28-08-2014, 01:06
İşin hukuki, özellikle genel hukuk bilgisi haricinde teknik hukuk bilgisi de isteyen kısımları tahmin ediyorum ki burayı okuyan bir çok kişiyi sıkıyordur ve gereksiz buluyorlardır. Mümkün olduğunca hukuki terimlerden uzak yazmaya çalışıyorum. Hiç yazmamak da bir seçenek ama benim öngörüm bu konuların (doping ve şike) satranç açısından orta vadede çok ciddi olarak gündeme geleceği yönünde. O yüzden ileride bu fikir alışverişlerinin bir kenarda durmasının faydasını görebiliriz diye düşünüyorum. Yoksa konunun çok dağılmasından benim alanım olmasına rağmen ben bile rahatsızlık duymaya başladım.
Erşan Bey, sizin mesajınıza cevabım aslında genel bir cevap içermekte. FB ve şike konusu gündeme gelince insanların nasıl kandırıldığını, gerçeklerin nasıl gizlendiğini yakınen bilen birisi olarak işin doğrusunu yazmadan edemiyorum. O kadar tape hukuka uygun elde edilmediği gerekçesiyle yeniden yargılamada dikkate alınmayacak ve beraat kararları çıkacak olursa bu durumun "Şike Yapılmamıştır" diye yansıtılacağını da düşünüyorum. O sebeple yazmadan duramıyorum. Kişisel algılamayın.
Değindiğiniz çok güzel bir nokta var. 2011 yılında başlayan süreçte 2 senede bir karar çıktı, 3 senede CAS kararını verdi, İFM'den daha karar bile yok. Daha fazla detaya girip konuyu iyici dağıtmadan şunu söyleyeyim, kırmızı kart cezası için 1 sonraki maça kadar karar verilir, takımın avrupa ligine katılması için bir sonraki sezona kadar. Çünkü temmuz-ağustosta karar verilmedikten sonra ekimde karar vermenin de bir manası yoktur. Detaylar için özel mesaj kullanabiliriz.
Aşkın Bey,
TSF'nin yarışma takviminde yer alan bir turnuvada yabancı sporcunun telefonu çaldığında nasıl ki hakem hükmen kayıp verecekse, bu durumda da TSF'nin mevzuatı işletilebilir. Şikeden örnek vermek gerekirse Emenike için yerel mevzuat işletildi.
Arada bir fark var. Turnuva ter seferlik bir olgu. Yabancı oyuncuya ilişkin başlatılacak disiplin soruşturmasında canı isteyip de savunma yazısı yazarsa, hatta savunma yazısında "Size ne, yaptıysam ben şike yaptım" bile yazsa bu sporcu bir daha Türkiye'ye gelmediği sürece kendisine uygulanacak yaptırım fiilen bir işe yaramaz. O noktada FIDE'nin desteği gerekir dediğiniz gibi. Ama bu TSF'nin bir yaptırım gücü olmadığı anlamına gelmez. Sadece yaptırımın hayata geçirilmesi noktasında bir iş birliği gerekir. Hatta bunu bir nevi "evrensellik" olarak da tanımlayabiliriz.
Hatay'da düzenlenen kadınlar turnuvasını, bu turnuvada açık mektup yazan sporcuları ve bu sporcular ülkemizde bir takıma geldiğinde başlatılan disiplin soruşturmalarını hatırlayın. Ki orada (TSF'ye göre disiplin soruşturmasını gerektiren) eylemin TSF organizasyonunda değil, uluslararası bir organizasyonda yapıldığını da dikkate alalım. Bu örnek bile çok tazeyken, senin ülkende, özel de olsa senin federasyonunun yarışma takviminde yer alan bir turnuvada yapılan bu eylem için disiplin soruşturması başlatmak mümkündür.
Diğer sorunuza gelince, evet Spor Hukuku evrenseldir. Bu evrensellik ne anlama gelmektedir bunu iyi yorumlamak gerekir. Evrensel ve sizin deyişinizle bir tane olması her ülkede her eyleme aynı yaptırım uygulanır anlamında değildir. Bir federasyonun mevzuatına göre şike için bir alt lige düşürme cezası uygulanırken, başka ülkenin federasyonu bir alt lige düşürme ve şike yapılan maç sayısı kadar puan silme cezası uygulayabilir. Evrensellik ise çok basite indirgenmiş şekliyle şikenin her federasyon için disiplin ihlali olmasıdır.
Sorunuza "kural olarak" (hukuk dilinde kural olarak demek, istisnaları vardır demektir) evet diyebilirim. TFF, GS-FB Süper Kupa finalini Almanya'da oynatsa ve bu maçta bir oyuncu şike yapsa Almanya Futbol Federasyonu soruşturma yapıp ceza verebilir anlamı çıkmamalıdır bu "evet"ten. Paris'te oynanan Real Madrid - Manchester United Şampiyonlar Ligi maçında yapılacak bir şikeye Fransa (Spor Hukuku açısından) ceza veremeyecektir çünkü bu bir UEFA organizasyonudur. İstisnalar çoğaltılabilmekle, "kural olarak" evet. Burada yerden (ülkeden) çok, organizatörü dikkate almak gerekir ve bu "kural olarak evet"in sebebi de genelde organizatörlerin organizasyonları kendi ülkelerinde yapmalarıdır.
http://istanbulopen.tsf.org.tr/images/st...14_eng.pdf İstanbul Open'ın İngilizce yönergesi bu linkte mevcut. "1- General Issues" kısmında “FIDE Laws of Chess” and “Turkish Chess Federation- Competition Rulings” are valid for the tournament ." yazıyor. Türkçe yönergede ise "FIDE ve TSF Satranç Yarışmaları Yarışma Prosedürü hükümleri geçerlidir." Prosedür ise Türk-yabancı ayrımı yapmamaktadır.
Bizdeki uygulamalar çağın gerisinde demişsiniz. Maalesef haklısınız. Sadece satranç için değil. Sporda şiddetin önlenmesi açısından İngiltere'nin 40, Avrupa Birliği'nin 30 sene gerisindeyiz. Çağın gerisinde olmanın sebebi de, çağın hızlı ilerlemesi. Disiplin Talimatı hazırlanırken muhtemelen en küçük bilgisayar 2-3 kilo ve cebe sığmayacak kadar büyüktü ve sadece satrançtan para kazanan kişilerin almasının zor olduğu bir değerdeydi. Şimdi ise o bilgisayardan çok daha kuvvetli bir elektronik cihaz herkesin cebinde. FIDE bile telefonla ilgili kuralı 2014 Temmuz ayında koydu. (yürürlüğe soktu) Disiplin Talimatı artık çağa uygun bir şekle getirilmelidir.
Erşan Bey, sizin mesajınıza cevabım aslında genel bir cevap içermekte. FB ve şike konusu gündeme gelince insanların nasıl kandırıldığını, gerçeklerin nasıl gizlendiğini yakınen bilen birisi olarak işin doğrusunu yazmadan edemiyorum. O kadar tape hukuka uygun elde edilmediği gerekçesiyle yeniden yargılamada dikkate alınmayacak ve beraat kararları çıkacak olursa bu durumun "Şike Yapılmamıştır" diye yansıtılacağını da düşünüyorum. O sebeple yazmadan duramıyorum. Kişisel algılamayın.
Değindiğiniz çok güzel bir nokta var. 2011 yılında başlayan süreçte 2 senede bir karar çıktı, 3 senede CAS kararını verdi, İFM'den daha karar bile yok. Daha fazla detaya girip konuyu iyici dağıtmadan şunu söyleyeyim, kırmızı kart cezası için 1 sonraki maça kadar karar verilir, takımın avrupa ligine katılması için bir sonraki sezona kadar. Çünkü temmuz-ağustosta karar verilmedikten sonra ekimde karar vermenin de bir manası yoktur. Detaylar için özel mesaj kullanabiliriz.
Aşkın Bey,
TSF'nin yarışma takviminde yer alan bir turnuvada yabancı sporcunun telefonu çaldığında nasıl ki hakem hükmen kayıp verecekse, bu durumda da TSF'nin mevzuatı işletilebilir. Şikeden örnek vermek gerekirse Emenike için yerel mevzuat işletildi.
Arada bir fark var. Turnuva ter seferlik bir olgu. Yabancı oyuncuya ilişkin başlatılacak disiplin soruşturmasında canı isteyip de savunma yazısı yazarsa, hatta savunma yazısında "Size ne, yaptıysam ben şike yaptım" bile yazsa bu sporcu bir daha Türkiye'ye gelmediği sürece kendisine uygulanacak yaptırım fiilen bir işe yaramaz. O noktada FIDE'nin desteği gerekir dediğiniz gibi. Ama bu TSF'nin bir yaptırım gücü olmadığı anlamına gelmez. Sadece yaptırımın hayata geçirilmesi noktasında bir iş birliği gerekir. Hatta bunu bir nevi "evrensellik" olarak da tanımlayabiliriz.
Hatay'da düzenlenen kadınlar turnuvasını, bu turnuvada açık mektup yazan sporcuları ve bu sporcular ülkemizde bir takıma geldiğinde başlatılan disiplin soruşturmalarını hatırlayın. Ki orada (TSF'ye göre disiplin soruşturmasını gerektiren) eylemin TSF organizasyonunda değil, uluslararası bir organizasyonda yapıldığını da dikkate alalım. Bu örnek bile çok tazeyken, senin ülkende, özel de olsa senin federasyonunun yarışma takviminde yer alan bir turnuvada yapılan bu eylem için disiplin soruşturması başlatmak mümkündür.
Diğer sorunuza gelince, evet Spor Hukuku evrenseldir. Bu evrensellik ne anlama gelmektedir bunu iyi yorumlamak gerekir. Evrensel ve sizin deyişinizle bir tane olması her ülkede her eyleme aynı yaptırım uygulanır anlamında değildir. Bir federasyonun mevzuatına göre şike için bir alt lige düşürme cezası uygulanırken, başka ülkenin federasyonu bir alt lige düşürme ve şike yapılan maç sayısı kadar puan silme cezası uygulayabilir. Evrensellik ise çok basite indirgenmiş şekliyle şikenin her federasyon için disiplin ihlali olmasıdır.
Sorunuza "kural olarak" (hukuk dilinde kural olarak demek, istisnaları vardır demektir) evet diyebilirim. TFF, GS-FB Süper Kupa finalini Almanya'da oynatsa ve bu maçta bir oyuncu şike yapsa Almanya Futbol Federasyonu soruşturma yapıp ceza verebilir anlamı çıkmamalıdır bu "evet"ten. Paris'te oynanan Real Madrid - Manchester United Şampiyonlar Ligi maçında yapılacak bir şikeye Fransa (Spor Hukuku açısından) ceza veremeyecektir çünkü bu bir UEFA organizasyonudur. İstisnalar çoğaltılabilmekle, "kural olarak" evet. Burada yerden (ülkeden) çok, organizatörü dikkate almak gerekir ve bu "kural olarak evet"in sebebi de genelde organizatörlerin organizasyonları kendi ülkelerinde yapmalarıdır.
http://istanbulopen.tsf.org.tr/images/st...14_eng.pdf İstanbul Open'ın İngilizce yönergesi bu linkte mevcut. "1- General Issues" kısmında “FIDE Laws of Chess” and “Turkish Chess Federation- Competition Rulings” are valid for the tournament ." yazıyor. Türkçe yönergede ise "FIDE ve TSF Satranç Yarışmaları Yarışma Prosedürü hükümleri geçerlidir." Prosedür ise Türk-yabancı ayrımı yapmamaktadır.
Bizdeki uygulamalar çağın gerisinde demişsiniz. Maalesef haklısınız. Sadece satranç için değil. Sporda şiddetin önlenmesi açısından İngiltere'nin 40, Avrupa Birliği'nin 30 sene gerisindeyiz. Çağın gerisinde olmanın sebebi de, çağın hızlı ilerlemesi. Disiplin Talimatı hazırlanırken muhtemelen en küçük bilgisayar 2-3 kilo ve cebe sığmayacak kadar büyüktü ve sadece satrançtan para kazanan kişilerin almasının zor olduğu bir değerdeydi. Şimdi ise o bilgisayardan çok daha kuvvetli bir elektronik cihaz herkesin cebinde. FIDE bile telefonla ilgili kuralı 2014 Temmuz ayında koydu. (yürürlüğe soktu) Disiplin Talimatı artık çağa uygun bir şekle getirilmelidir.