkate almayınız.
İki turnuvayı oyun masalarının yerleşimi hususunda karşılaştırmak istiyorum. Gebze'de her bir çift oyuncuya 1 masa düşerken Antalya'da 3 çift oyuncuya 1 masa düşmüş. Antalya'da aynı masada 6 kişi (GM, IM, FM, vs.) birbirlerine çok yakın mesafede oturmuş ve neredeyse notasyonlarını koyacak yer bulamamacasına sıkışık vaziyette oynamışlar.
"Bu da eleştirilir mi yani. Alan razı veren razı" mı demeliyiz? Yoksa bunu demeden önce bu durumdan memnun olup olmadıkları hususunda oyuncular arasında anket mi yapmalıyız.
"Ama Gebze uluslararasıydı, Türkiye Kupasında ise biz bizeydik" mi demek lazım, bilemiyorum. Yabancı oyuncuya sunulan refah Türk oyuncudan neden esirgenir ?
"Ooo sen refahdan mı bahsediyorsun. Antalya Gebze'yi beşe katlar" mı diyorsunuz. Deyiniz. Birgün imkanım olursa Antalya'ya ben de gelip o refahdan faydalanmak isterim. Fakat gidipte göremezsem gönlümde yatan refahı seyreyleyin o zaman bendeki ahı.
Bu konuyu bir de kurallar manzumesinden bir kural seçerek yorumlayayım.
Diyorlar ki, FIDE Turnuva Kurallarında :
6.Preparation of the Playing Hall
(d) 4,5 square metres should be available for each player in a high-level event. For lower levels 2 square metres may be adequate. Games should not be placed too close to doors. There should be a minimum of 2,5 metres between rows of players. It is best not to have long , unbroken rows. Where possible, players should play on indvidual tables.
Gebze yukarıdaki kurala uymuş. Antalya uyamamış. Yerleri mi dardı acaba ?
Yüksek seviyeli turnuvada her oyuncuya 4,5 metrakare olmalıymış. 2 metrekare daha düşük seviyeli turnuva için yeterliymiş. Oyuncu sıraları arasında 2,5 metre olmalıymış. Bu durumda Gebze Turnuvası yüksek seviyeli, Türkiye Kupası düşük seviyeli olarak kabul edilebilir mi ? Bu arada, Türkiye Kupasında her oyuncuya kaç metrekare düşmüştü ?
Onca güzellikleri yanında bir de küçük kusuru olsun yani,
Napıyım, uzaktan uzağa, şeytan gör dedi, ben de yazıverdim. Yakınlaşınca belki farklı yazarım.
İki turnuvayı oyun masalarının yerleşimi hususunda karşılaştırmak istiyorum. Gebze'de her bir çift oyuncuya 1 masa düşerken Antalya'da 3 çift oyuncuya 1 masa düşmüş. Antalya'da aynı masada 6 kişi (GM, IM, FM, vs.) birbirlerine çok yakın mesafede oturmuş ve neredeyse notasyonlarını koyacak yer bulamamacasına sıkışık vaziyette oynamışlar.
"Bu da eleştirilir mi yani. Alan razı veren razı" mı demeliyiz? Yoksa bunu demeden önce bu durumdan memnun olup olmadıkları hususunda oyuncular arasında anket mi yapmalıyız.
"Ama Gebze uluslararasıydı, Türkiye Kupasında ise biz bizeydik" mi demek lazım, bilemiyorum. Yabancı oyuncuya sunulan refah Türk oyuncudan neden esirgenir ?
"Ooo sen refahdan mı bahsediyorsun. Antalya Gebze'yi beşe katlar" mı diyorsunuz. Deyiniz. Birgün imkanım olursa Antalya'ya ben de gelip o refahdan faydalanmak isterim. Fakat gidipte göremezsem gönlümde yatan refahı seyreyleyin o zaman bendeki ahı.
Bu konuyu bir de kurallar manzumesinden bir kural seçerek yorumlayayım.
Diyorlar ki, FIDE Turnuva Kurallarında :
6.Preparation of the Playing Hall
(d) 4,5 square metres should be available for each player in a high-level event. For lower levels 2 square metres may be adequate. Games should not be placed too close to doors. There should be a minimum of 2,5 metres between rows of players. It is best not to have long , unbroken rows. Where possible, players should play on indvidual tables.
Gebze yukarıdaki kurala uymuş. Antalya uyamamış. Yerleri mi dardı acaba ?
Yüksek seviyeli turnuvada her oyuncuya 4,5 metrakare olmalıymış. 2 metrekare daha düşük seviyeli turnuva için yeterliymiş. Oyuncu sıraları arasında 2,5 metre olmalıymış. Bu durumda Gebze Turnuvası yüksek seviyeli, Türkiye Kupası düşük seviyeli olarak kabul edilebilir mi ? Bu arada, Türkiye Kupasında her oyuncuya kaç metrekare düşmüştü ?
Onca güzellikleri yanında bir de küçük kusuru olsun yani,
Napıyım, uzaktan uzağa, şeytan gör dedi, ben de yazıverdim. Yakınlaşınca belki farklı yazarım.