24-08-2014, 18:39
Sn. TANER,
Eğer TSF düşündüğünüz gibi başkanlık divanında yer almak için bastırmışsa ki olabilir, o zaman bunun için mutlaka sebepleri olmalıdır.
Ve düşündüğünüz gibiyse eğer bunu çok kararlı ve cesur bir adım olarak görüyorum.
Meslek hayatında yöneticilik yapanlar bilir ki, karar mekanizmalarına yakın olmak her zaman avantajdır. Yakınlığı atmosferin içinde olmak diye algıladığımı belirtmeliyim. Geleceğini ciddi planlayan yaklaşımın bir parçasıdır.
Eğer paye almaksa, ne gibi bir paye kazanabilirsiniz ki?
Ya da eğer ticari beklentiler varsa, o zaman bu gelişmenin dışında kalmanın ne kadar mantıklı olup olmadığı tartışılır.
Eğer ülke çıkarlarıysa ki bunu tamamen destekliyorum, o zaman herkesin bu konuda olumlu-olumsuz fikirleri, tartışmaya ve geleceğe ışık tutar.
Bu konunun açılmasını sadece bu açıdan olumlu bulurum.
Ben Türkiye'den sn. TULAY dışında bir adayın FİDE seçimlerinde göreve getirileceğini tahmin ediyordum.
Kişiyi, seçilip seçilmemeyi, atanıp atanmamayı, kelime anlamında yok seçildi -seçilmedi, Deputy President idi-değildi, görev yetki beklerdi- beklemezdi...
Bunları konuşmak ne kazandırır ki?
Boş hamle bile değil!
Boş hamlenin bile bir getirisi olabiliyor.
Bu devirler geçti.
Artık projenize bile değil, uygulamanızın getirisine bakılıyor dünyada...
Bu açılardan bakınca ana devam yolu;
TÜRKİYE'YE BU SEÇİMLERİN NASIL YANSIYACAĞI, NEREDE OLACAĞI, GELECEĞİNİ NASIL PLANLAYACAĞI ve YOLUNA NASIL DEVAM EDECEĞİ KONULARI ÖNEMLİDİR.
Toplumun bu fikirleri tartışması en akla yakın olan mantıklı devam yoludur.
Hala kişileri tartışmak (??) devam yolu olmalı.
Fikriniz nedir, fikriniz?
...
Bunu duymalıyız!
Beş yazı yazıp ta hala bir fikir ortaya koyamamanın izahını bulamıyorum.
Konuya ülke satrancımızın geleceği açısından yapılan değerlendirmeler ışık tutucu olacaktır.
Kamuoyuna saygılarımla...
Eğer TSF düşündüğünüz gibi başkanlık divanında yer almak için bastırmışsa ki olabilir, o zaman bunun için mutlaka sebepleri olmalıdır.
Ve düşündüğünüz gibiyse eğer bunu çok kararlı ve cesur bir adım olarak görüyorum.
Meslek hayatında yöneticilik yapanlar bilir ki, karar mekanizmalarına yakın olmak her zaman avantajdır. Yakınlığı atmosferin içinde olmak diye algıladığımı belirtmeliyim. Geleceğini ciddi planlayan yaklaşımın bir parçasıdır.
Eğer paye almaksa, ne gibi bir paye kazanabilirsiniz ki?
Ya da eğer ticari beklentiler varsa, o zaman bu gelişmenin dışında kalmanın ne kadar mantıklı olup olmadığı tartışılır.
Eğer ülke çıkarlarıysa ki bunu tamamen destekliyorum, o zaman herkesin bu konuda olumlu-olumsuz fikirleri, tartışmaya ve geleceğe ışık tutar.
Bu konunun açılmasını sadece bu açıdan olumlu bulurum.
Ben Türkiye'den sn. TULAY dışında bir adayın FİDE seçimlerinde göreve getirileceğini tahmin ediyordum.
Kişiyi, seçilip seçilmemeyi, atanıp atanmamayı, kelime anlamında yok seçildi -seçilmedi, Deputy President idi-değildi, görev yetki beklerdi- beklemezdi...
Bunları konuşmak ne kazandırır ki?
Boş hamle bile değil!
Boş hamlenin bile bir getirisi olabiliyor.
Bu devirler geçti.
Artık projenize bile değil, uygulamanızın getirisine bakılıyor dünyada...
Bu açılardan bakınca ana devam yolu;
TÜRKİYE'YE BU SEÇİMLERİN NASIL YANSIYACAĞI, NEREDE OLACAĞI, GELECEĞİNİ NASIL PLANLAYACAĞI ve YOLUNA NASIL DEVAM EDECEĞİ KONULARI ÖNEMLİDİR.
Toplumun bu fikirleri tartışması en akla yakın olan mantıklı devam yoludur.
Hala kişileri tartışmak (??) devam yolu olmalı.
Fikriniz nedir, fikriniz?
...
Bunu duymalıyız!
Beş yazı yazıp ta hala bir fikir ortaya koyamamanın izahını bulamıyorum.
Konuya ülke satrancımızın geleceği açısından yapılan değerlendirmeler ışık tutucu olacaktır.
Kamuoyuna saygılarımla...
- MATRANÇ -