11-09-2014, 11:19
(Son Düzenleme: 11-09-2014, 11:47, Düzenleyen: Erşan Gökerman.)
Sayın Dinçer'in verdiği örneklerden satrancın sadece isviçre sistemi ile bireysel oynanan bir oyun olduğu ortaya çıkıyor. Kapalı turnuvalar ne olacak? Gece sivrisinek beni uyutmadı, bu turnuvada 20 elo kaybettim daha fazlasını kaybetmeyeyim diyerek kapalı bir turnuvayı da kafamıza göre terk edebilecek miyiz?
Sürekli başka sporlardan verilen örnekleri anlamakta güçlük çekiyorum. Son zamanlarda çok tenis izlemiyorum ama benim hatırladığım ve sahayı ağlayarak terk eden sporcuların olduğu 3-5 karşılaşma dışında ne zaman tenisçiler istedikleri gibi maç terk etmeye başladılar?
Basketbolda savunma yapmayan takıma basket atmakla, turnuva terk etmek benzer bir şekilde ele alınıp değerlendirilebilir mi? Bundan daha elmayla armut bir durum daha göremiyorum. Bari kazanç durumda vezir yerine at çıkmayı falan örnek verseydiniz.
Birşeylere özenip onlardan örnek verilecekse rakiplerinden 1 saat sonra stadyuma girip yarışı bitiren ama 50 bin kişinin ayakta alkışladığı maraton koşucusu örnek verilsin.
Sporun ortaya çıkış fikri, sponsorlar, reklam, para, unvan, rating, para vs üzerine kurulu değildir. İnsanoğlunun doğayla olan mücadelesinde zihnen ve bedenen daha hazır olması ve gelişmesine öncülük eder. Burada aşılanması gereken temel fikir ne olursa mücadeleye sonuna kadar devam etmek olmalıdır.
Bir turnuvaya girmek aynı zamanda bir sözleşmeyi kabul etmek demektir. Sözleşmeye aykırı davranırsanız bir yaptırımla da karşılaşabilirsiniz. Problem sizin yaptığınız eylemin başkalarına ne kadar zarar verdiği ile ilgilidir.
Satranç pek çok formatta oynananabilen bir oyun. Bir oyuna çıkmamak eleme sistemi bir turnuvada önemsiz olabilecekken, kapalı bir turnuvanın tüm gidişatını ve sağlığını bozacak bir davranıştır. En son İş Bankası Süper Ligine bir takımın turnuva başlamadan katılmayacağını bildirmesi bile büyük zarar vermiş, turnuvanın gidişatını etkilemiştir.
Geçen ay İstanbul'da yapılan bir kapalı turnuvalar serisinde toplam 40 kişi başlayan turnuvalar 25 civarı bir oyuncu sayısıyla tamamlandı.
10 yaşında bir çocuğa, 'Bak evladım İsviçre sistemi turnuvayı yarıda bırakabilirsin ama sakın kapalı turnuvaları yarıda bırakma olur mu? ' diyerek değil, ne şart altında olursa olsun oyuna çıkması gerektiği fikrini öğreterek bir yararımız olur.
Ceza, ikinci planda değerlendirilecek bir konu ve özellikle keyfi hareket etmeyi engelleyici önlemler alınabilir ancak insanoğlu bir toplum olarak birlikte yaşamayı yazılı kurallardan çok yazılı olmayan kurallar sayesinde başarmıştır. Bir satranç turnuvası, maçı veya oyunu sebep olmaksızın ve haber verilmeksizin terk edilemez. Yazılı veya değil, bu bir kuraldır.
Sürekli başka sporlardan verilen örnekleri anlamakta güçlük çekiyorum. Son zamanlarda çok tenis izlemiyorum ama benim hatırladığım ve sahayı ağlayarak terk eden sporcuların olduğu 3-5 karşılaşma dışında ne zaman tenisçiler istedikleri gibi maç terk etmeye başladılar?
Basketbolda savunma yapmayan takıma basket atmakla, turnuva terk etmek benzer bir şekilde ele alınıp değerlendirilebilir mi? Bundan daha elmayla armut bir durum daha göremiyorum. Bari kazanç durumda vezir yerine at çıkmayı falan örnek verseydiniz.
Birşeylere özenip onlardan örnek verilecekse rakiplerinden 1 saat sonra stadyuma girip yarışı bitiren ama 50 bin kişinin ayakta alkışladığı maraton koşucusu örnek verilsin.
Sporun ortaya çıkış fikri, sponsorlar, reklam, para, unvan, rating, para vs üzerine kurulu değildir. İnsanoğlunun doğayla olan mücadelesinde zihnen ve bedenen daha hazır olması ve gelişmesine öncülük eder. Burada aşılanması gereken temel fikir ne olursa mücadeleye sonuna kadar devam etmek olmalıdır.
Bir turnuvaya girmek aynı zamanda bir sözleşmeyi kabul etmek demektir. Sözleşmeye aykırı davranırsanız bir yaptırımla da karşılaşabilirsiniz. Problem sizin yaptığınız eylemin başkalarına ne kadar zarar verdiği ile ilgilidir.
Satranç pek çok formatta oynananabilen bir oyun. Bir oyuna çıkmamak eleme sistemi bir turnuvada önemsiz olabilecekken, kapalı bir turnuvanın tüm gidişatını ve sağlığını bozacak bir davranıştır. En son İş Bankası Süper Ligine bir takımın turnuva başlamadan katılmayacağını bildirmesi bile büyük zarar vermiş, turnuvanın gidişatını etkilemiştir.
Geçen ay İstanbul'da yapılan bir kapalı turnuvalar serisinde toplam 40 kişi başlayan turnuvalar 25 civarı bir oyuncu sayısıyla tamamlandı.
10 yaşında bir çocuğa, 'Bak evladım İsviçre sistemi turnuvayı yarıda bırakabilirsin ama sakın kapalı turnuvaları yarıda bırakma olur mu? ' diyerek değil, ne şart altında olursa olsun oyuna çıkması gerektiği fikrini öğreterek bir yararımız olur.
Ceza, ikinci planda değerlendirilecek bir konu ve özellikle keyfi hareket etmeyi engelleyici önlemler alınabilir ancak insanoğlu bir toplum olarak birlikte yaşamayı yazılı kurallardan çok yazılı olmayan kurallar sayesinde başarmıştır. Bir satranç turnuvası, maçı veya oyunu sebep olmaksızın ve haber verilmeksizin terk edilemez. Yazılı veya değil, bu bir kuraldır.