02-09-2014, 21:30
(Son Düzenleme: 02-09-2014, 21:50, Düzenleyen: M.Aşkın TAŞAN.)
Tabi katılmayabilirsiniz.
Ama M. BACHANA için muhtemelen Türkiye kapısı kapandı.
İstanbul'a katılmak istedi sanırım başvuru da yaptı. Ama olmadı.
Olmayacak. Çanakkale de kapandı, Keşan da, İzmir'de.
En azından ben öyle sanıyorum.
Bakın ne yazmış Tutku DİNÇER;
"Yabancı oyuncuya ilişkin başlatılacak disiplin soruşturmasında canı isteyip de savunma yazısı yazarsa, hatta savunma yazısında "Size ne, yaptıysam ben şike yaptım" bile yazsa bu sporcu bir daha Türkiye'ye gelmediği sürece kendisine uygulanacak yaptırım fiilen bir işe yaramaz. O noktada FIDE'nin desteği gerekir dediğiniz gibi. Ama bu TSF'nin bir yaptırım gücü olmadığı anlamına gelmez. Sadece yaptırımın hayata geçirilmesi noktasında bir iş birliği gerekir. Hatta bunu bir nevi "evrensellik" olarak da tanımlayabiliriz."
Çok güzel ve akılcı...
Ama;
1- Bu savunma yazısını kim,nerede, ne zaman,hangi koşulda yazacak?
2- FIDE, hangi" tespit edilmiş" olay üzerine harekete geçecek acaba?
3- Yarışmalar anında hiçbir itiraz dilekçesi, şikayet, ihbar gelmemişken; şahitlerin de olduğu bu görüşmede bir tespit yapılmış. Hukuken bunun bir anlamı olsa gerek.
4- M. BACHANA böyle bir ifade vermeden de gidebilirdi, öyle değil mi?
Bu yaşananların hukuksal karşılığı olmalıdır.
Olaya ister sponsor, ister spor etiği ya da spor hukuku, hangi açıdan bakarsanız bakın kabul edilmezdir!
TSF bildiğim kadarıyla kendi başına bir ceza veremiyor. Yabancı uyruklu ve yabancı lisanslı bir oyuncudur.
Ama disiplin ve FIDE süreci nasıl işler, bilemem. Kurumsal boyuttadır.
Benim çıkışım bireysel...
Olay Çanakkale' de gelişti ve tanıktım. Önceleri gözlemci raporu ya da organizasyon deklarasyonu bekledim.
Olmadı!
Duyarsız kalamadım.
Kocaeli'de yakaladım, davet ettim.
Olay PAPA - AĞCA benzetmesiyle çok alakasız.
Benim amaçlarım çok başka.
Bu olaylarda ülkece suskun kalmayı kabul edemem.
Sonu nereye varırsa...
...
Tek şikayet yok!
Ne bir ihbar, ne bir rapor ne bir tutanak… Olay gözlemci raporunda da yok sanırım.
Bunun bir yazılı olsa da olmasa da yaptırımı olmalıdır.
Ve olay bizim ülkemizde ardı ardına iki kez tekrarlanıyor. Belki İstanbul’u, İzmir’i kurtardık…
Ama en azından bir duruş sergilenmelidir.
Ceza verme sevdasında değilim. Çok gerekmedikçe de düşünmem bile.
Benim kazancım oyuncudan yana. Ama tabi bu oyuncu BACHANA değil!
Bizim oyuncularımız…
Bu konuda aynı düzlemden bakmanızı isterdim.
SELAMLAR...
Ama M. BACHANA için muhtemelen Türkiye kapısı kapandı.
İstanbul'a katılmak istedi sanırım başvuru da yaptı. Ama olmadı.
Olmayacak. Çanakkale de kapandı, Keşan da, İzmir'de.
En azından ben öyle sanıyorum.
Bakın ne yazmış Tutku DİNÇER;
"Yabancı oyuncuya ilişkin başlatılacak disiplin soruşturmasında canı isteyip de savunma yazısı yazarsa, hatta savunma yazısında "Size ne, yaptıysam ben şike yaptım" bile yazsa bu sporcu bir daha Türkiye'ye gelmediği sürece kendisine uygulanacak yaptırım fiilen bir işe yaramaz. O noktada FIDE'nin desteği gerekir dediğiniz gibi. Ama bu TSF'nin bir yaptırım gücü olmadığı anlamına gelmez. Sadece yaptırımın hayata geçirilmesi noktasında bir iş birliği gerekir. Hatta bunu bir nevi "evrensellik" olarak da tanımlayabiliriz."
Çok güzel ve akılcı...
Ama;
1- Bu savunma yazısını kim,nerede, ne zaman,hangi koşulda yazacak?
2- FIDE, hangi" tespit edilmiş" olay üzerine harekete geçecek acaba?
3- Yarışmalar anında hiçbir itiraz dilekçesi, şikayet, ihbar gelmemişken; şahitlerin de olduğu bu görüşmede bir tespit yapılmış. Hukuken bunun bir anlamı olsa gerek.
4- M. BACHANA böyle bir ifade vermeden de gidebilirdi, öyle değil mi?
Bu yaşananların hukuksal karşılığı olmalıdır.
Olaya ister sponsor, ister spor etiği ya da spor hukuku, hangi açıdan bakarsanız bakın kabul edilmezdir!
TSF bildiğim kadarıyla kendi başına bir ceza veremiyor. Yabancı uyruklu ve yabancı lisanslı bir oyuncudur.
Ama disiplin ve FIDE süreci nasıl işler, bilemem. Kurumsal boyuttadır.
Benim çıkışım bireysel...
Olay Çanakkale' de gelişti ve tanıktım. Önceleri gözlemci raporu ya da organizasyon deklarasyonu bekledim.
Olmadı!
Duyarsız kalamadım.
Kocaeli'de yakaladım, davet ettim.
Olay PAPA - AĞCA benzetmesiyle çok alakasız.
Benim amaçlarım çok başka.
Bu olaylarda ülkece suskun kalmayı kabul edemem.
Sonu nereye varırsa...
...
Tek şikayet yok!
Ne bir ihbar, ne bir rapor ne bir tutanak… Olay gözlemci raporunda da yok sanırım.
Bunun bir yazılı olsa da olmasa da yaptırımı olmalıdır.
Ve olay bizim ülkemizde ardı ardına iki kez tekrarlanıyor. Belki İstanbul’u, İzmir’i kurtardık…
Ama en azından bir duruş sergilenmelidir.
Ceza verme sevdasında değilim. Çok gerekmedikçe de düşünmem bile.
Benim kazancım oyuncudan yana. Ama tabi bu oyuncu BACHANA değil!
Bizim oyuncularımız…
Bu konuda aynı düzlemden bakmanızı isterdim.
SELAMLAR...
- MATRANÇ -