16-10-2014, 10:32
(15-10-2014, 23:38)Tutku Dinçer Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Alkın Bey, bir arkadaşımız size sormamı rica etti:
Niye seçim öncesi hiç yazmazken, federasyon kurullarında görev aldığı seçimin hemen sonrasında en çok mesaj atan üye oldunuz?
Tutku Bey merhaba,
Sorunuzun bana yöneltildiğini düşünerek cevap vermek isterim.
Öncelikle sizden ricada bulunan arkadaşımız forum üyesi midir? Öyle olduğunu düşünüyorum. Bu soruyu sorması için forumu takip ediyor olmalıdır.
Şunun için sordum. Öncelikle benim ilk mesajıma ve tarihine bakmalıdır.
“IŞIKLAR SÖNMESİN ( 05-11-2012, 23:05)
Satrancın ülkemizin bugünü ve aydınlık geleceğine verdiği ışık çok önemli. Bu meşaleyi kim taşırsa taşısın destek olunmalı. Medenice ve saygınlık ölçütlerine içtenlikle uyarak yarışan her iki ekibi de takdirle izledim. Yeni yönetimi kutlar, bu çok zorlu yolculuklarında başarılar dilerim.”
Bu mesajı bana henüz kurul görevi teklifi yapılmadan birkaç gün önce yazmıştım.
Öncelikli amacım daha önceki forumu izlemiş ve karşılıklı atışmaları ve seviyesini beğenmemiştim. Haklılık payı yok değildi ancak üslup giderek seviyeyi ve okunabilirliliği düşürmekteydi.
Ayrıca bir önceki foruma göre yapılmayanı yapabilmek amacımda vardı. Yani satranç için birlik. Kazananı ve kaybedeniyle de... Ben seçim kaybeden arkadaşlarımla da çalıştım.
Ama hep satrançtan yana oldum.
Bu amaçla arada bir köprü kurma görevi üstlendim kendimce. Yerinde ve yapıcı eleştirileri not alarak dikkatlere sunmak, olumlu ve çözümden yana önerileri de mutlaka YK toplantılarının gündemine taşımak, takip etmek, sonuçlarından ve gelişmelerden toplumu bilgilendirebilmek.
Bu ne ajanlıktır, ne de kurum sözcülüğüdür. Ama bana bir yakıştırma yapıldı. Bu asılsız ve temelsizdir.
Bakın TSF Sözcülüğü başkalarının uydurduğu gibi kişinin kendi kararıyla, kendi kendini görevlendirmesiyle olmaz. Resmen ve yazıyla bir görevlendirme yapılır ve tüzel kişilik kazanır. Hukukçu arkadaşlarımız bunu iyi bilirler.
Eğer dedikleri gibi ben resmi sözcüsü olsaydım, basın ve halkla ilişkiler kurulunda ve alt üyelerim de olurdu. Görev yazım da olurdu. Kurul üyelikleri gibi topluma ilan edilirdi.
Öyle olsaydı yolu var değil mi? Alırsınız bir rumuz (örneğin: ARSEN LÜPEN) başlarsınız yazmaya. Böylece sizin kim olduğunuzu belli kişiler bilir.
Sonra bu saklanacak bir şey de değil ki! Bu alanda benden çok daha yetkin satranççı arkadaşlar da varken.
Bir Sabri KOÇAK’IN kendi fikirlerini mi yazdığını düşünürsünüz, TSF savunuculuğu yaptığını mı? Bence O’ da satrançtan yana yazıyor.
Ama ben çok yazıyorum, bu benim tercihim. Zaman da buluyorum. Ama bu kadar da yazmamalıyım belki, doğrudur!
Bakın o yakın tarihlerde bir başka yazımda da ne yazmışım;
“Denemek yok, yap! (07-11-2012, 01:11)
Seçim sonrası yapılan şekil olarak klasik ve usulden gözüken sn. Ali Nihat YAZICI ve sn. Cengiz KELEŞ in konuşmalarında içerik olarak samimiyet izlenimi aldığımı her ikisini de tanıyan ve zamanında aynı ekipde çalışmış biri olarak belirtmeliyim. Bu benim izlenimim, arzum ve umudum. Söz konusu kişilerin 12 yıl önce aynı yöne bakış açıları farklı bile olsa aynı enerji ve özveriyle koşuşmalarına tanık oldum. Bugün de aynı arzuyu kendilerinde gördüğümü belirtebilirim. Hatta yazısını yeni okuduğum sn. H.Salih ACAR da benzer fikirler ortaya koymakta. Böylesi yakışırdı zaten.
Tebrik ediyorum.
Bu gelişmeler umut verici gibi değil mi Cemil hocem...
Belki yeni yönetim başka bir ilki gerçekleştirip,yepyeni bir yapılanma sürecini yaşatacak bizlere. BELKİ CESARET SAHİBİ TEK ADAM -Gülkız TULAY-NİTELİKLİ ÇOĞUNLUĞU YARATACAK...
Karşıdan atıp, saymadıklarımız bizi çoğaltır mı?
ASIL KARŞIDAKİNE DE ELİMİZİ UZATIP ONU KAZANMAK BİZİ GÜÇLÜ, KARARLI VE ÖRNEK BİR TOPLUM YAPMAZ MI?
Ortak noktalarda buluşmak demek ORTAK AKILIN ORTAYA KONMASI DEĞİL MİDİR?
Ahlakın temelinde ÖZGÜRLÜK yatar. Sn Gülkız Hanımın özgür iradesiyle yerinde ve zamanında elbette danışarak en makul ve yapılabilir kararları alacağından eminim.
Sayın Gülkız Hanım, düşünmek kolay yapmak zordur!
En zoru, düşünüleni yapabilmektir.
GEREĞİNE İNANDIĞINIZ BİR ŞEYİ HEMEN YAPINIZ. BAŞKALARI NE DERLERSE DESİNLER ALDIRIŞ ETMEYİNİZ. KAZANIRSINIZ! -K.ATATÜRK—
Bu göreve talip olmak zaten başarının kendisidir.
YOLUNUZ AÇIK OLSUN!!
“Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret edemeyince insan okyanusu keşfedemezdi.”
Yazım burada bitmiş.
...
Benim hakkımda lütfen herkes kendi kararını versin. Başkalarının aklı kendilerine kalsın. Başkalarının yerine yanılmış olmayı kabul edebilir misiniz?
Selam ve saygılarımla…
- MATRANÇ -