29-01-2015, 18:03
Tutku Dinçer'e katılmıyorum. Bir turnuva oynuyorsunuz ve turnuvada derece kovalamak için rakiplerinizin ilk hangi turnuvaya katıldığını mı araştırmanız gerekecek? Sadece bu turnuvayı gözümüzün önüne getirmeyelim. Olabilecek her türlü kuvvet derecesinde ve ödüle göre de düşünmek gerekir. Bu uluslararası bir turnuva olsaydı, çok sayıda GM ve WGM katılsaydı ya da Türkiye Birinciliği ve Türkiye Kadınlar Birinciliği turnuvaları birleştirilseydi nasıl davranacaktık?
Turnuvalar tek bir çatı altında birleştirildikten sonra, ilk kaydınızı nereye yaptığınızın bir önemi kalmaz. Ben artık bu turnuvanın bir oyuncusuyumdur ve bu turnuvayı kazanma hakkımı tüzükte ne yazarsa yazsın elimden alamazsınız. Kızlar kategorisi ödülleri ayrıca verilebilir. Tüzükte yazmak koşuluyla turnuvayı birinci bitiren kızımız, kızlar kategorisinde dereceye alınmayabilir. Satranç turnuvalarında kategoriler arasında bir hiyerarşi vardır ve en üstte yer alan genel kategoridir.
Tüzüklere saçma maddelerin yazılması durumunda buna saplanıp kalmamak hakemlerin ve yöneticilerin ikinci görevidir. Birinci görev elbette saçma tüzükler yazıp onlara onay vermemek olmalı. Hele ki iki yıl önce tam tersine karar vermişseniz.
Kayseri'de yaşanan olayda 8 kız sporcu çok rahat bir biçimde kendi aralarında yarıştırılabilecekken ana turnuvaya katılmış. Bir çok yaş grubu birleştirilmiş. 12-14-16-18 yaş gruplarını kız - erkek olarak birleştirseniz, bu turnuvanın 18 yaşında olan en başarılı erkek oyuncusu 21. olsa yine de o oyuncuyu turnuva genel 1. si ilan edecek miyiz? Mantık kurallarını tüzüğe takılıp çok zorlamamak gerekir.
Bakın pek çok defa tekrar ettik yine edelim. Satrancın kendi kuralları akıl ve mantık süzgecinden geçtikten sonra gayet güzel bir biçimde yerleşmiştir. Bu kuralları, aksi yönde zorlamak da hiçbir zaman bir yarar getirmemiştir. Örneği olmayan bu uygulama, tüzükte ne yazarsa yazsın uygulanmamalıdır ve uygulanamaz. Uygulanırsa da üst makamlarca bozulmalıdır.
Geldiğimiz noktada sorunların önemli bir kaynağı da , satranç kültürü, mantığı ve bilgisiyle değil, sadece yeterince özümsenememiş, bir çoğu yanlış anlaşılmış kurallar üzerinden tüzükler ve yönetmeliklerle satrancın idare edilmeye çalışılmasıdır. Bu nedenle ne şehirlerde inisiyatif kullanabilecek hakemlerimiz ne üst kurullarda geri adım atabilecek kadar kendine güveni olan yöneticilerimiz mevcuttur.
TSF kurullarında olup bu uygulamayı savunan var mı? Mustafa Bey Başkan Tülay ile görüştüğünü söylüyor. Başkanın bu konuda bir fikrinin olduğunu sanmıyorum ancak MHK başkanı Olgun Kulaç, teknik kurul başkanı Abidin Ünal, konuyla ilgili görüşlerini açıklamalıdır. Gerçekten uygulamanın arkasındalar mı yoksa yanlış olduğunu kabul ettikleri halde geri dönemiyorlar mı? Bu turnuvanın tüzüğü teknik kurul tarafından incelendi mi? Mustafa Bey'in itirazları kim tarafından değerlendirildi ve neden olumsuz görüş bildirildi? 2012 yılında neden tam tersi karar alındı?
Bu sorular bizim için tüzükte yazanlardan daha önemlidir.
Turnuvalar tek bir çatı altında birleştirildikten sonra, ilk kaydınızı nereye yaptığınızın bir önemi kalmaz. Ben artık bu turnuvanın bir oyuncusuyumdur ve bu turnuvayı kazanma hakkımı tüzükte ne yazarsa yazsın elimden alamazsınız. Kızlar kategorisi ödülleri ayrıca verilebilir. Tüzükte yazmak koşuluyla turnuvayı birinci bitiren kızımız, kızlar kategorisinde dereceye alınmayabilir. Satranç turnuvalarında kategoriler arasında bir hiyerarşi vardır ve en üstte yer alan genel kategoridir.
Tüzüklere saçma maddelerin yazılması durumunda buna saplanıp kalmamak hakemlerin ve yöneticilerin ikinci görevidir. Birinci görev elbette saçma tüzükler yazıp onlara onay vermemek olmalı. Hele ki iki yıl önce tam tersine karar vermişseniz.
Kayseri'de yaşanan olayda 8 kız sporcu çok rahat bir biçimde kendi aralarında yarıştırılabilecekken ana turnuvaya katılmış. Bir çok yaş grubu birleştirilmiş. 12-14-16-18 yaş gruplarını kız - erkek olarak birleştirseniz, bu turnuvanın 18 yaşında olan en başarılı erkek oyuncusu 21. olsa yine de o oyuncuyu turnuva genel 1. si ilan edecek miyiz? Mantık kurallarını tüzüğe takılıp çok zorlamamak gerekir.
Bakın pek çok defa tekrar ettik yine edelim. Satrancın kendi kuralları akıl ve mantık süzgecinden geçtikten sonra gayet güzel bir biçimde yerleşmiştir. Bu kuralları, aksi yönde zorlamak da hiçbir zaman bir yarar getirmemiştir. Örneği olmayan bu uygulama, tüzükte ne yazarsa yazsın uygulanmamalıdır ve uygulanamaz. Uygulanırsa da üst makamlarca bozulmalıdır.
Geldiğimiz noktada sorunların önemli bir kaynağı da , satranç kültürü, mantığı ve bilgisiyle değil, sadece yeterince özümsenememiş, bir çoğu yanlış anlaşılmış kurallar üzerinden tüzükler ve yönetmeliklerle satrancın idare edilmeye çalışılmasıdır. Bu nedenle ne şehirlerde inisiyatif kullanabilecek hakemlerimiz ne üst kurullarda geri adım atabilecek kadar kendine güveni olan yöneticilerimiz mevcuttur.
TSF kurullarında olup bu uygulamayı savunan var mı? Mustafa Bey Başkan Tülay ile görüştüğünü söylüyor. Başkanın bu konuda bir fikrinin olduğunu sanmıyorum ancak MHK başkanı Olgun Kulaç, teknik kurul başkanı Abidin Ünal, konuyla ilgili görüşlerini açıklamalıdır. Gerçekten uygulamanın arkasındalar mı yoksa yanlış olduğunu kabul ettikleri halde geri dönemiyorlar mı? Bu turnuvanın tüzüğü teknik kurul tarafından incelendi mi? Mustafa Bey'in itirazları kim tarafından değerlendirildi ve neden olumsuz görüş bildirildi? 2012 yılında neden tam tersi karar alındı?
Bu sorular bizim için tüzükte yazanlardan daha önemlidir.