2014 Avrupa Okullar Şampiyonası ve diğer hikayeler...
#20
Sn. Platon,

Uzun olacak. İlk kısımda travma konusunu yanıtladım. İkinci kısımda İş Bankası var.

Travma göndermeleri banaysa eğer, bu çocukların hepsini tanıyorum her şeyden önce. Gözümün önünde büyüdüler. Beraber seyahat ettim. Bazı kamplarında onlara hatta Mustafa Yılmaz'lı kuşağa tercümanlık yaptım. Yıldırım oynadık vs. Antrenörleriyle konuştuk. Ailelerini tanıyorum. Kişisel sempatim de varken bana bir travma geçirtmez onların başarısı. Yalnızca sevinirim elde ettikleri başarılara. Benim üçünü layık gördüğüm yer kapalı turnuvalara davet alacakları seviyelerdir. Bunu bir açıklığa kavuşturalım.

Bu çocuklar zaten çok özel yetenekler. Ben en çok oynadığım olduğu için Cemil Can için bunu rahatça söyleyebilirim. Yıllardır üçü de çok sıkı çalıştılar/muhtemelen şu anda da çalışıyorlar biz burada lak lak ederken. Bulundukları yerden daha iyisini hak ediyorlar ve ulaşacaklar.

Madalyonun öteki tarafı da var. Bu turnuvalardan çıkıp da silinip gidenleri sayıp çocukların adını anmak istemiyorum. Bazı çocukların önceki yıllardaki abartının altında ezildiğini gördüm. Travma başarı kazanıldığı için gelmez, başarı sürekli olmadığı veya genel trendde sıkıntı başgösterince gelir ve gelir. Herkese gelir, bunların içinden de çıkabilen gençler profesyonelliğe yaklaşıyor. Şunu da kabul ediyorum en doğru sistemde bile elinizde 100 N tane yetenek varsa ancak 2-3 tanesi hedeflenen zirve noktaya ulaşır ama şu anda sistem gereğinden fazla kayıp veriyor. Hem içsel hem de dışsal sebeplerle.

Federasyonun son 15 yılda sorun yaşadığı satranççı listesini çıkarın. Bu da çok şey anlatır. Bunu en üst düzey yöneticilerden birisine sordum, "İnan Özgür, hepsinde onlar kabahatli gerçekten," gayrı ihtiyari kahkaha attığımı hatırlıyorum.

Her zaman bu turnuvalar için şu cümleyi kullandım: "İyi bir başlangıç olabilir, daha fazlası değil" Bunu kişisel deneyimimden de söyleyebilirim. Satranç bildiğim, gördüğüm ve o yolu geçmiş olanların anlattığı kadarıyla sürekli olarak çalışmayı ve kendini yenilemeyi gerektiren bir uğraş.

Belki bu turnuvaları biraz daha kendisini göstermek isteyen gençlere/çocuklara fırsat olarak görmek lazım. Bu sene bu yönde bir eğilim gördüğümü not edeyim. Lakin bu turnuvalara bu kadar kalabalık bir kafileyle gidilmesi de bence işin sportif yanının ne kadar önemsendiğine ilişkin çok şey söylüyor.

-----

Gelelim İş Bankası'na. Ersin Özince'nin o kadar detaylı hakim olmadığına konuya adım gibi eminim. Zaten İş Bankası'nın işin sportif detaylarını bilmesi gerekmez. Bilgilendirilmeleri ve ikna edilmeleri gerekir. İş Bankası'nın derdi tabii ki madalya sayısı vs. ama gözlemlediğim kadarıyla sponsorluğun daha büyük ve değerli tarafı, özellikle onlar için işin eğitim tarafıdır.
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
RE: 2014 Avrupa Okullar Şampiyonası ve diğer hikayeler... - Yazar: Ozgur_Akman - 07-07-2014, 09:16
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Platon - 13-06-2014, 20:26
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Ateş Ülker - 14-06-2014, 11:16



Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi