20-09-2014, 12:50
Diğer amatör spor federasyonlarından örnek vermek gerekirse, TBF yeni değişikliklerle mazeretsiz olarak 1 maça dahi çıkmayan takımı bir alt lige düşüren bir düzenleme getiriyor. Bırakın turnuvayı yarım bırakmak, tek maça çıkmamaktan söz ediyoruz. Nedir peki bunun gerekçesi?
Galatasaray "17 Haziran Duruşu" adı altında bir tepki koyarak kazananın şampiyon olacağı erkekler basketbol ligi final serisi son maçına çıkmamıştı. Bunun gerekçeleri olarak ise başta adı şike sürecinde geçen ve tapelerde rakip takım idarecisine "Herşey kontrol altında" dediği ortaya çıkan bir hakemin bu denli önemli bir final maçına atanması ve bir takım çifte standart uygulamaların yapılmasıydı.
Galatasaray'ın bu duruşu sonrası şike döneminde çok az gündeme gelen basketbol tapesi ve bir takım başka sıkıntılar bir anda Türkiye'nin gündemini oluşturdu ve spor medyasının yayınlarına haftalarca konu oldu. Galatasaray'ın şaibeli olduğu düşündüğü hakemin final maçına atanması, A Milli Basketbol Takımı Başantrenörünün "Can güvenliğimiz yok!" diyecek noktaya geldiği bir "skandal" bir anda 100.000lerin konusu olmaktan çıkıp, milyonların 1. numaralı gündemi haline geldi.
Bunun neticesinde, Galatasaray yada başka bir büyük kulübün maça çıkmayarak yapılan "skandal" uygulamaları milyonların gündemine getirememesi için TBF böyle bir uygulamaya geçiyor.
TSF ile kıyaslayınca, Aşkın Bey'in önerisi de aynı TBF'nin yaptığı değişiklik gibi bir "skandal" sonrası ortaya atıldı. Şike yaptığını itiraf ettiğini söylediği Gürcü sporcunun turnuvaların sor turlarına girmemesi gibi bir "skandal" üzerine böyle bir öneriyi ortaya attı.
Evet, bu iş hep böyledir; birileri açıkları bulup değerlendirir ve bu açıklar maalesef bu sayede görülüp kapatılır. Özellikle de durum "skandal" boyutuna ulaşmışsa.
Tabii bir de skandalların başka boyutu vardır: Skandalı kimin yaptığı! Eğer bir milletvekili yakını, bir turnuvaya 4. turda turnuvayı bırakmış başkasının yerine girmek istiyorsa, bunun için Ankara'dan telefon geliyor ve başhakem o çocuğu turnuvaya almak durumunda kalıyorsa, ardından bu çocuk o gün hevesini alıp, ertesi gün 7. turdan itibaren oynamıyorsa bu konuşulmaması gereken bir skandaldır, çünkü telefon Ankara'dan gelmiştir. Zaten Ankara'daki büyüklerine "saygılı" üyeler bu konuda ya usulen 1 kelam edip, bir daha ağzını açmaz, yada konuyu farklı boyutlara çekmeye çalışır görev icabı...
Galatasaray "17 Haziran Duruşu" adı altında bir tepki koyarak kazananın şampiyon olacağı erkekler basketbol ligi final serisi son maçına çıkmamıştı. Bunun gerekçeleri olarak ise başta adı şike sürecinde geçen ve tapelerde rakip takım idarecisine "Herşey kontrol altında" dediği ortaya çıkan bir hakemin bu denli önemli bir final maçına atanması ve bir takım çifte standart uygulamaların yapılmasıydı.
Galatasaray'ın bu duruşu sonrası şike döneminde çok az gündeme gelen basketbol tapesi ve bir takım başka sıkıntılar bir anda Türkiye'nin gündemini oluşturdu ve spor medyasının yayınlarına haftalarca konu oldu. Galatasaray'ın şaibeli olduğu düşündüğü hakemin final maçına atanması, A Milli Basketbol Takımı Başantrenörünün "Can güvenliğimiz yok!" diyecek noktaya geldiği bir "skandal" bir anda 100.000lerin konusu olmaktan çıkıp, milyonların 1. numaralı gündemi haline geldi.
Bunun neticesinde, Galatasaray yada başka bir büyük kulübün maça çıkmayarak yapılan "skandal" uygulamaları milyonların gündemine getirememesi için TBF böyle bir uygulamaya geçiyor.
TSF ile kıyaslayınca, Aşkın Bey'in önerisi de aynı TBF'nin yaptığı değişiklik gibi bir "skandal" sonrası ortaya atıldı. Şike yaptığını itiraf ettiğini söylediği Gürcü sporcunun turnuvaların sor turlarına girmemesi gibi bir "skandal" üzerine böyle bir öneriyi ortaya attı.
Evet, bu iş hep böyledir; birileri açıkları bulup değerlendirir ve bu açıklar maalesef bu sayede görülüp kapatılır. Özellikle de durum "skandal" boyutuna ulaşmışsa.
Tabii bir de skandalların başka boyutu vardır: Skandalı kimin yaptığı! Eğer bir milletvekili yakını, bir turnuvaya 4. turda turnuvayı bırakmış başkasının yerine girmek istiyorsa, bunun için Ankara'dan telefon geliyor ve başhakem o çocuğu turnuvaya almak durumunda kalıyorsa, ardından bu çocuk o gün hevesini alıp, ertesi gün 7. turdan itibaren oynamıyorsa bu konuşulmaması gereken bir skandaldır, çünkü telefon Ankara'dan gelmiştir. Zaten Ankara'daki büyüklerine "saygılı" üyeler bu konuda ya usulen 1 kelam edip, bir daha ağzını açmaz, yada konuyu farklı boyutlara çekmeye çalışır görev icabı...