22-10-2014, 17:20
siyasi iradenin satrancı ve diğer federasyonları kontrol altına alma isteğini yadırgamamalıyız. her branştaki başarı aynı zamanda siyasi iradenin başarısıdır. yani siyasi irade satrançta en azından bizler kadar başarı arzular. yeni statü en azından kulüp üyesi olmayanların delege olmasının önünü kesmiştir. genel kurulda delege olmak isteyenler şimdiden kendilerine bir kulüp bulmalıdırlar.
satranççı siyasetin içinde olmamalıdır . satranç siyaseti geliştirmelidir . öncelikle kendisini tanımlamalıdır . burada yazan herkesin bir takıntısı olduğu malumdur . benimde takıntım satranççı kendini tanımlayamamamıştır. +1800 olan kişi satranççıdır . türk satrancının kurucusu sayılan selim palavan ın talebeleri , onların talebeleri, onun talebeleri ve onun talebeleri satranççıdır . diğerleri kahve satranççısıdır raitingleri ne olursa olsun eğer selim palavan ın talebelerinin talebelerinden ders almamışsa satranç mantalitesi hiç bir zaman en üst seviyeye çıkamaz. yönetici olamaz . doğunun , Erzurum un van ın köylerinde hemde kadın, çok satranççı vardır ki; raitingleri 2000 in altında değildir . aslolan , satranççıların açtığı kulüplerin bir satranç akademisine dönüşmesini sağlamaktır. geleceğin satranç yöneticileri oralardan yetişmelidir .
olimpiyat komitesi üyelerinin satranç genel kurulunda işi ne , gibi yaklaşımlarımız bize zaman kaybettirir. türkiye de futbol federasyonu başkanı haluk Ulusoy un devrilmesinden bu yana fiili olarak özerklik bitmişti. belki şu an resmen bitti . yinede olanla yetinmek zorundayız. satranççı bir yönetim nasıl oluşturabiliriz onun çabasına girmeliyiz.
bu konuda önümüzde iki seçenek var .
1: ya siyasetle çok iyi geçineceğiz, siyasi iradenin kabul edeceği bir satranççı yönetimini siyasete empoze edeceğiz . hangi siyasi parti yönetime gelirse o siyasi görüşten birini destekleyeceğiz.
2: ya da siyasete kendimizi kabul ettireceğiz. yani satranççılar siyasetle uğraşmaz sadece satrançla uğraşır dedirteceğiz.
bence ikinci yol daha mantıklı ve doğrusudur. satranç mantalitesinede uygundur .
bu günkü siyasi iktidar satrancı bir yere götüremez demek son derece yanlıştır. siyasi iradeye muhalefet etmek için satranç siyaseti geliştirilemez.
muzaffer şekerli
muğla datça
satranççı siyasetin içinde olmamalıdır . satranç siyaseti geliştirmelidir . öncelikle kendisini tanımlamalıdır . burada yazan herkesin bir takıntısı olduğu malumdur . benimde takıntım satranççı kendini tanımlayamamamıştır. +1800 olan kişi satranççıdır . türk satrancının kurucusu sayılan selim palavan ın talebeleri , onların talebeleri, onun talebeleri ve onun talebeleri satranççıdır . diğerleri kahve satranççısıdır raitingleri ne olursa olsun eğer selim palavan ın talebelerinin talebelerinden ders almamışsa satranç mantalitesi hiç bir zaman en üst seviyeye çıkamaz. yönetici olamaz . doğunun , Erzurum un van ın köylerinde hemde kadın, çok satranççı vardır ki; raitingleri 2000 in altında değildir . aslolan , satranççıların açtığı kulüplerin bir satranç akademisine dönüşmesini sağlamaktır. geleceğin satranç yöneticileri oralardan yetişmelidir .
olimpiyat komitesi üyelerinin satranç genel kurulunda işi ne , gibi yaklaşımlarımız bize zaman kaybettirir. türkiye de futbol federasyonu başkanı haluk Ulusoy un devrilmesinden bu yana fiili olarak özerklik bitmişti. belki şu an resmen bitti . yinede olanla yetinmek zorundayız. satranççı bir yönetim nasıl oluşturabiliriz onun çabasına girmeliyiz.
bu konuda önümüzde iki seçenek var .
1: ya siyasetle çok iyi geçineceğiz, siyasi iradenin kabul edeceği bir satranççı yönetimini siyasete empoze edeceğiz . hangi siyasi parti yönetime gelirse o siyasi görüşten birini destekleyeceğiz.
2: ya da siyasete kendimizi kabul ettireceğiz. yani satranççılar siyasetle uğraşmaz sadece satrançla uğraşır dedirteceğiz.
bence ikinci yol daha mantıklı ve doğrusudur. satranç mantalitesinede uygundur .
bu günkü siyasi iktidar satrancı bir yere götüremez demek son derece yanlıştır. siyasi iradeye muhalefet etmek için satranç siyaseti geliştirilemez.
muzaffer şekerli
muğla datça