23-02-2014, 22:58
Önce bıkkınlık konusuna açıklık getirelim.
Doğru, bana Kemer'de 15 yıldır Türkiye birincilikleri düzenlenmesi bıkkınlık verdi. Yıllardır eleştirilen bu rezillik karşısında TSF yönetiminin ölü numarası yapması, onlar adına bana dokunuyor. Malum, yurtdışında TSF izni almadan turnuvaya katılmak bu ülkede "şeref suçu" sayılyor; 15 yıldır Kemer otellerini ve özel olarak Limra Oteli ihya etmek "vatana hizmet".
Diğer yandan bıkkınlık hakkı bana ait. Sizin bıkkın olma hakkınız yok. TSF sözcüsü olarak yaptığınız görev, yapılan her eleştiriye cevap vermenizi gerektiriyor. Şimdi:
Turnuva biter bitmez koşa koşa ve büyük bir heyecanla Antalya 2014 başlığını açıyorsunuz. Daha ilk cümlenizde, katılımdan, ödülden, şampiyondan değil; doğrudan otelden girerek telaşınızı belli ediyorsunuz.
Türkiye Satranç Federasyonu Ana Statüsünde, Federasyonun ilk görevi şöyle tanımlanır:
"Federasyonun görevleri
MADDE 6 ? (1) Federasyonunun görevleri şunlardır;
a) Sporun yurt düzeyinde dengeli bir şekilde yayılıp gelişmesini sağlamak"
Şimdi söyler misiniz, bir şampiyona ısrarla 15 yıldır aynı yerde düzenleniyorsa, sizce buna uygun davranılıyor mu? Muş'tan, Sinop'tan, Edirne'den insanların Kemer'e gelmesi kolay mı zannediyorsunuz? Sosyal adaleti geçin, bunun neresinde insanlık var?
Ankara'da turnuva düzenlerseniz mesela, belediye suyu kesiyor. Eskişehir'de temizlik işçileri otel tuvaletlerine su dökmüyor. Van'da kafeterya yok. Bolu'da aç kalma tehlikesi, Samsun'da tramvay işçileri grevi, Denizli'de de iç savaş nedeniyle güvenlik riski var. Ve Kemer Limra bu koşulları sağlayan tek mekan olduğundan öyle şey ediyor. Yoksa nerede yapılacak?
Tabii bu durumda benim TSF binasını Limra'nın 7.katına taşıma önerimi şiddetle yineliyorum; bu koşullar siziLimra Otele mecbur kıldığına göre, TSF oradan pekala yönetilebilir. Kafeterya da varmış nitekim, komite toplantılarınıza faydası olur.
Dünyada hiçbir ülkenin şampiyonluğu, 360 adamın bir otele 2 hafta tıkıldığı saçma bir sistemde yapılmaz. Bu sözde sistem, Türkiye'de satrancın saygınlığını paramparça ettiği gibi 1654 kuvvetli bir oyuncunun parti oynamadan şampiyon olmasını sağlayacak gülünçlükte.
Çözüm mü? İl birincilikleri doğru düzgün yapılır, belli dereceyi geçen oyuncular büyük bir alt turnuvaya çağırılır (Türkiye Birinciliği seçmeleri). Buradan süzülen az sayıda oyuncu final oynar. Bir kaç oyuncu wild-card ile gelir. 2000'li yıllara kadar olan sistemden bahsediyorum. Türkiye Birinciliğinin en fazla 20 oyuncu ile döner turnuva olması onun kalitesini arttırır.
Türkiye Birinciliğini de her sene farklı şehirde yaparsınız. Oyuncuları bir otelde ikamete zorlamazsınız, isteyen teyzesinde kalır, isteyen öğretmen evinde, isteyen otelde. O kadar. Böylece"Satranç sporunun yurt düzeyinde dengeli bir şekilde yayılıp gelişmesini sağlarsınız".
Bu yıl İstanbul Bayanlar Birinciliği, İstanbul'un 70 kilometre ötesinde Haramidere mevkiinde bir AVM'de yapıldı. Rating ortalaması 1233, katılımcı yaş ortalaması 14 olmak üzere. Türk satrancı bu yönetsel deha sayesinde adım adım çocuklara indi, şimdi koca İstanbul Birinciliği 13, 14 yaşına vurdu, UKD ortalaması 1233.
Yetmez ama evet. Eğer sizi dinlersek yakında İl Birinciliğini Keşan yolu üzerinde bir benzincide 1.090 ortalama ile ve okuma yazmaya bilmeyen, kasları gelişmemiş ideal oyuncularla oynanacak hayırlısıyla.
Bitirirken, o muhteşem tespitinizi finale bir daha alıntılıyorum. Türkiye'de bir Satranç Federasyonu var ve aşağıdaki görüş Federasyonun Eğitim Kurulu Başkanındır:
Doğru, bana Kemer'de 15 yıldır Türkiye birincilikleri düzenlenmesi bıkkınlık verdi. Yıllardır eleştirilen bu rezillik karşısında TSF yönetiminin ölü numarası yapması, onlar adına bana dokunuyor. Malum, yurtdışında TSF izni almadan turnuvaya katılmak bu ülkede "şeref suçu" sayılyor; 15 yıldır Kemer otellerini ve özel olarak Limra Oteli ihya etmek "vatana hizmet".
Diğer yandan bıkkınlık hakkı bana ait. Sizin bıkkın olma hakkınız yok. TSF sözcüsü olarak yaptığınız görev, yapılan her eleştiriye cevap vermenizi gerektiriyor. Şimdi:
Turnuva biter bitmez koşa koşa ve büyük bir heyecanla Antalya 2014 başlığını açıyorsunuz. Daha ilk cümlenizde, katılımdan, ödülden, şampiyondan değil; doğrudan otelden girerek telaşınızı belli ediyorsunuz.
M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Türkiye Küçükler Şampiyonası yine aynı yerde yapılmıştır. Yapılan yerin bir otel oluşu ve konaklama koşulları söz konusu olunca ister istemez ekonomik şartlar da gündeme gelmektedir. Bu durumda katılamayan bir çok değer de ortaya çıkamamaktadır.Kemer Türkiye'nin en uzak noktasıdır. Anadolu'nun göbeğindeki Sivas'a 850 km. mesela. Ankara 600; İzmir 500, Trabzon 1.350, Diyarbakır 1.200, Erzurum 1280.
Tüm bunlara katılıyorum.
Türkiye Satranç Federasyonu Ana Statüsünde, Federasyonun ilk görevi şöyle tanımlanır:
"Federasyonun görevleri
MADDE 6 ? (1) Federasyonunun görevleri şunlardır;
a) Sporun yurt düzeyinde dengeli bir şekilde yayılıp gelişmesini sağlamak"
Şimdi söyler misiniz, bir şampiyona ısrarla 15 yıldır aynı yerde düzenleniyorsa, sizce buna uygun davranılıyor mu? Muş'tan, Sinop'tan, Edirne'den insanların Kemer'e gelmesi kolay mı zannediyorsunuz? Sosyal adaleti geçin, bunun neresinde insanlık var?
M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Bu turnuva bir başka ortamda da olabilirdi elbette. "Katılımcılar bu kadar para ödemeyebilirlerdi" diyen arkadaşlarımıza da katılıyorum. Sağlık, beslenme, dinlenme, uyku, hazırlanma, ulaşım, değişik ortam ve mekanlardan faydalanma, bir arada kalabilme, zaman, çok amaçlı ve geniş katılımlı toplantılar, eğlence, doğa, ısınma, ara ikram, spor yapabilme, kafeterya da bekleyebilme, güvenli buluşma noktası belirleyebilme, bakımları düzenli yapılan tuvaletler, düzenli su ihtiyacı karşılama, seyirci ile iletişimin kesilmesi, güvenlik, ... vb. tüm diğer ihtiyaçlar düşünüldüğünde.. başka bir yer bulalım...
M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Nereyi bulacaksınız?Koca Türkiye Cumhuriyetinde sadece Kemer Limra Otelde "sağlık, beslenme, dinlenme, uyku, hazırlanma, ulaşım, toplantı, eğlence, kafeterya, güvenlik, temiz tuvalet, düzenli su" var.
Ankara'da turnuva düzenlerseniz mesela, belediye suyu kesiyor. Eskişehir'de temizlik işçileri otel tuvaletlerine su dökmüyor. Van'da kafeterya yok. Bolu'da aç kalma tehlikesi, Samsun'da tramvay işçileri grevi, Denizli'de de iç savaş nedeniyle güvenlik riski var. Ve Kemer Limra bu koşulları sağlayan tek mekan olduğundan öyle şey ediyor. Yoksa nerede yapılacak?
Tabii bu durumda benim TSF binasını Limra'nın 7.katına taşıma önerimi şiddetle yineliyorum; bu koşullar siziLimra Otele mecbur kıldığına göre, TSF oradan pekala yönetilebilir. Kafeterya da varmış nitekim, komite toplantılarınıza faydası olur.
M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Ama uygulanabilir çözümü ben mi kaçırdım okumadım acaba?Çözüm dediğiniz şey bu ülke satrancının 80 yılında uygulandı. Temel mesele, velilerin sırtından para kazanmak içinTürkiye Birinciliği formatının iğfal edilmesidir, o kadar. Dönün eski Türkiye Birinciliği formatına, sorun çözülsün.
Dünyada hiçbir ülkenin şampiyonluğu, 360 adamın bir otele 2 hafta tıkıldığı saçma bir sistemde yapılmaz. Bu sözde sistem, Türkiye'de satrancın saygınlığını paramparça ettiği gibi 1654 kuvvetli bir oyuncunun parti oynamadan şampiyon olmasını sağlayacak gülünçlükte.
Çözüm mü? İl birincilikleri doğru düzgün yapılır, belli dereceyi geçen oyuncular büyük bir alt turnuvaya çağırılır (Türkiye Birinciliği seçmeleri). Buradan süzülen az sayıda oyuncu final oynar. Bir kaç oyuncu wild-card ile gelir. 2000'li yıllara kadar olan sistemden bahsediyorum. Türkiye Birinciliğinin en fazla 20 oyuncu ile döner turnuva olması onun kalitesini arttırır.
Türkiye Birinciliğini de her sene farklı şehirde yaparsınız. Oyuncuları bir otelde ikamete zorlamazsınız, isteyen teyzesinde kalır, isteyen öğretmen evinde, isteyen otelde. O kadar. Böylece"Satranç sporunun yurt düzeyinde dengeli bir şekilde yayılıp gelişmesini sağlarsınız".
M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Ama ille de okuma yazmayı öğrensin, algılaması gelişsin, el-parmak kasları gibi küçük kas gruplarının koordinasyonu gelişsin de ondan sonra satranç turnuvalarına alalım derseniz ayrı bir yanlışa da imza atarsınız.Bunu okuduktan sonra "Keşke Eğitim Kurulu Başkanı olmasaydınız" dedim.
Bu yıl İstanbul Bayanlar Birinciliği, İstanbul'un 70 kilometre ötesinde Haramidere mevkiinde bir AVM'de yapıldı. Rating ortalaması 1233, katılımcı yaş ortalaması 14 olmak üzere. Türk satrancı bu yönetsel deha sayesinde adım adım çocuklara indi, şimdi koca İstanbul Birinciliği 13, 14 yaşına vurdu, UKD ortalaması 1233.
Yetmez ama evet. Eğer sizi dinlersek yakında İl Birinciliğini Keşan yolu üzerinde bir benzincide 1.090 ortalama ile ve okuma yazmaya bilmeyen, kasları gelişmemiş ideal oyuncularla oynanacak hayırlısıyla.
Bitirirken, o muhteşem tespitinizi finale bir daha alıntılıyorum. Türkiye'de bir Satranç Federasyonu var ve aşağıdaki görüş Federasyonun Eğitim Kurulu Başkanındır:
M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Ama ille de okuma yazmayı öğrensin, algılaması gelişsin, el-parmak kasları gibi küçük kas gruplarının koordinasyonu gelişsin de ondan sonra satranç turnuvalarına alalım derseniz ayrı bir yanlışa da imza atarsınız.