26-10-2014, 19:42
(26-10-2014, 18:43)Mojo Jojo Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Mehmet Ali bey,Sn Mojo Jojo;
Önce son turnuva başarınızdan dolayı kutlarım sizi, daha önce yazacaktım ihmal ettim.
Yazdığımın kulak tırmalayıcı olduğunun farkındayım ama satrancın gelişmesi için yayılması, yayılması için de her fikrin davet edilmesi gereklidir. Fikir bir kere dolaşıma girdikten sonra eleştiriler hatta sert tartışmalar olabilir, ama daha ilk cümlede "bu başlık veya görüş gereksizdir sadece benim konularım konuşulacaktır" üslubunda yazılması önemli bir rahatsızlıktır.
Faşizm kelimesi (daha önceden de yazmıştım) bir düşünceyi fikri yasaklamak değildir, insanları bir fikri söylemeye mecbur etmektir. Satrançta saatin yeri tartışılmaz (benim veteran turnuvası sorunum var, o tartışılabilir); notasyon kağıdı konusu tartışılmaz çünkü daha önemli sorunlar var; orta kesim (yani ben) turnuva bulamıyor; İstanbul Festivali konusu tartışılamaz, asıl sorun yabancılara konaklama verilmesidir (çünkü bana verilmiyor) ve uzar gider.
Ben basit lokal konuların çok daha önemli olduğu görüşündeyim. Keşke son katıldığınız turnuvada gördüklerinizi yazsanız, masalar rahat mıydı, tuvaletler sorun muydu, zamanında başladı mı, eşlendirmeleri okurken ezilme durumları oldu mu, ödüller tatmin edici miydi, geliştirmek için neler yapılabilir? Bu tür sade ve somut konular, o tüzük, yönetmelik, GK yapılanmalarından daha ciddi bence; çünkü bugüne kadar hep dıştan içe gidildi. İçten dışa gidilmesi gerekiyor belki de.
Bu forum bir süredir (Özgür’ün doğru tespit ettiği gibi) sadece idari konuların konuşulduğu bir yer oldu. Oysa biz istediğimiz kadar mevzuatı hatim edelim, 150 delege tarafından seçilen bir yönetimin hikayesi bu. Yarısı 75 eder, 40 kişiyi kurullara dağıtsanız, kalır 35 kişi ve siz 36 kişi elde ettiğinizde, ülke satrancını yönetirsiniz.
Böyle kavramsal ve çözümsüz bir dert varken –ve bunu geçen genel kurul öncesi maalesef sadece ben tespit etmiştim- denetim kuruluna falanca siyasi kurumdan 3, filanca özerk kurumdan 5 kişi atansa ne değişir?
Bir üye oturmuş, önemli gördüğü bir soruyu hem kuralı ile hem video görüntüleri ile gündeme getirmiş. Ama yok, onu tartışmak mekruh, vakit kaybı? E bu davranış baskıcı değil mi? Bunu yazmak mı ayıp?
Öncelikle nazik sözleriniz için teşekkür ederim.
Son katıldığım turnuvalarda gördüğüm sorunlar nedeniyle konu açmayı düşünüyordum doğrusu,madem ki siz konuyu açtınız buradan devam edeyim.Çoğu zaman yaşadığımız sorunlardan olan eşlendirme asılırken ezilme,turların zamanında başlamaması vs. Kartal'da yaşanmadı bu konularda hakemlerin hakkını teslim etmem gerekir.Ayrıca turnuvanın hem açılışında hem ödül töreninde nazik katılımlarını esirgemeyen Özbilen ailesine de buradan teşekkür etmem gerekir.
Görmezden gelinemeyecek bazı sorunlar tabii ki vardır.Nedir bunlar? Örneğin İstanbul'da bir zamanlar Feshane,Moda,Büyükada gibi merkezi ya da turistik yerlerde ciddi turnuvalar yapılırdı.Şu anda turnuvaların ağırlık merkezi kentin çevre ilçelerine doğru kaymıştır ve özellikle çalışan insanlar ve öğrenciler için ulaşım ciddi bir problem oluşturmaktadır. Turnuva yeri seçilirken gördüğüm kadarıyla metrobüs,metro,otobüs gibi toplu ulaşım olanaklarının varlığına dikkat edilmektedir ancak bu sorunları ortadan kaldırmamakta, örneğin Avrupa yakasından Kartal'daki turnuva yerine ulaşmak için metrobüs-metro-dolmuş ya da taksi şeklinde en az 3 vasıta kullanmak gerekmekte ve gece vakti geç saatte oyuncular evlerine dönebilmektedir.
Kartal belediyesi hafta içi günlerde oyunculara çay ve su ikram etme hatta masalara tek tek dağıtma inceliğini gösterdi ancak son dört turun oynandığı hafta sonunda maalesef para karşılığında dahi çay-kahve bulmak mümkün değildi ve biz satranççıların alışkanlıklarına oldukça ters bi durumdu.
Bir diğer sorun ise zaman zaman bu forumda da yazıldığını gördüğümüz tuvalet sorunudur ve herkesin bildiği gibi sadece Kartal'da değil Bahçelievler ve Sarıyer'deki turnuvalarda da rahatsız edici deneyimler yaşattığı olmuştur.
Bu sorunlar karşısında yapılabilecek şeylerden biri turnuvalara katılırken seçmeci davranmak ,mümkünse turnuva yapılacak yeri kayıt yaptırmadan önce gidip görmek olabilir ancak gözlemlediğim kadarıyla bunu yapabilecek kesim satranççıların azınlığını oluşturmaktadır.