28-07-2014, 22:14
(Son Düzenleme: 28-07-2014, 22:34, Düzenleyen: Oktay ERTAN.)
(27-07-2014, 23:39)abdulkadirbener Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Murat Bey yazacaklarıma muhtemelen kızacaktır. Kendisini ve/veya yazışmalı satranç oynayanları hedef almadığımı en baştan açıkça belirtmek istiyorum. Her türlü yanlış anlaşılmaya karşı peşinen özürlerimi iletirim.
Şimdi konuya geleyim:
Oyunun körleme oynanması veya aynı anda birden fazla oyunun simultane şekilde oynanması gibi türevlerinin satranca renk ve heyecan kattığını kabul ediyorum. Ama bilgisayar ve veritabanı yardımıyla oynanan yazışmalı şeklinin oyuna herhangi bir renk ve/veya heyecan kattığına bir türlü ikna olamadım.
10.000.000.000 konumdan 9.999.999.990 tanesinde en iyi hamleyi saniyeler/dakikalar içinde bulup da 10 tanesinde engine içindeki "position-evaluation" katmanındaki mecburi kısıtlamalar nedeniyle en iyi hamleyi bulamayan bilgisayarların "hala insanlar kadar sezgisel davranamadığı" yönündeki eleştiriyi ben açıkça bilgisayarlara veya engine yazılımlarına karşı haksızlık olarak görüyorum. İstatistik bilimi bile bazı oranları "yok" kabul ediyor. Biz milyarlarca ve milyarlarca olasılık içinden bu güne kadar bilgisayarın hatalı hesapladığı toplam otuz pozisyon felan bulabildik. Yakında programlarda bulunan ve az önce bahsettiğim kısıtlamaları aşmanın yolu da bulununca tüm konumlarda doğru hamleyi bulması durumunda ne olacak yazışmalı satrancın durumu? En iyi bilgisayarın sahibine ödül verilen bir etkinliğe dönüşmeyecek mi? Şu aralar sürekli yapılmakta olan engine turnuvalarından tek farkı sürenin saatlerce ve hatta günlerce uzun olmasından başka farkı kalacak mı o zaman?
Bir ara Formula-1 'de bilgisayarın gaza basmasını, frene basmasını ilgili noktada direksiyona hakimiyet kurmasını sağlayan yazılımlar geliştirildi. Sonra bakıldı ki mesele spor olmanın ötesine geçti. İnsan faktörü neredeyse sıfırlandı. Sonra kısmen bu tür destekler yasaklandı. Formula-1'in heyecanını veren insan faktörüdür denilerek her yarış öncesinde araçların bilgisayar sistemleri bir tür doping testinden geçiriliyor artık. Yazılımlar yasaklandı. Bir nedeni var zira. Ama bir gün gelir de içinde adam olmayan Formula-1 araçlarının yarışması yapılırsa o zaman anlarım bilgisayar desteğinin önemini. Bu sefer de yazılımların kapışması olur Formula-1. Kazanan yarış arabasının önünde o programın start tuşuna basan adama değil de programı yazan adama kupa verilmesi doğru olur.
Yazışmalı satrançta on binlerce dolar harcayıp dev bilgisayarlar alan, ardından kendi yazmadığınız yazılımlarla ve kendi derlemediğiniz (muhtemelen) veri tabanlarıyla konumu bilgisayara analiz ettirip; gelen sonuçlara göre bir tanesini tercih etmek kürsüye çıkıp madalya almayı gerektirmemeli bence. Bir de ELO hesaplanıyor onu hiç çözemedim açıkçası. Kişisel düşüncem bu şekilde.
Formula-1 örneğine benzettim durumu. Amacım yazışmalı satrancı kötülemek değil. Lütfen yanlış anlaşılmasın. Sadece anlayamadığımı belirtmek istedim.
Kazanılmış olan başarıları ben de kutlarım. Ama ödül eşit şartlarla yarışanlar arasında verilmeli diyorum. Birisi bilgisayarlar ve yazılımlar için 20.000$ harcayabiliyorken bir diğeri 5000$ harcayabiliyorsa eşit şartlarda yarışma da yoktur ortada. O zaman ödül de anlamını yitiriyor bence. Halbuki maç tahta başında aynı odada aynı havayı soluyarak aynı sesleri dinleyerek yapılsa eşit şartlardan bahsedebiliriz. O zaman alınan ödül ödül olur; alınan ELO da ELO olur. Alkışlayarak ellerimizi acıtırız...
Şimdiki durumda ben sadece kutluyorum.
Saygılarımla.
Bu konuda Abdülkadir Bey'e katılıyorum. Yazışmalı satranç, engineler yaygınlaştıktan sonra insan etkisinin maalesef en aza indiği (yitirildiği demek istemiyorum, tepkilerden çekinerek) satranç sahası haline gelmiştir.
(19-07-2014, 02:08)AKr Nickli Kullanıcıdan Alıntı: ...Eğer mesele engine yarıştırmak olsa, 2600'den 2000'lere ve daha altına uzanan bir kuvvet skalası nereden geliyor?....İşlemci ve engine farkından!
İşlemcisi güçlü olan kazanıyor, mesele bu.
Engineler arasından yeni çıkanları ilk alan, bulan veya test aşamasında olanlardan deneme yapan, rakiplerine üstünlük kuruyor. Görünen manzara bu.
Çok güzel anlattığınız üzere sizin bu yarışmadaki dahliniz, varyantları oynatabildiğiniz yere kadar oynatıp, simüle edip, çıkan sonuçlardan en iyisini seçmek.
Mesele basittir demiyorum, emek ister. Ne var ki bu emek, bildiğimiz anlamda satranç oynarken ortaya konan yaratıcılık ve fikir üretme aşamalarını içermez. Sadece çok zor ve fazla seçenekli bir teste tabi tutulmuş olur satranç gücünüz.
Harun Bey, yazışmalı satranç neden var, yararları ne ola ki, gibi şeyleri tartışmadım. Kendim de bu alanda emek verdim, yararını gördüm.
Benim tartıştığım nokta, eskiden yaratıcılık gerektiren ve seçenek yaratma becerisi isteyen bir etkinliğin, bilgisayarların devreye girmesiyle rayından çıkmış olmasıdır.
Eğer iddialarınızda haklıysanız, sizden örnekler vermenizi rica edeceğim.
Mesela, bilgisayarın ilk iki seçeneği (atıyorum) 1.5 ve 1.45 olsun. Siz ise "insanca" bir müdahaleyle 3. varyantı, 1.30 olanı seçmiş olun, mesela. Böyle örnekler 10 partide kaç kez karşınıza çıkıyor? Örneklerinizi burada paylaşabilir misiniz?