16-04-2014, 23:58
Bu meselenin doğru irdelenmesi için kavramı doğru anlatmak lazım.
Kuvvet derecesi kavramı, FIDE tarafından hukuken tanımlanmış bir ölçümleme türü. Bunu bizim değiştirmemiz, genişletmemiz veya daraltmamız mümkün değil. Ana tarif FIDE El Kitabında şöyle:
-----------------
1.Rate of Play
1.1 For a game to be rated, each player must have the following minimum periods in which to complete all the moves, assuming the game lasts 60 moves.
Where at least one of the players in the tournament has a rating 2200 or higher, each player must have a minimum of 120 minutes.
Where at least one of the players in the tournament has a rating 1600 or higher, each player must have a minimum of 90 minutes.
Where all the players in the tournament are rated below 1600, each player must have a minimum of 60 minutes.
1.2 Games played with all the moves at a rate faster than the above are excluded from the list.
1.3 Where a certain number of moves is specified in the first time control, it shall be 40 moves.
-----------------
Görüldüğü üzere maddenin başlığı "Oyunun Derecelendirilmesi". Alt maddelerde de turnuvalarda oynanacak oyunların ölçümlenmesi anlatılıyor. Yani kavram oyunla ilgili bir kavram.
Kuvvet derecesi olmayan kişiler için İsviçre veya takım turnuvalarında nasıl ölçümleme yapılıyor, kural kitabında ona da bakalım:
-----------------
6.41 For an unrated player?s first performance to count, he must play at least 3 games against rated opponents; score at least 1 point; and the rating based on the tournament result at its conclusion must be at least 1000.
-----------------
Demek ki satranç hukuku açısından şunu bilmemiz gerekir ki bir oyuncunun kuvvet derecesi, ancak turnuva oyunu üzerinden ölçülür. FIDE bu konuda başka hiçbir yola yer vermemiştir.
Keza ilk kuvvet derecesini alabilmek için de en az kuvvet dereceli 3 oyuncu ile oynamak, 1 puan almak ve sonuç olarak hesaplamada 1.000 derecesinin altında olmamak gerekiyor.
Hukuk açısından durum böyleyken mantık açısından daha da nettir: Turnuva oyunculuğu, 2-3 saat süren, 40-50 hamle giden, dayanıklılık, sabır, mukavemet, değerlendirme becerisi ve bilgiyi çok yönlü kullanmayı gerektiren bambaşka bir disiplindir. Tüm bu yetileri bir arada tutan oyuncuların skorları daha yüksek olur. Üstelik bu iş, zamana karşı ve baskı altında, özel bir sportif formatta yapılır.
Problem veya kombinezon çözme ise, hele ki evde koltukta zaman sınırı yoksa, yukarıdaki ile hiç alakası olmayan bir disiplindir. İki disiplin birbirine geçiştirilemez.
Biliyorsunuz, ölçümleme yani rating sadece satrançta olan bir uygulama değil. Teniste oyuncuların sıralaması için (ATP sistemi) benzer bir metod uygulanıyor. FIFA, UEFA da ülkeler ve takımlar için rating vererek ölçümleme yapıyorlar.
Tüm bu ölçümlemelerde emredici kriter, turnuva oyunudur. Yani Wawrinka, Nadal'ı Avustralya finalinde yendiğinde 400 puan alır ve dünya sıralamasında 5.liğe yükselir; kimse ona veya Del Potro'ya veya tenise yeni başlayan bir çocuğa, diagram üzerinde back-hand nasıl vurulur sorusu sormaz.
Son olarak, bu sistemin savunulması sırasında, sabırsız çocukların bir an önce ratingini görmeleri gibi tuhaf bir argümana rasgeldim.
Çocuklara satrancın sabır, sebat, muhakeme oyunu olduğunu öğretmek doğrusudur. Sistemi, 10 yaşındaki çocukların sabır eşiklerine göre yeniden tertiplemek değil herhalde.
Bu çerçevede bu konuda tek rasyonel çözüm gerçekten de bir an önce ELO sistemine geçmektir, hiç değilse bu deformasyona dur diyecek bir otoriteye bağlı yürür işler.
Kuvvet derecesi kavramı, FIDE tarafından hukuken tanımlanmış bir ölçümleme türü. Bunu bizim değiştirmemiz, genişletmemiz veya daraltmamız mümkün değil. Ana tarif FIDE El Kitabında şöyle:
-----------------
1.Rate of Play
1.1 For a game to be rated, each player must have the following minimum periods in which to complete all the moves, assuming the game lasts 60 moves.
Where at least one of the players in the tournament has a rating 2200 or higher, each player must have a minimum of 120 minutes.
Where at least one of the players in the tournament has a rating 1600 or higher, each player must have a minimum of 90 minutes.
Where all the players in the tournament are rated below 1600, each player must have a minimum of 60 minutes.
1.2 Games played with all the moves at a rate faster than the above are excluded from the list.
1.3 Where a certain number of moves is specified in the first time control, it shall be 40 moves.
-----------------
Görüldüğü üzere maddenin başlığı "Oyunun Derecelendirilmesi". Alt maddelerde de turnuvalarda oynanacak oyunların ölçümlenmesi anlatılıyor. Yani kavram oyunla ilgili bir kavram.
Kuvvet derecesi olmayan kişiler için İsviçre veya takım turnuvalarında nasıl ölçümleme yapılıyor, kural kitabında ona da bakalım:
-----------------
6.41 For an unrated player?s first performance to count, he must play at least 3 games against rated opponents; score at least 1 point; and the rating based on the tournament result at its conclusion must be at least 1000.
-----------------
Demek ki satranç hukuku açısından şunu bilmemiz gerekir ki bir oyuncunun kuvvet derecesi, ancak turnuva oyunu üzerinden ölçülür. FIDE bu konuda başka hiçbir yola yer vermemiştir.
Keza ilk kuvvet derecesini alabilmek için de en az kuvvet dereceli 3 oyuncu ile oynamak, 1 puan almak ve sonuç olarak hesaplamada 1.000 derecesinin altında olmamak gerekiyor.
Hukuk açısından durum böyleyken mantık açısından daha da nettir: Turnuva oyunculuğu, 2-3 saat süren, 40-50 hamle giden, dayanıklılık, sabır, mukavemet, değerlendirme becerisi ve bilgiyi çok yönlü kullanmayı gerektiren bambaşka bir disiplindir. Tüm bu yetileri bir arada tutan oyuncuların skorları daha yüksek olur. Üstelik bu iş, zamana karşı ve baskı altında, özel bir sportif formatta yapılır.
Problem veya kombinezon çözme ise, hele ki evde koltukta zaman sınırı yoksa, yukarıdaki ile hiç alakası olmayan bir disiplindir. İki disiplin birbirine geçiştirilemez.
Biliyorsunuz, ölçümleme yani rating sadece satrançta olan bir uygulama değil. Teniste oyuncuların sıralaması için (ATP sistemi) benzer bir metod uygulanıyor. FIFA, UEFA da ülkeler ve takımlar için rating vererek ölçümleme yapıyorlar.
Tüm bu ölçümlemelerde emredici kriter, turnuva oyunudur. Yani Wawrinka, Nadal'ı Avustralya finalinde yendiğinde 400 puan alır ve dünya sıralamasında 5.liğe yükselir; kimse ona veya Del Potro'ya veya tenise yeni başlayan bir çocuğa, diagram üzerinde back-hand nasıl vurulur sorusu sormaz.
Son olarak, bu sistemin savunulması sırasında, sabırsız çocukların bir an önce ratingini görmeleri gibi tuhaf bir argümana rasgeldim.
Çocuklara satrancın sabır, sebat, muhakeme oyunu olduğunu öğretmek doğrusudur. Sistemi, 10 yaşındaki çocukların sabır eşiklerine göre yeniden tertiplemek değil herhalde.
Bu çerçevede bu konuda tek rasyonel çözüm gerçekten de bir an önce ELO sistemine geçmektir, hiç değilse bu deformasyona dur diyecek bir otoriteye bağlı yürür işler.