30-01-2015, 17:34
(Son Düzenleme: 30-01-2015, 17:56, Düzenleyen: Kayseri Satranç.)
Değerli yorumları için herkese teşekkür ediyorum. Ateş Hocam iyi ki varsınız bu camia içerisinde diyorum. Sizler gibi değerli birçok kişiden özelden veya genelden yorumlar ve destek alıyorum. Şu ana kadar olumsuz görüş almış değilim. Sayın Av. Tutku DİNÇER in yorumunu da olumsuz görmüyorum. Özelden gönderdiğim turnuva yönergesi ve diğer dökümanları değerlendirmesi sonrası yaptığımız telefon görüşmesinde turnuvanın yaş grupları olduğunu zannetmesinden kaynaklanan bir açıklama olduğunu anladım. Herkesin görüş ve kararına saygılıyız. Tek saygı duyamayacağım karar hatıra gönüle verilen veya kişilere göre değişebilen yanlı kararlardır.
Ateş Hocam beni teselli için yaşadığınız benzer bir olayı paylaşmışınız. Ancak bu örnek beni teselli etmediği gibi daha da üzdü. Nedenine gelince olay benzer ama çözümü bizim Türkiye' deki ile taban tabana zıt ne yazık ki. Adamlar hata yapmış, hatalarını anlamış ve telafi yolunu aramışlar. Ne güzel. Bizimkiler de hatayı yeni hatalarla örtbas etmeye çalışıyorlar. Hepimizin de zaman zaman hata yapma riski mevcuttur. İnsanız nihayetinde yabancı da olsa Türk de olsa hata yapabilir. Önemli olan o hatadan dönebilmektedir. Bahsettiğiniz olayda kişiler hata yapmış olsalar dahi erdemlilik gösterip nasıl telafi edecekleri çabasına girmişler. Bizim olayda da satranç camiasının ileri gelenlerinin tamamı ve hatta hatta Federasyonun aktif yöneticilerinin neredeyse tamamı bu olayın yanlış uygulandığını iletmelerine rağmen hatayı örtbas etme yoluna gitmektedirler. Mağdur olan taraf olmama rağmen hatanın düzeltilerek olayın küllenmesi için başvurmadığım girişim kalmadı. Ta ki Federasyonun resmi olumsuz cevabına kadar. Bu resmi kararı görene kadar olayı paylaşıma açmadım. Ben o kararı alan kişi veya kişilerin de bu olayın doğru olduğuna inanarak karar aldıklarına inanmıyorum. Ama birileri hatalı talimat verdi o hata geri alınamıyor.
Anlayamadığım ise bu camiada hem görevde olan ve hemde bu karara hatalı diyen kişilerin nasıl arkadaşlarını ikna edemiyor oldukları. Oysa ki kesinlikle onların çoğunlukta olduklarını net olarak biliyorum.
Herkesi vicdanları ile baş başa bırakmaktan başka çare yok şu aşamada sanki. Ben de evlatlarında, torunlarında veya yakınlarında bulsunlar diyeceğim ama büyüklerin ahının küçüklerden çıkmasına gönlüm razı olmuyor. Ya mağdur edilen kız çocuğuna sahip çıkması gereken bu camianın bayanlarının sessizliğine ne demeli?
Ateş Hocam beni teselli için yaşadığınız benzer bir olayı paylaşmışınız. Ancak bu örnek beni teselli etmediği gibi daha da üzdü. Nedenine gelince olay benzer ama çözümü bizim Türkiye' deki ile taban tabana zıt ne yazık ki. Adamlar hata yapmış, hatalarını anlamış ve telafi yolunu aramışlar. Ne güzel. Bizimkiler de hatayı yeni hatalarla örtbas etmeye çalışıyorlar. Hepimizin de zaman zaman hata yapma riski mevcuttur. İnsanız nihayetinde yabancı da olsa Türk de olsa hata yapabilir. Önemli olan o hatadan dönebilmektedir. Bahsettiğiniz olayda kişiler hata yapmış olsalar dahi erdemlilik gösterip nasıl telafi edecekleri çabasına girmişler. Bizim olayda da satranç camiasının ileri gelenlerinin tamamı ve hatta hatta Federasyonun aktif yöneticilerinin neredeyse tamamı bu olayın yanlış uygulandığını iletmelerine rağmen hatayı örtbas etme yoluna gitmektedirler. Mağdur olan taraf olmama rağmen hatanın düzeltilerek olayın küllenmesi için başvurmadığım girişim kalmadı. Ta ki Federasyonun resmi olumsuz cevabına kadar. Bu resmi kararı görene kadar olayı paylaşıma açmadım. Ben o kararı alan kişi veya kişilerin de bu olayın doğru olduğuna inanarak karar aldıklarına inanmıyorum. Ama birileri hatalı talimat verdi o hata geri alınamıyor.
Anlayamadığım ise bu camiada hem görevde olan ve hemde bu karara hatalı diyen kişilerin nasıl arkadaşlarını ikna edemiyor oldukları. Oysa ki kesinlikle onların çoğunlukta olduklarını net olarak biliyorum.
Herkesi vicdanları ile baş başa bırakmaktan başka çare yok şu aşamada sanki. Ben de evlatlarında, torunlarında veya yakınlarında bulsunlar diyeceğim ama büyüklerin ahının küçüklerden çıkmasına gönlüm razı olmuyor. Ya mağdur edilen kız çocuğuna sahip çıkması gereken bu camianın bayanlarının sessizliğine ne demeli?