10-02-2015, 17:05
(Son Düzenleme: 10-02-2015, 17:33, Düzenleyen: Attorney at Law.)
(09-02-2015, 21:00)Miyazaki Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Her defasında basit ve yalın şekilde yazdım,konunun bu şekle gelmesi forum açısından üzücü olması gereken bir durum.Sayın Miyazaki, haklısınız, konunun bu şekle gelmesi üzücüdür. Hele ki kendisine bir forum sayfasında yani internete giren herkesin okuyabileceği bir sayfada açıkça ve birden fazla kez hakaret edilmiş olan benim açımdan fazlasıyla üzücüdür.
Muzaffer Bey, Ateş Bey ve Tayfun Bey zaten yazılanların hakaret olduğunu, üzücü olduğunu, hakaret edilmemesi gerektiğini belirttiler.
Hakaret eden kişiye ise hatasını anlayıp özür dilemesi için bir fırsat verdim ancak, bu fırsat usulünce değerlendirilmeyince onuruna, şerefine, itibarına yönelik olumsuz sözlere maruz kalan herkese hukuk düzeninin tanımış olduğu hakları kullanmak zorunda kaldım.
Bütün satranç camiasının ve benim müvekkillerimin, hatta adımı googlea yazan herkesin okuyabileceği bir ortamda bana bir mesajda birden fazla kez onurumu, şerefimi, itibarımı rencide edici, küçük düşürücü hakaretlerde bulunan ve açıkça özür dileme yolunu da seçmeyen bir kişi karşısında sizce ne yapmalıyım, siz olsanız ne yapardınız? Sizin özelinizde forumu takip eden herkese soruyorum. Buraya yazmasalar bile kendi samimi cevaplarını kendilerine versinler lütfen.
Daha önce bana http://forum.satranc.biz/showthread.php?...2#pid14522 linkini kopyaladığım başlıkta "özür dilemeyi hala akıl edememiş", "terbiyesizlik" ve "terbiye sınırlarını zorlar" şeklindeki sözlerinden sonra, o zamana kadar "satranç için birşeyler yapmaya çalışan, satranç sporcusu kökenli genç bir antrenör" olarak gördüğüm kişiye tazminat davası açarak kendisini zor durumda bırakmamayı tercih etmemin, onun yazılarını sadece okumadan geçmekle yetinmemin, bu tür yazıların hakkımda yazılabileceği düşüncesini doğurması asla söz konusu olmamalıdır.
Umarım bundan sonra kimsenin kimseye hakaret etmediği, kırmadığı yazılar görürüz.
(10-02-2015, 16:27)nurkuti Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Çok kısa bir katkı. Hukukta "ruhî" yorum diye bir şey yoktur. Lafzî yorumun yanında "gaî", "âdil" "Hakkaniyetli" yorumlar olabilir.Ayrıca, bana hitaben gönderilen bu yazıda ruhi yorum olmadığı şeklinde hukuken hatalı bulunan bir ifade kullanılmıştır. http://ktpsunucu.anayasa.gov.tr/web/cata...e_id=14304 Anayasa Mahkemesi'nin sitesinde yer alan bu kaynakta 68. sayfada "Ruhi Yorum"un anlatıldığını görebilirsiniz. Keza, Hukuk Fakültelerinde ilk öğretilen konulardan biri olan Medeni Kanun'un 1. maddesinde "Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır." yazmaktadır. Kanun, güncel Türkçe' ile yazılmadan önce "sözüyle ve özüyle" yerine "lafzı ve ruhuyla" kelimeleri yer almaktaydı. Bu hükümdeki "özü" kelimesi karşısında doktrinde çoğu zaman "kanunun ruhu" kavramı da kullanılır. Nitekim, http://www.muhasebetr.com/yazarlarimiz/e...yazdir.php bu yazıda da göreceğiniz üzere "ruhsal yorum" kavramı da kullanılmıştır.
Nurkut İnan
Bu fikir alışverişi için ayrıca memnuniyetimi belirtir, faydalı olduğunu umarım.
Diğer taraftan, dava açmak ve yasal başvuru hakkımı kullanmak asla ve asla TEHDİT olarak düşünülemez. Aksine, dava açılacağının ve yasal müracaatta bulunulacağının belirtilmesi bir son çare olarak karşı tarafı yaptığı hatayı düzeltmeye davet şeklidir.
Farklı görüşlerde bulunulması ve bu görüşlerin belli sınırları aşmamak üzere sıkı sıkıya savunulması asla hakaret olarak kabul edilemez. Bu sadece bir fikrin sıkı sıkıya savunulmasından ibaret olur. Ortalama her insan, bir fikrin sıkı sıkıya savunulması ve empozesi ile, karşı tarafı rencide etme, küçük düşürme ve böylece yazı yazarken veya konuşurken bir nevi kendini tatmin etmenin sınırlarını fikri sıkı sıkıya savunmanın sınırlarıyla ayırabilecek durumdadır.
İşte bu sınırlara uyan kimsenin, başkalarından çekinmesine gerek kalmaz. Zaten bilinen bu açıklamayı, gönderdiği yazısında, yazısını hakkımda dava açılacak mı diye titreyerek gönderdiğini belirten kişiyle paylaşmak amacıyla yazdım.