Çocuklar... Önce ahlak, sonra satranç!
#10
Özgür AKMAN herkesin bildiği ama kimsenin konuşmaya cesaret edemediği bazı gerçekleri ifade etmiştir.

Kendisini yürekten kutlarım. Benim de söyleyeceklerim var:

Satranç öğretimiyle turnuva satrancını birbirinden kesin çizgilerle ayırmamız gerektiğini düşünüyorum. 12 yaşından önce çocukların turnuva satrancına dahil edilmemesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü kazanma psikolojisinin yarattığı baskı hem satrancın zevkini kaçırır, hem de potansiyel becerinin gelişimini engeller.

Satrançta veli profili son yıllarda işin içine dahil oldu. Eskiden (örneğin 10 yıl önce) böyle birşey yoktu çünkü ne turnuva yaşı bu kadar düşüktü, ne de veliler, entelektüel bir uğraş dalı olan ve zekanın kanıtı sayılan satranç konusunda bu kadar hırslıydı. Lafımı dümdüz söyleyeyim: Kendi başaramadıklarını çocuklarının başarmasını ısrarla isteyen bir kitle var satranç dünyasında: VELİLER.

Başta Federasyon yönetimi olmak üzere satranç dünyasının para kısmıyla ilgilenen kesimler bu gerçeği gördü ve bu kitleden maksimum kazanç sağlamanın yollarını aradı, buldu da.

4-5 yaşında okuma-yazması bile olmayan çocuklar turnuvalara zorla sokuldu, teşvik adı altında velilerine plaketler verildi, ağızlara bir parmak bal çalındı. Yetenekli-yeteneksiz ayrımı yapmıyorum, küçücük çocukların velileri kandırıldı ve kandırılmaya devam ediyor.

Federasyon yönetimi gerek yaş grupları sınırlarını düşürerek, gerekse liglerde genç oyuncu yaşını daha da aşağı çekerek bu kitleyi faullü kucakladı.

Bu teşvikleri bir fırsat ortamı olarak gören bazı antrenörler, velilere birtakım vaatlerde bulunarak özel ders verdiler, vermeye devam ediyorlar. Satranç dünyasının yabancısı sayılabilecek veliler ise anlık başarılarla, kıymeti kendinden menkul AVM çocuk turnuvalarıyla adeta bir tiyatro ortamında kandırıldılar. Çocuk turnuvalarının en büyük zararı belki de bu sanal oyun havuzudur. Çocuk açık bir turnuvaya katıldığında öyle bir hezimet duygusu yaşar ki, buna karşı tepkisi satrancı tamamen bırakma seviyesinde bile olabilir.

Bir antrenörseniz ve yazdıklarımı buraya kadar okuduysanız sizden ricam, lütfen dürüst olun, dürüst çalışın. Kendi ELO-UKD'nize eşit ya da bundan yüksek seviyedeki oyuncuları çalıştırmayın. Velileri daha üst seviyede bir antrenöre yönlendirin. Bir öğrenci kaybeder gibi görünürsünüz ama bu dürüst tavrınızla marka olabilir, 10 öğrenci kazanabilirsiniz.

Bir veliyseniz ve yazdıklarımı buraya kadar sabırla okuduysanız, lütfen bana kızmayınız. Çiçeği burnunda bir babayım ve insanın çocuğunun, hayattaki en önemli varlığı olduğu gerçeğini çok iyi anlamış bulunmaktayım. Ne yapmalıyım diye sorarsanız, cevaplar aşağıda:

1. Antrenörünüzün ELO'sunu ve UKD'sini öğrenin.
http://ratings.fide.com/
http://ukd.tsf.org.tr/ukdsorgulama.php
sayfalarına bir zahmet girin.

2. Her atıp tutana inanmayın. Mümkün olduğunca çok antrenörle sohbet edin. Hem faydalı şeyler öğrenirsiniz, hem de diğer antrenörlerle iletişim halinde olduğunuzu gören potansiyel "atıcılar" sizi kandırmaya daha az teşebbüs ederler.

3. Çocuğunuzun fiziksel gelişimine dikkat edin. Satrançla uğraşacam diye bilgisayar programlarının başında pinekleyen bir antisosyal bir çocuk yetiştirmeyin. Mutlaka ve mutlaka fiziksel aktivite yaratın. Satrançtan çok daha faydalı olacağını aklınızdan çıkarmayın.

4. 12 yaşından önce çocuğunuzu turnuva satrancından uzak tutun. Her çocuk bu duygusal mücadelede çetin ceviz olmayabilir, olmak zorunda değil. Mümkünse o zamana kadar teorik bilgi aşamasında kalın, pratiğini okulda arkadaşlarıyla yapacaktır, merak etmeyin.

5. Turnuvalara katılmaya başlamışsanız, çocuğunuzun mevcut ELO ve(ya) UKD gelişimini çizelge şeklinde tutun. Ani düşüşler veya bir yıldır aynı seviyede oluş, yanlış antrenörle çalıştığınızın apaçık bir kanıtıdır.

6. Özgüven kazanmasını istiyorsanız, turnuva salonunda bulunmamaya çalışın. Mümkünse turnuvaya kendisi gidip gelsin. Yok, gidemeyecek kadar küçükse bırakın, turların bitiminde alın. Turnuvaya kendisi gidip gelemeyecek kadar küçük bir çocuğa bu gerilimli ortamı yaşatmanızın vicdan muhasebesini kendiniz yaparsınız.

7. Antrenörünüzle birlikte ELO - UKD gelişim planı hazırlayın. Gerçekçi ve kontrol edilebilir bir plan olmalı. Örneğin, 1300 seviyesindeki bir oyuncu için "5 yıl sonra 2000" gibi gerçekdışı planlamalara kanmayın. Altı aylık kolay takip edilebilir ve daha makul hedefler, sağlıklı bir gelişim vaat ederler.

8. Fazla hırs yapmayın, yapıyorsanız bile asla çocuğunuza belli etmeyin. Çocuğunuzun satrançta başarılı olması yönündeki isteğiniz, çocuğunuzun isteğinden bir tutam bile daha fazlaysa, yanlış kulvardasınız demektir. Unutmayın ki birçok usta, velisiyle birlikte değil, "velisine rağmen" bu alanda başarıya ulaşmıştır.

9. Okul derslerinde bir başarısızlık görürseniz ve bu başarısızlıkta satrancın %10 bile etkisi olduğunu düşünüyorsanız, satranca ara verdirin. Satranç hiçbir çocuk veya genç için asli işlerin önüne geçen bir etkinlik olmamalı. YGS'den sonra hiçbir üniversiteyi kazanamamış 2100'lük bir çocuğunuzun olmasını mı istersiniz, yoksa İTÜ Elektronik Mühendisliği kazanmış 1900'lük bir çocuğunuzun mu? Bu örneği hatırlayın.

10. Satranca fazla bel bağlamayın. Herşey harika, olağanüstü gitse, şans her daim sizinle olsa ve çocuğunuz 18 yaşında GM olsa bile hayatını satrançla idame ettirmesinin Türkiye şartlarında çok zor olduğu gerçeğini aklınızdan çıkarmayın.

Sevgi ve saygılarımla.
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Ozgur_Akman - 10-12-2013, 11:22
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Harun Taner - 13-12-2013, 13:17
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hakan Aktaş - 19-12-2013, 00:21
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Dr Harun Taner - 12-01-2014, 09:04
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mağara Adamı - 13-01-2014, 22:39
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hakan Aktaş - 26-01-2014, 01:06
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Halil_Ozmen - 17-02-2014, 11:17
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Ozgur_Akman - 17-02-2014, 14:15
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Oktay ERTAN - 24-02-2014, 18:24



Konuyu Okuyanlar: 3 Ziyaretçi