30-01-2015, 20:41
EK C Ankara 30 Ağustos 2012 Zafer Bayramı Satranç Turnuvası Yönergesi..doc (Dosya Boyutu: 85.5 KB / İndirme Sayısı: 19)
EK E Kayseri 24 Kasım Öğretmenler Günü Satranç Turnuvası Yönergesi..doc (Dosya Boyutu: 149.5 KB / İndirme Sayısı: 32)
Tekrar merhaba,
Mustafa Bey, elindeki tüm belgeleri gecenin 2'sinde bana e-mail ile göndermiş. Yine sabah 9 itibariyle de göndermiş. Öğlene doğru da kendisi beni aradı ve yarım saate yakın da telefonda sohbetimiz oldu. Başlı başına bunlar bile kendisinin bu konuyu ne kadar yakinen takip ettiğinin bir göstergesi. Kendisini bu yaklaşımından dolayı tebrik etmemek mümkün değil. Kendisi bazı belgeleri sadece bana gönderdiğini belirtti ancak, bazı belgeleri ise yeni üye olması sebebiyle foruma yükleyemediğini belirtti. Ben o yükleyemediği belgelerden ikisini (2012 ve 2014'teki turnuvaların yönergeleri) bu mesajın ekinde paylaşıyorum.
Daha önceki mesajımda de belirttiğim üzere, bu işin en ideal çözümü bir tane fazladan kupayı/madalyayı sporculara vermektir. Hele ki bu sporcuların 14 yaşında olduğunu göz önünde bulundurursak yöneticilere düşen başarılı sporcuları (çocukları) teşvik etmek ve ödüllendirmektir.
"14-15-16 yaş genel kategorisinde mücadele ederek 6 tam puan ile hem kendi kategorisini, hem de bu kategoriyi en yüksek puanla tamamlayan sporcumuz X Y'ye iki kategori için de kupasını/madalyasını takdim ediyoruz." demek olayı sorun boyutuna taşımadan çözüme ulaştıracak en kolay yoldur.
Kaldı ki, şu aşamada bile yöneticilere, yöneticiliğe yakışan, haklı veya haksız diye düşünmeden, hukuki sürecin sonucunu beklemeden ve hukuki süreç sonunda sporcunun haksız olduğu anlaşılsa bile geri almamak üzere, bu sporcuya iki kategorinin ödülünü de tören ile takdim etmektir.
Şimdi herkesin hemfikir olduğu işin vicdani boyutunu geçip, hukuki boyutuna gelirsek;
Ateş Bey'in de yıllardır takip edip gördüğü üzere, ben bir TSF yalakası olarak, yanlışlarında bile sürekli TSF'yi savunan, yaptığı hataları doğru gibi göstermek ve üzerini örtmek için çabalayan, TSF kurullarında görev verildikten sonra "sustu" yaftasını üzerimde taşıyan birisi olarak ve bu tutumumu bu başlıkta Ateş Bey'in dediği üzere "adıgeçen kararı verenler lehine en küçük veriyi dahi değerlendirmeye çalışan" konunun çıkarcı bir tarafı olarak şunları söylemeyi kendime görev ediniyorum (Belki de TSF'den "adıgeçen kararı verenler lehine en küçük veriyi dahi değerlendirmeye çalışmam" için tarafıma talimat gelmiştir, görev verilmiştir) :
2012 yılındaki turnuva yönergesinin 1.c) maddesi şu şekildedir: "9 yaş ve altı 29 Ağustos 2012 Çarşamba günü saat: 14:00’de, 12 yaş ve altı 16:00’da, büyükler ise saat:18:00’de başlayacaklardır. Bayan sporcular genel kategori içerisinde aldıkları puanlara göre derecelendirilecektir."
Bu hüküm çok açıktır ki, o sene 12 yaşında olan sporcumuz turnuvada bulunan 3 kategoriden kendisine uygun olan 12 yaş altı (genel) yada büyükler (genel) kategorisinde oynayacaktır. Bu turnuvada 12 yaş altı bayanlar diye bir kategori olmadığına dikkat çekmek isterim. Sporcu 12 yaş kategorisinde oynamıştır ve o kategoride dereceye girmiştir. Kayıt yaptırıp dereceye girdiği kategoride de ödülünü (çeşitli uğraşlar sonucunda) almıştır. Bu turnuva yönergesindeki "Bayan sporcular genel kategori içerisinde aldıkları puanlara göre derecelendirilecektir." ibaresi tamamen genel sıralamada dereceye girememesi halinde bayan sporcuları korumaya yönelik bir maddedir. Gerek duyulması halinde uygulanacaktır. Ancak, sporcunun aldığı sonuç itibariyle böyle bir "korumaya" ihtiyacı kalmamıştır.
2014 yılında ise durum çok ama çok farklı. Yönergenin 2.1.1 maddesi "Her yaş aralığındaki sporcular, genel ve kızlar olmak üzere 2 ayrı kategoride yarışacaktır." demektedir. Yani bu sefer turnuvada 14-15-16 yaş kızlar kategorisi var. Öncelikle şunu belirteyim, bu kategori turnuva yönergesinde yer alan tek bir kategoridir. 14 yaş kategorisini 16 yaşla birleştirmiş değildir. Zaten ekte yer alan yönergeye baktığınızda bunu göreceksiniz.
Turnuva yönergesinin 3.2.1. maddesi ise şu şekildedir: "Katılıma göre kategorileri birleştirmeye, tur sayısını ve eşlendirme sistemini değiştirmeye Başhakem yetkilidir. Birleştirilmiş kategorilerindeki sporcular aynı yaş grubunun genel kategorisine eklenir."
Yönergenin devamında ise meşhur maddemiz yer almaktadır: "3.4.1. İtiraz Kurulu oluşturulmayacaktır. Başhakemin kararı kesindir."
Ve somut olayın anahtarı olan yönerge maddesi ise şudur: 4.1.2. "... Birleştirilmiş kategorilerindeki sporcular kendi kategorilerindeki ödüllere hak kazanırlar."
Şimdi bu maddeleri birlikte değerlendirelim:
1- Sporcu, 14-15-16 yaş altı kızlar kategorisine kayıt yaptırmıştır ve bu kategoride oynamak istediğini de birçok kez dile getirmiştir.
2- Başhakem birleştirilmiş kategorideki, yani 14-15-16 yaş altı kızlar kategorisindeki sporcuları aynı yaş grubunun genel kategorisine yani 14-15-16 yaş altı genel kategorisine yönerge hükmü doğrultusunda eklemiştir.
3- Başhakemin bu kararı yönergede yazdığı üzere kesindir.
4- Birleştirilmiş kategorideki yani 14-15-16 yaş altı kızlar ve 14-15-16 yaş altı genel kategorilerindeki sporcu, kendi kategorisindeki yani 14-15-16 yaş altı kızlar kategorisindeki ödülünü almıştır.
Başhakemin sayısı az bulması ve kategoriyi birleştirmesi yada başka uygulamaları doğru mu yanlış mı tartışılabilir ama başhakem, doğru veya yanlış bir takım kararlar vermiştir ve bu kararlar yönergeye göre kesindir. Burada yönergeye aykırı bir uygulama var mıdır? Kesinlikle yoktur.
Hukukta bir madde 2 yöntemle yorumlanır: Lafzı ve ruhi. Yani sırasıyla, okuyunca ne anladığımız ve aslında o madde ile ne amaçlandığı.
"Birleştirilmiş kategorilerindeki sporcular kendi kategorilerindeki ödüllere hak kazanırlar." cümlesinde kalın yazdığım kısımdan dolayı biraz zorlarsak lafzı yorumu "Birleştirilmiş kategoride oynayınca, kendi kategorilerinde ödül alma hakları son bulmaz." şeklinde yapabiliriz. Ancak, ruhi yani amaca yönelik yorumlayınca, biz satranççılar olarak şunu biliriz ki, "Hak kazandığı bütün ödülleri alır" "Sadece yüksek olan ödülü alır" "Kendi kategorisindeki ödülü alır" "Ödüller paylaştırılır" vs. gibi ödüle yönelik bütün maddeler spesifik olarak alacağı ödülü tespit etmeye yöneliktir. Yani bu maddede de, sporcunun alacağı ödülün "kendi kategorisindeki ödül" olduğu yönergede tespit edilmiştir. Zaten iki ödülü de alması istenseydi yönerge maddesi şu şekilde hazırlanırdı: "Birleştirilmiş kategorilerindeki sporcular kendi kategorilerindeki ödüllere "de" hak kazanırlar."
Son olarak, final sıralamasında 4. sırada yer alan ve "Birleştirilmiş kategorilerindeki sporcular kendi kategorilerindeki ödüllere hak kazanırlar." maddesine rağmen 14, 15, 16 yaş altı kızlar kategorisi birincisi aynı zamanda 14, 15, 16 yaş altı genel birincisi ödülünü de alırsa, hak kazandığı takdirde turnuvayı hiç bir ödül almadan kapatacak çocuğu da gözünüzün önüne getirin.
Bu noktada şu düşünülebilir; uygulamalar yönergeye uygun da, yönerge doğru mudur? Zaten Mustafa Bey'in asıl itiraz ettiği nokta da yönergenin usulsüz olduğudur.
Detaylara hiç girmeden şunu belirteyim, sporcu, turnuvaya katılmakla o yönergeyi kabul etmiştir. Yani yönerge hukuka aykırı olsa bile, sporcu zamanında gerekli prosedürü işletmemiş ise o yönerge hükümlerine rızası vardır. Kaldı ki, amatör spor federasyonları tarafından hazırlanan mevzuata karşı yayınlandıktan itibaren süresi içerisinde itiraz ettiniz, ettiniz. Etmediyseniz o artık kesinleşmiştir.
Netice olarak, yöneticilerin, hatta İl Yöneticilerinin değil, bizzat Ankara'daki TSF Yöneticilerinin olaya el koyarak bu sporcumuzu desteklemek, teşvik etmek ve ödüllendirmek adına kendisine iki ödülü de yerel bir turnuva bitiminde düzenlenen ödül töreni esnasında, hukuki süreç sonunda sporcunun aleyhine bir karar çıksa bile geri almamak üzere takdim etmelerinin en yapıcı çözüm olacağını düşünüyorum. Ancak, hukuki açıdan baktığımda değerlendirmelerim maalesef yukarıdaki gibidir.
Umarım "adıgeçen kararı verenler lehine en küçük veriyi dahi değerlendirmeyi" başarabilmişimdir Ateş Bey.