05-12-2014, 21:51
Merhaba
wind-Mill - kelime anlamı yel değirmeni.Yani ingilizceden direkt çeviri,oysaki mill öğütmek anlamındadır.Tahtada yapılan manevraya bir nesne ismi vermek ingilizcede uygun olabilir ama türkçede bir fiil tanımlamak daha doğru geliyor bana.Yani "Kale öğütmeye başladı gibi",Kale öğütmeyi tehdit ediyor gibi" oysa bu cümleleri değirmen kelimesi ile yapamayız.Yani bazı kelimeleri ingilizceden direkt çeviri değil de tahtayı düşünerek adlandırmalıyız.Buda bu konunun açılma sebeplerinden .
Zugwang - Hamle sıkışması çok uygun gözüküyor.( Zeitnota zaman sıkışması diyorsak buna neden demeyelim)
Fiachetto - Köşe filini çok benimsedim.(Fianchettoyu çocuklara anlatmak zor.)
Satranç dünyasında maalesef böyle çalışmalar olmadığından kağıt üstünde tav olmasak bile klüplerde tav olunduğunu görüyoruz.Toplumun kabul ettiğini değiştirmek kişilerin yapabileceği bir şey elbette değildir.Ama bu konu bile bir kaynaktır.Düşünsenize çevirmen böyle bir sözdizini bulamadığı için kelimeyi olduğu gibi kullanıyor yada kendisi bir şey uyduruyor. Sonrada bu kitabı okuyan bunu toplumun kabul ettiği kelime sanıyor.
Bence görüşlerimizi konuşmaya devam etmeliyiz.Konu önemli.
Selam ve Saygılarımla...
wind-Mill - kelime anlamı yel değirmeni.Yani ingilizceden direkt çeviri,oysaki mill öğütmek anlamındadır.Tahtada yapılan manevraya bir nesne ismi vermek ingilizcede uygun olabilir ama türkçede bir fiil tanımlamak daha doğru geliyor bana.Yani "Kale öğütmeye başladı gibi",Kale öğütmeyi tehdit ediyor gibi" oysa bu cümleleri değirmen kelimesi ile yapamayız.Yani bazı kelimeleri ingilizceden direkt çeviri değil de tahtayı düşünerek adlandırmalıyız.Buda bu konunun açılma sebeplerinden .
Zugwang - Hamle sıkışması çok uygun gözüküyor.( Zeitnota zaman sıkışması diyorsak buna neden demeyelim)
Fiachetto - Köşe filini çok benimsedim.(Fianchettoyu çocuklara anlatmak zor.)
Satranç dünyasında maalesef böyle çalışmalar olmadığından kağıt üstünde tav olmasak bile klüplerde tav olunduğunu görüyoruz.Toplumun kabul ettiğini değiştirmek kişilerin yapabileceği bir şey elbette değildir.Ama bu konu bile bir kaynaktır.Düşünsenize çevirmen böyle bir sözdizini bulamadığı için kelimeyi olduğu gibi kullanıyor yada kendisi bir şey uyduruyor. Sonrada bu kitabı okuyan bunu toplumun kabul ettiği kelime sanıyor.
Bence görüşlerimizi konuşmaya devam etmeliyiz.Konu önemli.
Selam ve Saygılarımla...