01-12-2014, 15:36
(Son Düzenleme: 07-12-2014, 15:15, Düzenleyen: nilüferçınar.)
Aşağıda link'ini verdiğim yazıdaki içeriğe kesinlikle katılmıyorum ama konuyla ilgili bilgi içermesi açısından yerinde olacaktır: http://alinihatyazici.blogspot.com.tr/20...hukuk.html
Yazıdan anlaşıldığı üzere Yazıcı'nın bir girişimi olmuş. "O bir kişi veya iki kişi bu federasyondan, bu ülkeden daha mı büyük ki, kurallarını, hukukunu hiçe sayıyor/sayıyorlar?" Konuyu bu eksende algılamak sorunlu. Sporcu odaklı düşünmeyen spor bürokrasisinin giriş cümlesidir bu.
Atalık: "Yıllardan beri süren bir komedi, camia, teşkilat, basın, ülke derken hiçbir reaksiyon görmediğine göre ..." yazmış. O da biliyor ki bu yanlış. Biliyor diyorum çünkü cezayı 350 bin tirajlı bir gazetenin 700 bin tirajlı hafta sonu ekinde şahsen yazdım. Kişisel husumetimi ben bu yaşım ve "reytingimle" aşabildim, o aşamadı. Benimle ilgili de bir araştırmacı gazetecilik(!) çalışmasına imza attı. Kimi arkadaşlarım benim yaptığımı "büyük eziklik", federasyon yönetimindekiler "yersiz bir objektiflik kaygısı" olarak yorumladı. Onlar da iyi anlayamamışlar işin özünü.
Bu forumu tarafların okuduğunu bilerek tekrar yazıyorum: Adalet herkes içindir. Konu bir kişinin satrancı ne kadar iyi oynadığıyla (1200 de olabilirdi cezayı alan) veya onları sevip-sevmememizle, o kişilerin nasıl karakter sahibi olduklarıyla alakalı değildir. Cezalar hukuki de olabilir, mevcut hukukun gereği olabilir (pozitif-doğal hukuk) ki cezaların başkalarına verilmemiş olması da ayrı bir sorun; ama adil olduğunu göstermez.
Sporcu odaklı bir spor bürokrasisi olmadığı sürece böyle şeyler yaşamaya ve büyük ihtimalle de Olimpiyatlar'da (bizimkini kastetmiyorum) başarısız olmaya devam edeceğiz. Başarısız derkeni potansiyelinin hiçbir zaman gerçekleşmemesini kastediyorum.
Yazıdan anlaşıldığı üzere Yazıcı'nın bir girişimi olmuş. "O bir kişi veya iki kişi bu federasyondan, bu ülkeden daha mı büyük ki, kurallarını, hukukunu hiçe sayıyor/sayıyorlar?" Konuyu bu eksende algılamak sorunlu. Sporcu odaklı düşünmeyen spor bürokrasisinin giriş cümlesidir bu.
Atalık: "Yıllardan beri süren bir komedi, camia, teşkilat, basın, ülke derken hiçbir reaksiyon görmediğine göre ..." yazmış. O da biliyor ki bu yanlış. Biliyor diyorum çünkü cezayı 350 bin tirajlı bir gazetenin 700 bin tirajlı hafta sonu ekinde şahsen yazdım. Kişisel husumetimi ben bu yaşım ve "reytingimle" aşabildim, o aşamadı. Benimle ilgili de bir araştırmacı gazetecilik(!) çalışmasına imza attı. Kimi arkadaşlarım benim yaptığımı "büyük eziklik", federasyon yönetimindekiler "yersiz bir objektiflik kaygısı" olarak yorumladı. Onlar da iyi anlayamamışlar işin özünü.
Bu forumu tarafların okuduğunu bilerek tekrar yazıyorum: Adalet herkes içindir. Konu bir kişinin satrancı ne kadar iyi oynadığıyla (1200 de olabilirdi cezayı alan) veya onları sevip-sevmememizle, o kişilerin nasıl karakter sahibi olduklarıyla alakalı değildir. Cezalar hukuki de olabilir, mevcut hukukun gereği olabilir (pozitif-doğal hukuk) ki cezaların başkalarına verilmemiş olması da ayrı bir sorun; ama adil olduğunu göstermez.
Sporcu odaklı bir spor bürokrasisi olmadığı sürece böyle şeyler yaşamaya ve büyük ihtimalle de Olimpiyatlar'da (bizimkini kastetmiyorum) başarısız olmaya devam edeceğiz. Başarısız derkeni potansiyelinin hiçbir zaman gerçekleşmemesini kastediyorum.